

75
da tahsil edilememesi nedeniyle fi-
nansman giderlerini ve kur riskini
karşılamaktan çok uzak olduğu, bu
nedenle de üretime yıl sonuna ka-
dar zorunlu olarak ara verileceği bil-
diriliyordu.
Yazıda belirtildiğine göre Zirai Do-
natım Kurumu’ndan tahsilatların or-
talama 4,5 ayda yapılabilmesi, özel-
likle 2 ay vadeli yapılan dış alımlar-
da akreditiflerin kapatılamaması-
na ve şirketin kur riskine girmesi-
ne neden oluyordu. Toros’un Ağus-
tos 1984 sonu itibariyle taşıdığı kur
riskinin boyutları 11 milyon dolara
ulaşmıştı. Devlet tarafından çoğu
zaman çok geç açıklanan gübre fi-
yatları, gübre üreticilerini sattığı
malın fiyatını bilmeksizin üretim
yapmak zorunda bırakıyor ve onları
–yazışmadaki ifadeyle– “medeni bir
sanayicilik felsefesi içinde önlerini
görerek üretim yapma” olanağından
mahrum ediyordu.
Toros Gübre Bütçe ve Finansman
Müdürü Mehmet Erten, ilerleyen
günlerde
Dünya
gazetesine yaptı-
ğı bir açıklamada, Toros Gübre’nin
eylül ayında kısmi olarak ara verdiği
üretimi 25 Ekim tarihinde tamamen
durdurmaya karar verdiğini bildiri-
yor ve üretim birimlerinin bu vesi-
leyle bakıma alınacağını duyuruyor-
du.
5
Böylece Ceyhan fabrikasında
üretim 107 gün duracak ve bu ne-
denle kapasite kullanım oranı %64’e
gerileyecekti. Üstelik bu süre için-
de Toros Gübre’ye kompoze gübre
ihraç etmesi için izin verilmediğin-
den, bu yönde gelen teklifler de geri
çevrilmek zorunda kalacaktı.
6
LİBERASYON
1986 yılı, gübre sektörünü artık fel-
ce uğratan devlet denetiminin kalk-
tığı ve gübre sektörünün çağdaş
bir anlayışta serbest rekabet şart-
larına kavuştuğu bir yıl olarak, To-
ros Gübre’nin tarihinde belki de en
önemli köşe taşını oluşturuyordu.
Gazetelerde gübre sektörüyle ilgi-
li küçücük bir haber olarak yayım-
lanan ve muhtemelen pek fazla kişi-
nin dikkatini çekmeyen bu gelişme,
Toros’un diğer rakiplerden ayrışma-
sını ve geriden başladığı yarışta hız-
la öne geçmesini sağlayan koşulla-
rın oluşması bakımından bir dönüm
noktasıydı.
Türkiye’nin ve gübre sektörünün
içinde bulunduğu koşullar, 1986 yı-
lına kadar bir devlet monopolü gö-
rünümünde olan gübre sektöründe
köklü değişiklikler yapılmasını bir
bakıma artık zorunluluk haline ge-
tirmişti. 24 Ocak Kararları ile 1980
yılından itibaren ekonomi yönetimi
tarafından empoze edilmeye başla-
yan liberal uygulamalar, gübre sek-
törü üzerindeki etkisini ilk olarak
sübvansiyonların azaltılması yoluy-
la hissettirmişti. Bu durum gübre
fiyatlarında %60’a varan fiyat artış-
larına neden olurken, 1985 yılında
KDV uygulamasının da başlaması
Toros Gübre, 1980’lerin ilk
yarısında sektörde yaşanan
sorunların bir yansıması
olarak 1984 yılı sonlarında
100 günü aşkın bir süre
üretime ara vermek zorunda
kaldı.
1986’da gübre üreticilerine
her türlü pazarlama ve
satış faaliyetleri ile kendi
fiyatını tespit etme hakkının
verilmesi, Toros’a tarihindeki
en büyük sıçramayı yaşama
olanağı tanıdı. Bu gelişme,
Toros’un diğer rakiplerinden
ayrışması ve öne çıkması için
bir dönüm noktasıydı.