35
Akşamüstü ekip ile buluşup dönüş yoluna geçtik. Gene 3-4 saat süren
yol sonrası gayet yorgun ve mutlu bir şekilde otelimize ulaştık. Gün-
lük ortalama 15-20 km civarında yürüyor olmanın acısını dönünce
yaşayacağımızın bilincinde güzel bir uyku çektik.
30 Ocak 2016, Cumartesi
Cumartesi günü erkenden kalkıp otobüs ve tramvay ile tekrar
Venedik’e geldik. Bu kez şehri biraz daha detaylı gezme fırsatımız
oldu. Gün boyu, hatta geldiğimizden beri ana besin kaynağımız pizza
ve dondurma oldu diyebilirim kendi adıma. Eşim biraz daha iyi ter-
cihler yaptı sanıyorum yemek konusunda. Deniz ürünleri, makarna-
ları ve kullandıkları soslarla İtalyan mutfağı son derece leziz ve keyif-
li. Yemek yeme kültürlerimiz arasında ciddi farklar var. Bizim
kültürümüzde yemekler ortaya gelir ve herkes istediklerini tabağına
alır. İtalyan restoranlarında gördüğümüz birinci tabak, ikinci tabak
gibi yemek sıraları İtalyanların ev hayatlarından gelmiş. Evdeki sıra-
dan bir akşam yemeğinde de 3-4 kere tabak değiştirerek sırayla ye-
mekleri alıyorlarmış.
Gelmeden önce internetten araştırmasını yaptığımız yerleri gezdik.
Şehirde birçok dükkânın özel tasarım ürünler satıyor olması dikkati-
mizi çekti. Her yerde gördüğümüz markaların aksine özel ürünler var
gerçekten, tabii fiyatları da o oranda yükselmekte bu mağazalarda.
Öğleden sonra saat 2 gibi karnaval için meydanda toplanılmaya baş-
lanması ile kalabalık arttı. Kurulan sahnede düzenlenen geleneksel
gösterileri, dansları ve kostümleri izleyebildik. İtalya’da yaşayan ar-
kadaşlarımızla akşam buluşup güzel bir restoranda akşam yemeği ve
şarap ile günü sonlandırdık. Son tramvay ve otobüsü yakalayarak
otele dönmeyi başardık.
31 Ocak 2016, Pazar
Son günümüzde Garda Gölü ve Verona şehri gezileri planlanmıştı.
Sabah havanın kapalı olması Garda Gölü’nün manzarasını görmemi-
ze engel olmuş olsa da, etrafındaki kasabalardan bir tanesini gezme
şansımız oldu.
Ekip olarak burada fazla vakit kaybetmeden Verona’ya gitme kararı
aldık. Verona, William Shakespeare’in meşhur Romeo ve Juliet eseri-
nin ev sahibi. Şehrin dışına otobüsü park ettikten sonra, şehir turu
ile merkeze kadar ulaştık. İtalya’da her şehrin girişinde turist kafile-
leri ve otobüsler oldukça yüksek giriş ücretleri ödüyorlar. Turizm ger-
çekten önemli gelir kaynaklarından biri İtalya’nın ve bunu çok iyi
yönetiyorlar.
Şehir merkezinde Romeo ve Juliet’in evine kadar devam eden turu-
muz sonrası gruptan ayrıldık. Alışveriş sokakları arasında geçen gü-
nümüzü, buluşma noktasında bir restoranda balkabaklı ravioli ve
spritz eşliğinde dinlenerek tamamladık. Ekibin toparlanması, otele
dönüp eşyaların alınması ve havaalanına geçilmesi ile dört günlük
İtalya seyahatimizin sonuna gelmiş olduk.
Gezdiğimiz üç şehir de birbirinden oldukça farklı tarihlere, fiziksel
yapılara ve günlük hayat akışına sahip. Venedik, mutlaka görülmesi
gereken bir şehir; hatta mümkünse karnaval zamanı. Floransa, içle-
rinde en etkileyici olan şehir; hem tarihteki duruşu, hem sanat eser-
leri, hem de güzel yapıları ile. Verona, daha sakin ve içlerinde en ya-
şanabilecek şehir bence. Hem güzellikleri, hem de düzeniyle huzur
veren bir şehir.
Tekfen’e yoğun iş ve İstanbul temposundan kaçarak, bize böyle güzel
bir gezi imkânı tanıdığı için gerçekten çok teşekkürler.
g