Previous Page  56 / 56
Information
Show Menu
Previous Page 56 / 56
Page Background

ANILARDA KALANLAR

Mustafa Kemal Paşa, Milli Mücadele’nin hemen ardından çıktığı yurt gezilerinde Adana’ya özel bir önem

vermişti. Atatürk, toplam 6 kez konuk olacağı kente ilk ziyaretini 15 Mart 1923 tarihinde gerçekleştirmiş-

ti. Adana’nın yanı sıra Tarsus ve Mersin’e de uğradığı bu gezisinde Mustafa Kemal, Türk Ocağı’nda çiftçi-

ler tarafından verilen bir ziyafete de katılmıştı. Çiftçilerin kendisine sembolik bir altın saban hediye etti-

ği Gazi, onlara hitaben şu konuşmayı yapmıştı (kısaltılmış ve sadeleştirilmiş olarak):

“Aziz Çiftçi Kardeşlerim,

Diyebilirim ki hayatımda yaşadığım en ulvi, en sade, en mesut ve samimi gece bu gecedir. Çünkü bu gece

çok derin hürmetlerle, muhabbetlerle bağlı olduğumuz milletimizin çoğunluğunu teşkil eden çiftçileri-

mizle bir sofrada bulunuyorum. Bu sofrada, onların emekleriyle meydana gelmiş ekmeği onlarla beraber

yiyoruz.

Arkadaşlar, dünyada fetihlerin iki yolu vardır. Biri kılıç, diğeri saban. Zaferinin vasıtası yalnız kılıçtan

ibaret kalan bir millet, bir gün girdiği yerden kovulur, rezil, sefil ve perişan olur. Onun için hakiki zafer

yalnız kılıçla değil, sabanla yapılandır. Saban, kılıç gibi değildir. O kullanıldıkça kuvvetlenir. Kılıç kulla-

nan kol çok geçmeden yorulduğu halde, sabanını kullanan kol zaman geçtikçe toprağın daha çok sahibi

olur. Kılıç ve saban... Bu iki fatihten birincisi, ikincisine daima mağlup oldu. Tarihin bütün olayları bunu

teyit ediyor. Milletimiz çok büyük elemler, mağlubiyetler, facialar görmüştür. Bütün olanlardan sonra yine

bu topraklarda bulunuyorsa, bu sebepledir. Çünkü Türk çiftçisi bir eliyle kılıcını kullanırken, diğer elinde-

ki sabanla topraktan ayrılmadı. Eğer milletimizin büyük çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bugün dünya

yüzünde bulunmayacaktık.

Açıkça ve iftiharla ilan ederim ki bu millet, milli benliğini idrak ve bunu bütün dünyaya ispat eylemiştir.

Milletimiz son zaferleri hep bu idraki sayesinde kazandı.

Arkadaşlar, milletleri kurtaran bu idrak ve unsurun geliştirilmesini en fazla çiftçilerimizden temin etme-

liyiz. Çünkü çiftçi ve çoban, bu millet için asli unsurdur. Elbette diğer unsurlar da bu asli unsur için lazım

ve faydalıdır, lakin hiçbir tereddede, endişeye kapılmadan bilmeliyiz ki o asli unsur olmazsa diğer unsur-

lar da yoktur.

g

Atatürk’ten, Adanalı çiftçilere...