33
Y
üzyıllardır turistlerin ilgisini çeken, sayısız dergi ve gezi kitap-
larında “Mutlaka görülmesi gereken yerler” listesinde ilk sıra-
larda yer alan Venedik, bu kez de bizleri konuk ediyor dünya-
sına. Venedik adasına ayak basar basmaz tarihi dokusu büyülüyor
bizleri. Piazza San Marco (San Marco Meydanı) ve çevresindeki turis-
tik yapıları, heykelleri ve önemli tarihi binaları inceliyoruz. Basilica
di San Marco (San Marco Bazilikası), Palazzo Ducale (Dükler Sarayı),
Campanile di San Marco (Aziz Mark’ın Çan Kulesi), Ponte dei Sospiri
(Son Nefes Köprüsü) görülmesi gereken önemli yapılar...
San Marco Meydanı’nda cumartesi günü başlayacak festival öncesi
son hazırlıklar devam ediyor. 177 tane kanalla birbirinden ayrılmış
ve 420 köprüyle birbirine bağlanan 118 adalı bir yüzen şehrin her
sokağı ayrı bir güzellik ve biz bu sokaklarda saatlerce dolaşıyoruz.
Her köşe başında bir köprü, her kanalda şarkı söyleyen gondolcular.
Biz de gondol sefasında buluyoruz kendimizi. Yaklaşık yarım saatlik
bir gondol keyfinden sonra, bölge halkının tercih ettiği lokal bir pizza
restoranına atıyoruz kendimizi. İtalyan pizzası gerçekten bir başka!
“Gelmişken İtalya’ya, gitmemek olmaz Floransa’ya” diyerek, sonraki
gün Floransa’nın yolunu tutuyoruz. Tam bir sanat şehri Floransa. Sa-
nat ve tarih meraklıları için en az 2-3 gün sürer bu şehirde dolaşmak.
Piazza della Signoria (Signoria Meydanı), Galleria degli Uffizi (Uffizi
Galerisi), Galleria Della Accademia (Akademi Galerisi), Duomo di Fi-
renze (Floransa Katedrali) ve Ponte Vecchio Köprüsü görülmesi gere-
ken yerlerden. Biz ise birkaç saatlik imkânımız dahilinde gezip gör-
düklerimiz, çektiğimiz fotoğraflar ve yediğimiz güzel yemeklerin
anısıyla ayrılıyoruz Floransa’dan.
Bir sonraki gün ise biraz da Orta Avrupa kültürü yaşayalım diyerek
Slovenya’ya doğru yola çıkıyoruz. Burada yaptığımız kısa gezi ile
Ljubljana şehrini ve büyüleyici güzellikteki Bled Gölü’nü bir gün de
olsa yaşama fırsatı buluyoruz.
Gezimizin son günü “vaporetto” ile Büyük Kanal üzerinde yaptığımız
yaklaşık yarımsaatlik vapur keyfinden sonra, SanMarcoMeydanı’nda
karnaval coşkusu ile harmanlanmış bambaşka bir Venedik karşılıyor
bizleri. Meydandaki ana sahnede gün boyu en iyi maske ve kostüm
yarışmaları ve çeşitli etkinlikler yapılıyor. Öncesinde yarışmacıların
çeşitli kostüm ve maskeler ile sokaklarda dolaşmasını ve yüzlerce in-
sanın onların fotoğraflarını çekmesini gözlemliyoruz. Biz de kalaba-
lıktan fırsat bulup fotoğraf çektiriyoruz. Öğlene doğru başlayan Il
Volo dell’Angelo (Meleğin Uçuşu) etkinliğini binlerce insanla beraber
izliyoruz. San Marco Meydanı’ndaki en yüksek yapı olan Çan
Kulesi’nden, meydanda kurulan sahneye kadar gerilen halatla bir
“meleğin” aşağıya “uçurulması” şeklinde gerçekleşiyor bu etkinlik.
Gün boyu devam eden etkinliklere, istemeyerek de olsa veda edip,
eve dönüş için havaalanına gidiyoruz.
Uçağımızın penceresinden son kez selamlıyoruz Venedik’i. Kanallar
şehri Venedik’i. Mutlaka görülmesi gereken bu şehri, özellikle karnaval
zamanında yaşama ayrıcalığını bize sunan Tekfen’e teşekkür ederiz.
Gökçe
ve
Caner Faki