Previous Page  13 / 56 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 13 / 56 Next Page
Page Background

13

1980’li yılların sonlarında üç ortak

yeni girişim alanlarını konuşurken,

süpermarket ve alışveriş merkezi

projelerine özel bir ilgi duymaya

başlamışlardı. Tam bu sırada, önleri-

ne iki önemli fırsat çıktı. Bunların

ilki, Etiler’de çok güzel bir konumda

olan değerli bir arsanın satın alına-

rak Dinçkök-İstikbal-Tekfen ortaklı-

ğında Akmerkez’in inşa edilmesiydi.

1993 yılında açılan Akmerkez, özel-

likle Feyyaz Berker’in titizliği ve gay-

reti sayesinde çok başarılı bir proje

olmuş, 1995’te de Avrupa’nın ve

dünyanın “En İyi Alışveriş Merkezi”

seçilmişti. Tekfen, bu projeyle birlik-

teAkmerkezbünyesinde, Türkiye’nin

en kaliteli gıda marketlerinden biri

olan Makro’nun da kuruluşunu ger-

çekleştirmişti.

Diğer bir perakende projesi ise, İs-

tanbul Büyükşehir Belediyesi ve

Fransız Prisunic firması ile birlikte

Merter’de açılan Türkiye’nin ilk sü-

permarketi BELPA idi. Daha sonra

tümüyle Tekfen’e devredilen market,

1995 yılında Alman

Götzen

firması

ile birlikte Türkiye’nin ilk yapı mar-

ketine dönüştürüldü; bir süre sonra

da Tekzen adını aldı.

AKMERKEZ VE MARKETLER

1,8 milyar doları aşan büyüklüğüyle

Tekfen’in bir defada yaptığı en bü-

yük iş olan TAG Otoyolu projesi 1987

yılında alınmıştı. Nihat Gökyiğit,

projenin Turgut Özal’ın ileriyi gören

bakış açısıyla nasıl devasa bir bü-

yüklüğe ulaştığını, o sırada Tekfen

İnşaat Genel Müdürü olan Murat

Gigin’in ağzından şöyle naklediyor:

Türkiye’de otoyol projelerini hareke-

te geçiren Başbakan Turgut Özal’a,

Adana’da sorunları dinlediği bir top-

lantıda, sıra otoyollara gelince, gü-

zergahta gerekli değişikliği ve yolun

bazı yerlerde iki şeride inmesi gibi

proje yanlışlarını anlattım. Özal, “Bir

milletin tarihinde otoyol, iki destinas-

yon -varış noktası- arasında ancak

bir kere yapılır. İki şeritli yerler üç, üç

şeritli yerler dört şeritli olacak!” dedi.

Böylece proje, neredeyse ikiye katlan-

mış oldu.

Yaklaşık 300 km uzunluğundaki in-

şaat alanında, çalışan sayısının za-

man zaman 12 bin kişiye ulaştığı

proje, Tekfen’in gurur duyduğu eser-

lerden biri oldu. Tekfen, bu tarihten

sonra Türkiye dışında Kuveyt, Fas ve

Katar gibi ülkelerde de otoyol proje-

leri gerçekleştirdi.

TARSUS-ADANA-GAZİANTEP (TAG) OTOYOLU

1980 yılında Turgut Özal’la başlayan

serbest ekonomiye geçiş sürecinde,

Türk iş dünyasının dışa açılmasında

önemli bir rol üstlenen Dış Ekono-

mik İlişkiler Kurulu (DEİK), Nihat

Gökyiğit’in sosyal çalışmaları arasın-

da ayrıcalıklı bir yere sahip bulunu-

yor. Uzun yıllar Türk-Sovyet ve Türk

-BDT İş Konseyi Eşbaşkanlığını yürü-

ten Gökyiğit, DEİK yapılanmasının

başlangıcını şöyle anlatıyor:

Türkiye, içine kapalılıktan kurtulmuş,

liberal ekonomiye yönelmişti. Turgut

Özal diyordu ki: “Özel sektör, dış eko-

nomik ilişkiler konusunda daha faal

ve organize rol almalı. Yalnız devletin

gayretiyle dışa açılma politikasından

netice alamayız.”

Bu yaklaşımla oluşturulan DEİK, iş

dünyasının da ilgisini çekmiş ve ilk

on yıl içinde iş konseylerinin sayısı

100’e kadar yükselmişti.

DEİK’in kuruluşunda fiilen görev

alan Feyyaz Berker iki en önemli iş

konseyinden

Türk-Amerikan

İş

Konseyi’nin kurucu eşbaşkanlığını

yaparken, Nihat Gökyiğit de Türk-

Sovyet İş Konseyi’nin kurucu eşbaş-

kanlığını üstlenmişti:

Türk-Sovyet İş Konseyi, 1991 yılında

Sovyetler Birliği dağılıncaya kadar,

bu adla faaliyetlerini sürdürdü. Sonra

“Türk-Bağımsız Devletler Topluluğu”

(BDT) ve daha sonra da “Türk-

Avrasya” ismini aldı. Kurucu olarak

başladığım iş konseyinde, toplam 10

yıl boyunca başkanlık yaptım. Bunu

bir sosyal sorumluluk olarak gördü-

ğüm için, görevimi büyük bir şevk ve

fedakârlıkla sürdürdüm.

DEİK VE TÜRK-SOVYET İŞ KONSEYİ

Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağıl-

masından sonra Türk-Sovyet İş

Konseyi’nin görevini Türk-BDT İş

Konseyi devralmıştı. Konseyin bir

toplantısında, Washington eski Bü-

yükelçisi ve Dışişleri Bakanlığı Müs-

teşarı Şükrü Elekdağ, “Karadeniz

Ekonomik İşbirliği (KEİ)” projesini

ortaya koymuştu. Çok ilgi çeken bu

teklif daha sonra Başbakan Turgut

Özal’a intikal etmiş ve böylece KEİ

hayata geçirilmişti.

Tam bu gelişmelerin yaşandığı sıra-

da, haberleri gazetelerden izleyen

orkestra şefi Saim Akçıl, Nihat

Gökyiğit’e ilginç bir teklifle gelmişti:

Saim Akçıl, benden randevu istedi ve

cazip bir öneriyle geldi. “Bu on bir

ülke arasında, bir Karadeniz Oda Or-

kestrası kurma fikrine ne dersiniz?”

diye sordu. İkna etmek için çok da gü-

zel hazırlanmıştı, düşüncelerimi açık-

ladım. “Beni ikna etmeyi bırak da bu

işe nereden başlayacağımızı konuşa-

lım!” dedim.

Böylece, bir barış elçisi olarak tasar-

lanan “Karadeniz Oda Orkestrası”,

sekiz ülkeden birer, Rusya ve

Ukrayna’dan ikişer, Türkiye’den de

üç müzisyenin katılımıyla kuruldu.

Daha sonra Doğu Akdeniz ülkelerin-

den müzisyenlerin katılımıyla geniş-

leyen orkestra, “

Üç Denizin Sesi

(

Sound of Three Seas

) lakabıyla oda

orkestrasından Tekfen Filarmoni

Orkestrası’na dönüştü:

Orkestramızın tüm konserlerinde,

onu kurarken hissettiğimmutluluk ve

heyecanı daima yaşadım. Onlarla hep

gurur duydum!..

TEKFEN FİLARMONİ

Sağ üstte:

TAG Otoyolu projesinde

Nihat Gökyiğit, Necati Akçağlılar, Feyyaz

Berker.

Sol üstte:

Akmerkez.

Solda:

Tekfen Orkestrası’nın kurucu şefi

Saim Akçıl.

Altta:

Türk-Sovyet İş Konseyi’nin

kuruluşu; Eşbaşkan Melnikov ile imza

töreninde.