14
HABERLER
Nihat Gökyiğit, hayatında çok önem-
li bir yere sahip olan TEMA Vakfı’nın
kuruluş öyküsünü şöyle aktarıyor:
1968 yılında Hayrettin Karaca ile
İstanbul’da aynı apartmanda komşu
olduk. Kendisiyle yaptığımız konuş-
malarda, hep doğa ile ilgili konular
ön plandaydı. Doğa ve çevre konuları
benim de çok ilgimi çekiyordu...
Hayrettin ile daha çok, “Toprak Eroz-
yonu” konusu üzerinde duruyorduk.
1990 yılından itibaren, bu sorunu
halka duyurmak ve çareler üretmek
amacıyla, örgütlenmemiz ve bunun
için de vakıf kurmamız gerektiği fik-
rini benimsemiştik.
O sıralarda Tekfen’de, bir grup işada-
mı ile toplantı yapmıştık. Vehbi Koç,
toplantıdan sonra benimle görüşmek
istediğini söylemişti. Odama çıktık.
“Ortakların da gelsin!” dedi. Feyyaz
geldi, Necati seyahatteydi. Söze şöyle
başladı:
“Ben hayatımın son yıllarında, iki ha-
yır işine daha hizmet vermek istiyo-
rum. Biri ‘Nüfus Planlaması’, diğeri
‘Ağaçlandırma’. Eğitimde kurduğu-
muz vakıfla, oldukça iyi mesafe aldık.
Benzer çalışmanın, bu iki konuda da
yapılması için bana yardımcı olur
musunuz?”
Vehbi beyin, “Bana yardımcı olur mu-
sunuz?” derken, bizden ciddi çalışma
beklediğini, eski tecrübelerimizden
biliyorduk.
Bu görüşmenin ardından Nihat Gök-
yiğit, Hayrettin Karaca ile birlikte bir
rapor hazırlayarak Vehbi Koç’a sun-
du. Onun desteği sağlandıktan sonra,
otuz üye hedefiyle başka işadamları-
na da gidildi. Sadece iki kişi olumlu
cevap vermemişti. Böylece vakfın ha-
zırlık çalışmalarına başlandı ve 1992
yılı başında Türkiye Erozyonla Müca-
dele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkla-
rı Koruma Vakfı (TEMA) kuruldu.
TEMA VAKFI
Aile geleneği olan hayır işlerinden,
hiç uzak duramadım. Hayır yapma
konusunda beni motive eden en
önemli husus, başkalarını mutlu ede-
rek mutlu olabilmekti. Başkaları der-
ken, insanların yanı sıra bitkiler, hay-
vanlar ve tüm canlıları da dahil
ediyorum. Yapmaya gayret ettiğim
bu gibi işlerin, organize ve disiplin
içinde olması, daha da önemlisi sür-
dürülebilir olması amacıyla, bir aile
vakfı kurmayı hep tasarlıyordum.
“ANG Vakfı” (Ali Nihat Gökyiğit Eği-
tim, Sağlık, Kültür, Sanat ve Doğal
Varlıkları Koruma Vakfı), unvanında-
ki amaçlarla ilgili hayır işlerinde hiz-
met vermek üzere; 23 Mart 1999 tari-
hinde, tarafımdan kuruldu.
ANG VAKFI
Nihat Gökyiğit, ağaç tarımını,
TEMA’da aktif görevdeyken üstlen-
diği “en hayırlı projelerden biri” ola-
rak tanımlıyor.
Dünyadaki ormanların yaklaşık
%5’ini oluşturan ağaç tarımı (en-
düstriyel plantasyon), odun ham-
madde ihtiyacının %35’ini karşılı-
yor. Nihat Gökyiğit öncülüğünde, bu
verimli ve doğa dostu üretimin
Türkiye’de de bir endüstri haline dö-
nüşmesi amacıyla 2005 yılında, 26
kurucu ortak ve 2 milyon TL serma-
ye ile kurulan Endüstriyel Ağaç Tarı-
mı (ENAT) A.Ş., 2014 yılına kadar
temin ettiği 12.500 dönüm arazide,
2 milyon fidan dikimi gerçekleştir-
miş bulunuyor.
AĞAÇ TARIMI
Çok sevdiği eşi Nezahat Gökyiğit’in
kaybından sonra onun anısını yaşat-
mak isteyen Nihat Gökyiğit’in kur-
duğu mütevazı hatıra parkı, bugün
İstanbul’un nefes aldığı ve bilimsel
araştırmaların yapıldığı bir botanik
bahçesine dönüşmüş durumda. Gök-
yiğit, bu inanılmaz dönüşümün baş-
langıcını şöyle anlatıyor:
Eşim Nezahat’ın, 11 Ocak 1995’te ve-
fatından sonra; “Nezahat’ın anısını
nasıl yaşatabilirim; onun için ne ya-
pabilirim?..” diye düşünmeye başla-
dım. Rahmetlinin kalp ve solunum
sorunu vardı. Her zaman daha fazla
taze hava ve oksijen alma ihtiyacı du-
yar, pencereleri açmak isterdi. Ona en
çok, yeni ve sağlıklı bir akciğer anla-
mında, yeşillikler içindeki büyük bir
hatıra parkının makbule geçeceğine
karar verdim.
Nihat Gökyiğit, bu kararını uygula-
mak için uygun bir yer ararken,
İstanbul’da yeni gelişen Ataköy-Üm-
raniye arasındaki bölgede, otoyollar
kavşağında bulunan bir arazi dikka-
tini çekti. Tamamen çıplak, üzerinde
çalı bile bulunmayan arazi, planını
gerçekleştirmek için uygun görünü-
yordu. Hemen Karayolları 17. Bölge
Müdürü Yaman Kök ile irtibata geçe-
rek, projesini ona anlattı. Arazinin
önce 5 yıllığına tahsisi yapıldı; ar-
dından bu süre 10 yıla ve son olarak
30 yıla çıkarıldı. Nihat Gökyiğit, top-
rağa ilk kazma vurulduğunda karşı-
laştığı tepkileri şöyle hatırlıyor:
1995 yılında başlayan çalışmalar sı-
rasında, inşaatı henüz yeni tamamla-
nan arazide, moloz ve taş-kayanın
hakim olduğu çok yoksul toprakla
karşılaştık. Hatta gelip geçenler cesa-
ret kırıyordu: “Burada bitki yetişmez,
paranı ve zamanını boşa harcama!”
Ama azimle sürdürülen çalışmalar
sonucunda giderek canlanan bahçe,
hatıra parkı olarak hizmet vermeye
başladı. 2002 yılında ise “botanik
bahçesine” dönüştürülmesine karar
verildi. Bahçe içerisinde küçük öl-
çekte de olsa bir bitki arşivi (herbar-
yum), tohum evi, üretim seraları,
kütüphane, eğitim-toplantı odaları
ve meteoroloji istasyonu kuruldu.
NEZAHAT GÖKYİĞİT BOTANİK BAHÇESİ
Ülkemizde doğal varlığı ve zenginliği
dolayısıyla, muhakkak korunması
gerekli görülen dört bölgeden biri
olan Camili (Maçahel), Artvin ilinin
Borçka ilçesine bağlı, bir tarafı Gür-
cistan sınırı, diğer tarafı kışın geçit
vermeyen Karçal Dağları ile çevrili,
izole bir havza. 1995 yılında, Nihat
Gökyiğit’in yönlendirmesiyle TEMA
tarafından gerçekleştirilen araştır-
ma, bölgenin biyolojik çeşitlilik ve
kültür zenginliğinin adeta yeniden
keşfedilmesini sağladı. Türkiye’de
nesli kalmadığı zannedilen saf Kaf-
kas arısı, Maçahel’de ortaya çıktı.
Nihat Gökyiğit, TEMA’nın kırsal kal-
kınma projelerinden ilkinin bu böl-
gede hayata geçirilmesinin sponsor-
luğunu ve yönetimini üstlendi.
Amaç, bölge halkının yoksulluktan
kurtarılmasına yardımcı olmaktı.
2002 yılında Johannesburg’da dü-
zenlenen Dünya Sürdürülebilir Kal-
kınma Zirvesi’nde, “Doğal Varlıkları
Korumaya Yönelik Kırsal Kalkınma”
dalında
örnek
görülen
proje,
Türkiye’ye ödül, Maçahel’e de ulus-
lararası şöhret kazandırdı.
CAMİLİ KIRSAL
KALKINMA PROJESİ
En üstte:
TEMA Vakfı’nın ilk günlerinde
kurucular, Süleyman Demirel ve Vehbi
Koç ile.
Üstte sağda:
Nezahat Gökyiğit Botanik
Bahçesi’nde mola zamanı.
Üstte:
Ağaç tarımının yedinci yılında,
danışman Melih Boydak ile.