38
DOSYA
g
BURAK LAFATAN (SAHA MÜHENDİSİ)
“Bir mühendis için önemli bir tecrübe”
Burak Lafatan, Azerbaycan’dan önce Irak’ta yurtdışı dene-
yimi yaşamış ve henüz 16 ay önce Tekfen bünyesine katılmış.
İnşaat mühendisi olan Lafatan’ı bu projede en çok heyecanlan-
dıran, Tekfen’le çalışmak ve stadyum tecrübesi kazanmak:
Çok hızlı bir proje. Biraz yorucu oluyor, ama böylesi bir de-
neyim oldukça heyecan verici. Tek bir projede birçok şeyi aynı
anda görme şansı elde ediyoruz burada. Bizim yaşımızdaki mü-
hendisler için önemli bir tecrübe bu.
Aslında prekast montaj mühendisi olarak çalışmaya başla-
dım projede. Prekast, önceden dökülmüş beton anlamına geli-
yor. Yerinde değil de, fabrikasyon yapılıyor. Tribünlerin mon-
tajını ben yaptım. Tribünlerdeki koltukların oturduğu betonlar,
hazır dökülüp geldi. Biz de burada onların montajını yaptık. Bu
yerleşim yaklaşık bir senemizi aldı.
Prekast montajı bittikten sonra altyapı çalışmalarına başla-
dım. Daha sonra da ince işlere geçtim. Şu anda ince işlerde diğer
bazı işlerin yanı sıra çatıdaki ETFE (Ethylene tetrafluoroethyle-
ne) malzemenin montajından sorumluyum. ETFE aslında çok
sık kullanılan bir malzeme değildi yakın zamana kadar. Benim
bildiğim kadarıyla Bayern Munich’in stadyumunda da aynı kap-
lama var. Şeffaf bir malzeme. Montajı yapıldıktan sonra içi hava
ile dolduruluyor. Makineler hava veriyor sürekli ve onlar şişik
bir vaziyette duruyor. Arkasına da LED ışıklar monte ediliyor ve
çeşitli ışıklar, yazılarla güzel bir görünüm elde ediliyor.
Sepette gelen teklif...
Ben eşimle bu şantiyede tanıştım. O da ince işlerde mimar
olarak çalışıyor. İkimiz de İstanbul Teknik Üniversitesi’nden me-
zunuz, ama daha önce hiç görmemişiz birbirimizi. Tanıştıktan
sonra belli bir süre arkadaşlığın ardından ilişkimiz daha ciddi
bir boyuta taşındı. Ben evlenme teklif etmek istiyordum, ama
ikimizin de yapısı öyle sıradan mum ışığında yenen bir akşam
yemeğine aykırı. Bizim insanları yukarı çatıya çıkarmak için
kullanılan sepetlerimiz var. O da hep istiyordu birine binmeyi.
Ben de “Hadi gel, sepetle yukarı çıkalım,” diyemezdim. İnce İşler
Şefi Tolga (Ergin) Bey’le konuştum. “Yalandan bir görev verebi-
lir misiniz?” dedim. Bir yandan da o süreçte yüzük bulmaya ça-
lışıyorum. Türkiye’den yüzük getirttim. Her şey ayarlandıktan
sonra bir gün heyecanlı bir şekilde bana geldi, “Sepetle yukarı
çıkacağım, bana bir iş verdiler!” diye. “Hadi ya! Ben de gelebilir
miyim acaba? Dur, ben bir konuşayım. İzin verirlerse ben de se-
ninle geleyim,” dedim. Sonra biz sepete bindik ve yukarı çıktık.
Arkadaşlar da aşağıda toplanmışlardı. O, heyecanla manzarayı
seyrederken, ben diz çöküp yüzüğü çıkardım. Şoke oldu! Ağla-
maya başladı. Aslında onun da içinden böyle bir şey geçiyormuş.
Nikâhımız burada oldu, Türkiye’de de düğün yaptık. Altı ay için-
de evlenmiş olduk.