43
g
GÜRKAN ŞEN (MALİ İŞLER ŞEFİ)
“Hızlı projenin muhasebesi de hızlı oluyor”
Tekfen ailesine 2000 yılında katılan Gürkan Şen, çeşitli pro-
jelerde Kazakistan ve Azerbaycan arasında mekik dokumuş.
Şen, Bakû Olimpiyat Stadı projesinde Mali İşler Şefi olarak gö-
rev alıyor:
Daha önceki kariyerimde 9 sene Teknik Ofis’te çalıştım.
Bütçe, maliyet kontrol, taşeron hakedişleri gibi görev alanla-
rım oldu. En son maliyet kontrol şefiydim. Ardından kariyer
hedeflerim doğrultusunda Mali İşler’e geçtim. Üniversiteyi bi-
tirir bitirmez, 21-22 yaşlarındayken çıktım ben ilk defa yurtdı-
şına. O günden beri de hep şantiyelerde çalıştım. Bir kere ofise
dönmeyi denedim, ama şantiyeciliğe o kadar alışmışım ki ya-
pamadım başka bir yerde. Bütün arkadaşlarım, bütün çevrem,
maddi manevi bütün birikimim Tekfen sayesinde oldu. Tek-
fen, Türkiye’de saygı gördüğü kadar Azerbaycan’da da çok bü-
yük saygı görüyor. Azerbaycan’ın en büyük Türk şirketi. 1996
yılından beri burada.
Bu projede sahadaki iş ne kadar hızlı ve yoğun bir şekilde
gittiyse, aynı şekilde o işlerin muhasebe hareketleri de bir o ka-
dar hızlı oldu. Rakamlar da yüksek. Dokümantasyonu, kaydı,
parasal hareketleri çok yoğun.
Bizim bir iç denetimimiz oluyor. Yani Tekfen’in kendi iç de-
netimi. Bunun dışında bir bağımsız denetim firması tarafın-
dan da denetleniyoruz. Bir de vergi denetimi oluyor. Muhase-
be standartları genel olarak her ülkede birbirine yakındır, ama
vergi kanunları değişiyor. Vergi denetimi için ilk Mayıs ayında
geldiler ve Eylül-Ekim gibi bitti. Oldukça uzun bir süre. Bu 4-5
aylık süre içinde biz her gün en az bir iki saatimizi denetime
harcadık. Bu da iş yoğunluğumuzu biraz daha artırdı. Fakat
her denetimden yüzümüzün akıyla çıktık.
g
BURHAN SOMER (GÜVENLİK AMİRİ)
“Her güne hevesle başlıyorum”
6 yıldır Tekfen ailesinin üyesi olan ve Azerbaycan’dan önce
Kazakistan’da görev alan Burhan Somer, şantiyeciliği Tekfen’de
öğrenmiş. Bakû Olimpiyat Stadı projesinde güvenlik amiri olan
Somer’in işini ne kadar sevdiği her sözünden anlaşılıyor:
Kazakistan’da çalışmaya başladığımda şantiyeciliğin ne ol-
duğunu hiç bilmiyordum. Her şeyi Tekfen şantiyelerinde öğren-
dim. Kazakistan’da ilk yılın sonunda makine parkına geçtim.
Orada vinç operatörü olarak çalıştım. Yirmi üç ay bu şekilde ça-
lıştıktan sonra düğünüm için işi bırakmak zorunda kaldım. Ara-
dan on yedi ay geçtikten sonra, tekrar aynı yere, Kazakistan’a
döndüm. Bundan bir yıl kadar sonra da makine parkı sorumlusu
oldum. Bütün iş makineleri, vinç ve TIR’lar dahil, bizim sorum-
luluğumuzdaydı. Sahaya biz dağıtıyorduk.
Azerbaycan’a ilk geldiğimiz günlerde her taraf bataklıktı. Ça-
lışma saatlerimiz hiç belli değildi o günlerde. Ama hiçbir zaman
sıkılarak yapmadım işimi. Tekfen’e geldiğim ilk günden beri bu
böyle. Hiç can sıkıntısıyla uyanmadım. Her güne hevesle baş-
lıyorum. Projenin bugün geldiği noktaya bakınca, zaten bütün
bunlar ancak istekli çalışmakla yapılabilirdi diye düşünüyorum.
İnsan istedikten sonra yapamayacağı şey yoktur. Gerçekten ke-
yifle çalışıyorum. Belki de Cem (İlgün) Bey’in etkisidir bu.
Bakû, güvenlik açısından çok rahat bir şehir. Hiçbir soru-
numuz yok. Herkesle de iyi anlaşıyoruz. Sahamızın her tarafı
açık. Bu nedenle güvenlik konusu daha büyük bir çaba istiyor.
Elimizden geleni yaptığımıza inanıyorum. Ben dahil 140 kişilik
bir ekibimiz var. Üç grup halinde çalışıyoruz. Bir grup sabah 8
akşam 8; diğer bir grup ise akşam 8 sabah 8 arası çalışıyor. O sı-
rada üçüncü grup dinleniyor. Günde ortalama 47-48 kişi olarak
çalışıyoruz.