

37
g
AHMET DOĞAN (İSKELE YARDIMCI MÜHENDİSİ)
Kıyıda bir kaptan
Ahmet Doğan’ın asıl mesleği uzakyol kaptanlığı ve 2008 yılın-
da İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra 5,5
yıl boyunca denizlerde çalışmış. Toros’a henüz 6-7 ay önce ka-
tılan Doğan, kaptanlık yaptığı yıllarda gezdiği ülkeleri saymakla
bitiremiyor: Brezilya, Kolombiya, Hindistan, Güney Afrika, Gür-
cistan, Ukrayna, Rusya, İtalya, Fransa, Suriye, Suudi Arabistan,
Libya, Endonezya, Filipinler… Tüm bu ülkeler, sadece aklına ilk
gelenler:
Aslında bu kadar çok yere gitmek, oraları doya doya gördüm
anlamına gelmiyor. 30 günlük yolculuğun sonunda bir yere va-
rıyorsunuz, ama teknoloji o kadar gelişmiş ki, 18 saatte 175 bin
ton yükü geminize yüklüyorlar. Zaten yükleme operasyonu sıra-
sında da sorumluluklarınız var gemide. O yüzden çok da gezip
göremiyorsunuz dilediğinizce. Yine gezdik, ama bazı yerler rü-
yaymış gibi geliyor, pek hatırlayamıyorum bile diyebilirim.
İş başvurusu yaptığımda ilk görüştüğüm kişi, şu anda Termi-
nal Müdürümüz olan Onurhan Bey’di. O zaman İskele Şefiydi.
Uzakyol kaptanı olarak bu işle ilgili bazı çekincelerim vardı. Bir
masabaşı işte çalışmayı istemiyordum çünkü. Bu endişelerimi
ilettiğimde, “Emin ol, buraya geldiğinde hiç öyle hissetmeyecek-
sin. Çünkü burada her gün yeni bir ortamla karşılaşacaksın. Her
gün gemiler değişecek, gemilerde muhatap olduğun insanlar de-
ğişecek ve işler hiçbir zaman rutine binmeyecek,” demişti. Ben
de ona güvenerek geldim terminale. Kısa zamanda haklı olduğu-
nu gördüm. İşin bir evrak kısmı var, bir de dışarıdaki ekipman-
ların bakım-tutum işleri var. Öyle ki, gün içerisinde bazen ofise
gelip e-maillerime bile bakamadığım oluyor.
Gelecek olan gemilerin, gelmeden önce halledilmesi gereken
evrak işleri varsa, onlarla ilgili iskele mühendisi arkadaşla koor-
dineli çalışarak iş paylaşımı yapıyoruz. Gelecek gemilerin han-
gi iskeleye, ne zaman yanaşacağına dair programlar yapılıyor.
Farklı tür yükler, farklı tür hazırlıklar gerektiriyor. Gemiye ilk
çıkan, ben buradaysam, ben olurum. Gemiden iki personel, gemi
kaptanı ve limandan görevli olarak biz, emniyet kontrol listele-
rini hazırlarız. Tahliye veya yükleme yapılacaksa, ilgili depart-
manlardan tüm sistemin hazır olduğunun teyidini alır, tahliye-
nin başlamasına izin veririz. Gemi giderken de tüm işlemlerin
bittiğine dair gerekli evrakların hazırlanması, yük miktarının
hesaplanması, zaman çizelgesinin hazırlanması ve gemi kal-
karken gerekli evrakların hazırlanıp imzalanması konularında
sorumluluğum var.
“Karşı tarafı da anlamak lazım”
Farklı gemiler, farklı kaptanlar, farklı kültürlerden gelen fark-
lı insanlar... Bazen İngilizce ile dahi anlaşamadığınız durumlar
oluyor. Kilitlenip kalıyorsunuz. Ama genelde hep aynı konular
konuşulduğu için, bir şekilde anlaşıyorsunuz. En çok sıkıntıyı,
genellikle yük miktarını hesaplarken yaşarız. Her kaptan, gemi-
nin taşıdığı yükü beyan eden evrakta ne yazıyorsa, onu getirdi-
ğini iddia eder. Bizim burada geminin ne kadar yük getirdiğini
hesaplayabildiğimiz iki yöntem var. “Kantar” dediğimiz tartım
yöntemi ve “draft survey” dediğimiz, gemilerin denizin altında
kalan kısmından hesaplama yöntemi. Draft, hacim hesabı oldu-
ğu için biraz yoruma dayalı oluyor. İki taraf farklı yorumlar ise,
arada mutabakat sağlanamayabiliyor.
Aslında benim burada olma nedenim kaptanlık tecrübem.
Gemideki insanları da anlamak lazım. Biz burada karada çalı-
şıyoruz, bu işi biliyoruz, ama karşı taraf ne düşünüyor? Buraya
geldiğinde neye ihtiyacı oluyor, ne hissediyor? Terminal yöne-
timi bunları anlamak istediği için, az da olsa denizde tecrübesi
olan birini istemişler. Ben de o vesileyle geldim.