Previous Page  24 / 40 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 24 / 40 Next Page
Page Background

24

DOSYA

g

EMRAH SERİN (ELEKTRİK İŞLERİ ŞEFİ)

“Tesislerin güvenliği en ileri teknolojilerle sağlanıyor”

İki yıldır Tekfenli olan Elektrik-Elektronik Mühendisi Emrah

Serin, BTC projesinde Elektrik İşleri Şefi olarak daha çok proje-

nin güvenlik sisteminin kurulmasında görev alıyor:

Şu an biraz daha yeni işlerin başladığı bir dönemdeyiz. Bizim

projemizde güvenlik sistemi çok ön plana çıkıyor. Çok gelişmiş

bir güvenlik sistemi kullanılıyor. Ben projede yoğun olarak bu

konuda çalışıyorum. Bakû’dan başlayıp Ceyhan’a kadar uza-

nan boru hattı üzerinde pompa istasyonları, onların arasında

da vana istasyonları var. Vanaların çoğu da çok yüksek rakımlı

ve yerleşim bölgelerine uzak yerlerde. Bu nedenle vanaların gü-

venliği büyük önem taşıyor. Üç yıllık yeni anlaşmanın içinde bu

da yer alıyor. Daha önce Faz I ve Faz II aşamalarında toplam

12 BVT’de montaj çalışması yapılmıştı. Şimdi önümüzdeki 3 yıl

içinde Faz III’te 7 tane daha yapacağız. İngiliz bir taşeronumuz

var. Benim görevim bütün bu işlerin koordineli bir şekilde saha-

da yürütülmesi.

Kurulan sistemde ileri teknolojiye sahip bir kamera ve bir de

“intruder detection system” (davetsiz misafir algılama sistemi)

var. Bu, her yerde uygulanan bir sistem değil. Vana tesisinin dört

tarafını çeviren bir çit var. Fiberoptik sensör kablolar sayesinde

bu çite yaklaşan yabancı cisimler, belli bir mesafeden tespit edi-

lebiliyor. Sistem, Erzurum’da 3 bin metre rakımdaki bir görüntü-

nün Ceyhan’dan izlenebilmesini sağlıyor. Bunlar dışında binalar

biraz daha geliştiriliyor, bombalı saldırılara dahi dayanıklı hale

getiriliyor.

Elektrik-elektronik mühendisliği biraz tıbba benziyor açıkça-

sı. Belli bir dalda uzmanlaşıyorsunuz. Belki bir fiberoptik uzmanı

bile, bizim şu anda montajını yaptığımız fiberoptik sensör kablo-

nun bu amaçla kullanılabileceğini bilmiyordur. Bu anlamda bu

projenin bana katmış olduğu şeyler var.

Memleketinde bir turist!

Bizim sabit bir lokasyonumuz olmadığı için hava şartlarını

tahmin etmekte de zorlanıyoruz. Ben daha önce Fas’ta çalışıyor-

dum. Fas’ta kışla yaz arasında öyle büyük bir sıcaklık farkı yok-

tur. Oradan, yanlış hatırlamıyorsam Mayıs sonuydu, Erzincan’a

geldim. Üstelik blok vanalar arasında da rakımı en yüksek olana

gitmemiz gerekti. Ben tabii Fas’ın iklimine alışkın olduğum için

üzerimde bir tişört vardı. Başıma gelecekleri tahmin edemedim.

Sahada çalışan arkadaşlar beni görünce bir şaşırdı. Ben de ara-

badan inip yukarı çıkarken üşüyeceğimi anladım, ama bu ka-

darını beklemiyordum. Resmen kar yağıyordu! Bir de esiyor ki,

müthiş bir soğuk... Dondum!

“Tekfen’in yanında biz çok küçüğüz”

Bir İngiliz firmasının taşeronumuz olarak çalışması bizi onur-

landırıyor gerçekten. Üstelik işverenimiz de İngiliz. İngiltere’de

bir toplantımız vardı. Optilan firmasının ortaklarından biri, bi-

zim proje müdürümüz ve şantiye şefimiz, bir toplantı yapacağız.

Ben de İngiltere’ye ilk defa gidiyorum, onlarla da ilk defa tanışa-

cağım. O seyahatimizde Optilan’ın merkez ofislerini görme fırsa-

tım oldu. Onlar daha önce Tekfen Tower’a da gelmişti. Kendile-

rine ofislerini beğendiğimi söylediğimde, “Tekfen’in yanında biz

daha çok küçüğüz,” dediler. Bir İngiliz firmasının gözünde böyle

bir imaj yaratmış olmak, böyle bir saygı uyandırmış olmak çok

güzel. Bu da ancak Tekfen sayesinde olabilirdi.