

22
DOSYA
g
İSMET IŞIK (ŞANTİYE ŞEFİ)
“Gemiyi en son şantiye şefi terk eder”
26 yıldır Tekfenli olan İsmet Işık, ilk olarak TAG (Tarsus-Ada-
na-Gaziantep) Otoyolu projesi ile başladığı yolculuğuna Toros
Gübre Ceyhan Ham Petrol Tankları yapımı, BTC Ceyhan Termi-
nali, Suudi Arabistan Rabigh Rafinerisi ve Katar Kuzey Otoyolu
projeleri ile devam etmiş. BTC Boru Hattı projesinde Şantiye Şefi
olarak görev alan Işık, ailesiyle daha sık görüşebildiği için yurti-
çinde çalışıyor olmaktan son derece mutlu:
Şantiye Şefi, şantiyenin mobilizasyonundan sonra, projenin
sahada uygulanmasını sağlamak, bölgedeki yerel yönetimlerle
irtibatta bulunmak, proje bitiminde de demobilizasyonu sağla-
mak ve eksiksiz bir şekilde orayı eski haline getirmekten sorum-
ludur. Gemiye ilk çıkan ve en son terk eden şantiye şefidir.
“Sizin boğa nasıl?”
BTC Projesi’nde herhangi bir bölgede işe başlamadan önce uy-
gun bir şantiye alanı saptayıp, mal sahibinden kiralıyoruz. Burası
kamu arazisi de olabilir, bir çiftçinin tarlası da. Yerel yönetim-
lerle genelde fazla sorun çıkmıyor, ama arazi sahipleriyle bazen
sıkıntı yaşayabiliyoruz. Mesela, KP-1.007’de toprak kayma önle-
me (landsliding) çalışması yapacaktık. Çalışma yapacağımız tar-
lanın mal sahiplerinden kiralaması yapıldı, tarla kirası ve ürün
bedelleri ödendi. İşe başlayabilmemiz için önce tarladaki ekinin
biçilmesi gerekiyordu. Çünkü BP prosedürlerine göre tarım top-
rağını kaldırmadan önce üzerindeki ürünün alınması gerekiyor.
Tarla sahiplerini aradık. Kardeşlerden bir tanesi hariç diğerlerine
ulaşıp ekini kaldırmalarını istedik, onlar da kabul ettiler.
Ertesi gün tam kazıya başlamıştık ki, arayıp da ulaşamadı-
ğımız kardeş çıldırmış bir şekilde sahaya geldi. “Siz nasıl benim
tarlamda kazı yaparsınız!” diye avazı çıktığı kadar bağırıyor,
“Tarlayı terk edin!” diye emirler yağdırıyor. Biz iş makinelerini
durdurduk, sakinleşmesini bekledik. Biraz sakinleşmişti ki ben
söze girdim. “Hayırdır, neden bu kadar asabisin? Ne oldu, evde
yengeyle filan mı kavga mı ettin?” diye sordum. Önce bir durdu,
sonra, “Yok, kavga etmedim. Gece bizim boğa çılgına dönmüş,
oğlanın kolunu kırdı, benim parmağımı yaraladı, kendisi de çok
kötü durumda. Bu yüzden sinirliyim,” dedi. Meğer hayvancılıkla
uğraşıyormuş. Ben de, “Kusura bakma. Bundan sonra şantiyemi-
ze geldiğinde, ‘Sizin boğa nasıl?’ diye sormadan sohbete başla-
mayacağım,” dedim. Çok güldü bu sözüme. Ortam yumuşadı ve
biz tekrar işe başladık.
Tekfen değilse ampul yok!
26 yıl önce işe başladığımda Tekfen’i ailece tanımaya çalışı-
yorduk. O zamanlar Tekfen isminin geçtiği iki tane reklam dönü-
yordu televizyon kanallarında: Tekfen Ampul’ün “Güneş Batar
Tekfen Doğar” reklamı ve sevimli bir ineğin “Mööööö” seslenişiy-
le başlayan Mis Süt’ün “Doğadan Gelen Uzun Ömürlü Taze Süt”
reklamı. Bir ara evde fark ettim ki değişmesi gereken iki ampul
var, ama bir türlü değişmiyor. Ben evden erken çıkıp geç geldi-
ğim için kendim de ilgilenemiyorum. Uzunca bir süre evde iki
nokta devamlı karanlıkta kaldı. Sonunda eşime sordum, “Ampul
bulamıyorum,” dedi. Allah Allah! Sonradan anladım ki meğer
illa Tekfen Ampul arıyormuş. Alışveriş yaptığı yerde bulamayın-
ca almadan çıkıyormuş. Anlayacağınız evde böyle bir fanatiklik
var. Kızımız da Mis Süt ile büyüdü.
Tencere çetesi
TAG Otoyolu projesinde çalışıyordum. İlk kesimin açılışı için
tamamlama çalışmaları kapsamında trafik levhalarının montajı
devam ediyordu. Yurtdışından gelen alüminyum lambriden ya-
pılan 30-40 m
2
’lik levhaların montajını yapıyoruz. Fakat 80-100
kilometrelik bir sahada, malzemeyi korumak hiç de kolay değil.
Nitekim yerleştirdiğimiz birkaç levha, montajından birkaç gün
sonra yok oldu!
Bir akşam geç vakit otoyoldan Adana’ya dönüyordum. Yol
kenarında levhaların bulunduğu bölümde bir adam gördüm.
Adam devamlı bir sağa bir sola yürüyor. Telsizle şantiyeden
görevli istedim, fakat ben de ayrılamıyorum oradan. Arabayla
devamlı etrafta dolaşıyorum. Aradan 1-1,5 saat geçti, sonunda
adama yaklaştım. Konuşmaya başlayınca anladım ki adamcağız
hırsız falan değil, garibanın biriymiş. Daha sonra bizim levhala-
rın nereye kaybolduğunu öğrendik. Bir şebeke, bizim levhaları
söküp söküp eriterek tencere imalatçılarına satıyormuş.