13 / 40
13
me yetişmesi için hız verdi yapımına. Daha
önce Çanakkale Deniz Müzesi’nde karada ma-
keti dururdu. Sonra denizde de yapıldı. Kara-
daki yerine de biz teşekkür olarak bir Atatürk
heykeli yaptırıp hediye ettik. Onlar da sağ ol-
sunlar altına bizim ismimizi yazdılar, şu anda
da sergiliyorlar.
Ekibe nasıl karar verildi?
Yönetmenin Yeşim Sezgin olmasına ben karar
verdim. Bir kadın yönetmenle çalışmak istedi
Turgut Özakman. Dedi ki “Savaş zaten vahşet
bir şey. Biz bunu bir erkeğe çektirirsek bu vah-
şet öğesi iyice öne çıkacak. Bari bir kadın eli
değsin de, birazcık başka bir taraftan baksın.”
Bana da mantıklı geldi açıkçası. Yeşim benim
daha önce beraber çalıştığım bir yönetmendi.
Bir özelliği de, iki dedesinden birinin Çanak-
kale gazisi, birinin de Çanakkale şehidi olma-
sı. Üstüne beraber çok kafa patlattık, çalıştık.
Ben de çekimlerin başladığı günden bittiği
güne kadar hep setteydim. Görsel anlamda
Çanakkale 1915
filmine,
Dersimiz Atatürk
filminde olduğu gibi, daha başlangıç aşamasından itibaren destek
verdiniz. Bu desteğinizin nedeni nedir?
Ben Atatürk’le ilgili her projeye elimden geldiğince destek vermeye çalışıyorum. Mesela, her yıl
Atatürk takvimi yaptırıyoruz. Bu yıl 5’inci yılı ve çok fazla talep var. İleride bu konuda daha iyi şeyler
yapmayı istiyorum. Hem Atatürk hem de İnönü, bu iki lider Türkiye’nin Milli Mücadelesinde ön
planda olan isimler ve inanılmaz bir fedâkarlıkla bunu yapmışlar. Hayatlarını ortaya koymuşlar.
Mesela Sakarya Savaşı... O da önemli bir konu. Bundan sonra inşallah Serkan Balbal bu konuyu
da ele alır. Çünkü geçmişe dair her konuyu gençlere anlatmak gerekiyor. Gençler geçmişini bilmi-
yor. Oysa geçmişi iyi bilmek gerekiyor ki geleceğimizi ona göre değerlendirelim. İnşallah Türkiye’nin
geçmiş mücadelesini bütün yeni nesil öğrenir. Yanlış öğrenmek çok tehlikeli bir şey; temelsiz bina-
ya benzer ve yıkılması kolay olur. Onun için Türk gençliği geçmişini iyi öğrenmeli.
Film nasıl bir etki bıraktı sizde?
Harp sahneleri çok çarpıcıydı. Ben 2 ay Gelibolu’da askerlik yaptım ve oradaki şartları çok iyi bili-
rim. Üniformamı 2 ay çıkarmadan yatıp kalktım. Çok zor koşullar altındaydık, banyo yapabileceği-
miz bir yer bile yoktu. Askerlerin hayatı çok zor. Hem hayatlarını ortaya koyuyorlar, hem de o zor
şartlarda ciddi bir psikolojik baskı yaşıyorlar. Ama ülkenin tehdit ve işgal altında olduğu I. Dünya
Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda kimsenin gözü bir şey görmüyordu. Ölümü göze almışlardı ve bunu
göze aldıktan sonra artık yapamayacakları bir şey yoktu. Yapımcıları tebrik ediyorum ve bundan
sonraki filmlerinin bir öncekinden de iyi olmasını temenni ediyorum.
Feyyaz Berker ile Çanakkale 1915 filmi üzerine