

görürler. Bunun yanında sonbaharda veya kı ba langıcında erken azotlu gübre
uygulamaları veya azotlu gübrelerin tamamının bir defada uygulanması meyve a açlarının
so uklardan zarar görmesini arttırır.
Azotlu gübrelerin bu olumsuz etkisi potasyumlu gübrelerle giderilebilmektedir.
Bitki besini olarak potasyum bitkisinin odun dokularının daha sa lam yapılı olmasını,
yapraklarda azot metabolizmasını dengeleyerek bitkide kuru madde artı ını sa laması ile
meyve a açlarının ve sürgünlerin so uklardan daha az zarar görmesini sa lar. Meyve
a açlarından özellikle tomurcuk (sürgün) faaliyetinin ba ladı ı dönemlerde beklenmedik
erken donlar meydana geliyorsa bu yöredeki bahçelerin potasyumlu gübreler ile mutlaka
gübrelenmesi gerekir. Özellikle erik, kiraz, vi ne gibi erken çiçeklenme gösteren di er ta
çekirdekli meyvelerde hasattan sonra fosforlu ve potasyumlu gübreleme yapmak meyve
a açlarının kı a daha mukavim girmesini sa layaca ı gibi verim üzerine de olumlu etki
yapar.
Dü ük atmosfer sıcaklıklarından korunmanın meyve yeti tiricili i yönünden birçok
tedbiri bulunması ile birlikte gübreleme yönünden tedbirlerin alınması, meyve tesisinin
ömrü ve verimi bakımından da önem ta ır.
Hava sıcaklı ının dü ü üne paralel olarak toprak sıcaklı ında da dü ü ler meydana
gelir. Bu durum topraktaki besin elementlerinin elveri lili inin ve topraktaki
mikroorganizma faaliyetini de etkilemektedir.
Toprakta mikroorganizma faaliyetinin azalmasıyla besin elementlerinin
yarayı lılı ında bir azalma görülür. Dü ük toprak sıcaklıklarında az dahi olsa topra ın pH
de erinde bir azalma görülür. Bu durum topraktaki mikroorganizma faaliyetinin dü ük
sıcaklıkta yava laması ile ilgilidir. Dü ük toprak sıcaklıklarında besin elementi alımında
azalmalar görülür. Bu durum hücre zarlarının geçirgenli inin azalması ve besin elementi
alımının dü ük sıcaklıkta daha az alınması ile ilgilidir.
Toprak sıcaklı ının normal seviyeye yükselmesi ile birçok elementin alımında artı
sa lanırken bitki bünyesinde ta ınmasında problem olan kalsiyumun ksilem öz suyunda
miktarı azalır. Bu durum özellikle elma gibi yumu ak çekirdekli meyve türlerinde kalsiyum
noksanlı ına neden olabilmektedir. Toprak sıcaklı ının gere inden fazla artması kök
geli mesini engeller ve hatta bazı durumlarda kılcal köklerin kurumasına neden olur. A ırı
toprak sıcaklı ı toprakta bazı bakteri faaliyetlerinin de azalmasına neden olur. Bu durum
özellikle azot bakterilerinin faaliyetlerinde görülür.
Özet olarak belirtmek gerekirse bir yörede meyve tesisi kurmadan önce en dü ük ve
yüksek sıcaklık ile bu sıcaklıkların devamlılık(kalıcılık) süresi ile meyve a acının hangi
geli me döneminde bu ekstrem artlarla kar ıla ıldı ının bilinmesi gerekir. Bunun nedeni
ise, sıcaklık fotosentez(ürün meydana gelmesi) üzerine etkilidir. Basit bir ifade ile
ÜRÜN=FOTOSENTEZ- SOLUNUM diye tanımlanabilir.
1.1.2 Ya ı le Gübreleme Arasındaki li kiler
Su, tüm canlılar için mutlaka gerekli olan hidrojen (H) besin maddesini ihtiva eder. Suyun
kimyasal yapısında (H
2
O) bulunan hidrojenden dolayı su aynı zamanda bir gübredir. Hidrojen
bitkinin organik yapısında bulunan tüm organik bile iklerin ana yapı ta ıdır. Su, bitki bünyesinde
tüm fizyolojik ve biyokimyasal olaylarda, organik materyallerin, bitki besin elementlerinin
ta ınmasında rol alır. Meyve bahçesi tesisinde yöredeki ya ı durumu (yıllık toplam ya ı ,
mevsimlere göre da ılımı, ya ı ekli ve ya ı intensitesi)dikkate alınarak meyve tesisi kurulmalı
ve ya ı ın yetersiz olması durumunda ya ı eksikli i sulama ile giderilmelidir.
Bitkilerin su kullanımı üzerine toprak özelliklerinin yanında iklim özelliklerinin(sıcaklık) de
etkisi vardır. A ırı ya ı lardan dolayı drenajı iyi olmayan killi(a ır bünyeli) topraklarda taban suyu
seviyesi yükselerek toprak havasının azalmasına neden olur. Böylece bitki köklerinin solunumu
için yeterli oksijenin olmaması nedeni ile köklerde ölümler meydana gelir. Bu durum özellikle