30
g
SAİT EMRE (MAKİNE MOBİLİZASYON VE SAHA İŞLERİ ŞEFİ)
“40 yıllık meslek hayatımda en fazla zevk alarak çalıştığım proje”
22 yıllık bir Tekfenli olan Sait Emre’nin ilk projesi 1992 yılında
çalışmaya başladığı TAG Otoyolu olmuş. Bir kızı, bir oğlu, bir de
torunu olan Emre’nin oğlu ve gelini de bu projede görev alıyor.
Sait Emre, daha önce makine şefi olarak çalışırken, bu projede üç
görevi birden üstlenmiş:
Bu projede mobilizasyon en ağırlıklı bölümlerden biri. Çünkü
biliyorsunuz hızlandırılmış bir proje. Dolayısıyla zaman mefhu-
mu yok. İlk yerleşimde, şu anda içinde bulunduğumuz ofis, stadın
içerisinde bir noktadaydı. O günkü şartlarda proje buna müsaitti.
Fakat daha sonra projede değişiklik olup o bölümden çevre otoyo-
lu geçince, taşınmamız gerekti. Başta ilk proje uygulanmış olsaydı
belki tek taşınmayla işi bitirecektik. Yaklaşık 5 bin metrekarelik
ofis alanı bir buçuk ay gibi kısa bir süre içerisinde, iş hiç aksatılma-
dan, söküldü ve buraya kuruldu. Bu sadece ofislerle ilgili kısım. Bu
arada 150’den fazla konteynır, 4 büyük ambar, saha yemekhanesi,
soyunma odaları ve iki çelik atölye kuruldu; şu anda da sökülmesi
ve taşınması devam ediyor. Bütün bunlar yapılırken projemiz de
aynı hızda ilerliyor.
“İlk betonu biz döktük”
Ceyhan Çelik Atölye’den gelenler dışında burada da çelik ima-
latı yapıldı. Bin metrekarelik iki büyük atölyemiz var. Bakû’da da
iki atölyeden faydalandık. Oralarda da ciddi boyutta çelik imala-
tı yapıldı. Gelen parçaların birleştirilmesi, kumlama ve boyaması
burada yapıldı. Halen de atölyelerimizden birinde iş devam ediyor.
Zemin işlerine 2012’nin Aralık ayında başlandı. O zaman Cem
(İlgün) ve Bülent (Doğan) Beyler vardı. Ben de Mart ayında geldim.
Burası ciddi bir bataklıktı. Petrol atıklarının buradan kamyonlarla
taşınması, suyun tahliye edilmesi, çamurun taşınması, aynı anda
da dolgunun bir yandan başlaması... İlk raporlamamız bugünkü
gibi aklımda. Onlarca makine çalışıyordu. Günlük 26 bin ila 30 bin
metreküp toprak dolgusu yapılıyordu. Bu da aşağı yukarı 450-500
kamyon demek.
25 Mart’ta zannediyorum Cem Bey, Bülent Bey ve ben ilk temel
betonunu döktük. Çok önemlidir ilk beton. Gece 12’de başladık,
sabaha karşı duş alıp bir iki saat uyuduk ve geri geldik. Bu arazi
böyle elde edildi. Bize hazır sunulan bir yer yoktu. Çok stresliydi,
ama inanın çok zevk aldık. Meslekte 40’ıncı yılım, belki de en çok
zevk aldığım proje bu oldu. Her anını görerek, yaşayarak bugüne
getirdik. Dünyada bu kadar sürede yapılan, böyle bir proje yok.
Her geçen gün de öne çekiliyor. Fakat mevsim biraz ters geldi. Pey-
zaj çalışmalarının kışa gelmesi biraz zorluyor bizi tabii.
“En büyük rakibimiz rüzgâr”
Proje süresince stadın çevresinde sekiz tane 18 tonluk kule
vinç kuruldu. Dışarıda da bir tane demir sahasında, bir tane de
stok sahamızda olmak üzere, toplam 10 vinç çalıştı. Çatı makas-
ları için 1.250 tonluk bir palet vinç bu proje için satın alındı. Bizim
trans dediğimiz çatı makaslarının, yaklaşık 240 ton ve 180 ton ol-
mak üzere iki türü vardı. Bunların montajını yerde yapıyorduk. 40
yıllık iş hayatımda, ben bile böyle bir şeyi ilk kez yaşadım. Yerde
düzenek kurduk ve çok iyi bir akış sağladık. Bizim düşündüğü-
müzden bile daha hızlı bir şekilde, 240 tonu alıp bir defada yerine
koyuyorduk.
En büyük rakibimiz, rüzgârdı. Bundan sonraki hayatımda, hava
tahmini üzerine bir iş yapabilirim. Çünkü saat saat hava durumu-
nu izliyorduk, hâlâ da izliyoruz. Çatıya özel rüzgâr takip cihazları
alıp taktık. Ben monitörümde devamlı takip ediyorum. SEÇ grubu
ayrıca ölçüm yapıyor. 1.250 tonluk vincimiz, 8 metre/saniyenin
üzerindeki rüzgârda kaldırım yapamıyor. Çünkü havadan kaynak-
lanabilecek bir riske girmemiz mümkün değil. Vincin çalışması
için en önemli unsur zemin ve hava şartlarıdır.
DOSYA