26
DOSYA
g
BARIŞ ALTIPARMAK (MUKAVELE VE TEKNİK OFİS MÜDÜRÜ)
“Zorsa hemen yaparız, imkânsızsa biraz zaman alır”
5 yıldır Tekfenli olan Barış Altıparmak, 2012 yılının Aralık ayın-
da geldiği Bakû’da Teknik Ofis Müdürü olarak görev alıyor:
Projeye çok hızlı başladık. Aralık ayında SOCAR’la yapılacak
olan mukavele çalışmaları ile birlikte projeye dahil olduk. Bu sü-
reçten sonra da imalata başlamak için bir taraftan mobilizasyon
devam ederken, bir taraftan da Şubat’ta imzalanan ana mukave-
leyle birlikte ciddi bir dizayn hazırlığı başladı. Olimpiyat Stadı’nın
en önemli özelliklerinden biri, projelendirme ve inşaatını Tekfen
olarak üstleniyor olmamız. Anahtar teslimi bir iş. İmalatın hızla
başlayabilmesi için, projelendirme işlerinin de çabuk ve doğru bir
şekilde ilerlemesi gerekiyordu. Ayrıca farklı dizayn taraflarının ko-
ordinasyonu çok önemliydi. Mimarımız Kore’de, “structural” (ya-
pısal) mühendislerimiz ise Amerika’da bulunuyordu. Bu bizim için
ayrı bir mücadele oldu. Çünkü Kore uyurken, Amerika uyanıyordu.
O sırada bizim hiç uyumamamız gerekiyordu. Projenin özellikle ilk
günlerinde, ekip olarak sabahın 4’ünde, 6’sında istirahate çekilip,
birkaç saat sonra tekrar işe geldiğimiz dönemler oldu. Bu sırada
haftaların, günlerin değil, saatlerin hesabını yapar durumdaydık.
Çünkü bir yandan malzeme siparişlerinin verilmesi, bir yandan
da dizaynın ilerlemesi gerekiyordu ki detay projelendirmeye hazır
hale gelebilsin. İlk altı ayın en büyük mücadelesi bu şekilde oldu.
Bizim ekip olarak bir taraftan idareyle mukavele münasebetle-
rinin sürdürülmesi, bir taraftan da taşeronların seçimi, ihale sü-
reci ve taşeronlarla olan sözleşmelerin hazırlanması gibi görevle-
rimiz var. Bugüne kadar bu projede 80’in üzerinde taşeron paketi
imzalandı. Projemiz “cost+fee” (masraf+kâr) olduğu için tüm bu
süreçlerde idare onayı çok büyük önem taşıyor. İşe başlarken de-
dik ki, “Zorsa hemen yaparız, imkânsızsa biraz zaman alır!” En bü-
yük sıkıntımız zamandı. Bu projenin hiçbir noktasında ne dizayn,
ne satın alma, ne de inşaat için “Buna daha zaman var,” diyebildik.
Her adım için önceden aksiyon alarak, ciddi bir risk değerlendir-
mesi yapıp, zamanı en iyi şekilde kullanarak çalışmalara başladık.
Çok ciddi bir tedbir planı uyguladık.
Tabii tek odağımız işin en kısa sürede bitmesi değildi. Netice
itibariyle Tekfen İnşaat olarak, aynı zamanda bir kâr merkeziyiz.
Bizim öncelikli hedefimiz zamanında ve doğru kalitede bir proje
teslim ederek müşterinin memnuniyetini sağlamak, ama aynı za-
manda da kâr etmek. Bütün bu parametreleri bir araya getirince,
harcanması gereken efor da bir o kadar fazla oluyor.
“Önce kendimiz inandık”
Biz genç ve dinamik bir ekiple bu işe girdik. Ekip halinde, ekip
ruhuyla ilerledik. Eğer ortada çözülmesi gereken bir sorun veya ile-
riye dönük yapılması gereken bir eylem varsa, hep yapılabilecek-
lerin ne kadar üstüne çıkabiliriz diye baktık. Ekip içinde bu anla-
yış, bu dinamizm olduğunda ne kadar büyük işler yapılabileceğini
de kendi kendimize göstermiş olduk. Öncelikle projeye kendimiz
inandık. Mesleki tatmin getiren bir numaralı şey, yaptığınızın ne-
ticesini görüyor olmanızdır. Bu kadar büyük hacimlerin, bu kadar
kısa zamanda ortaya çıkmasının verdiği keyiften daha büyük bir
mesleki tatmin olamaz. Takımın bir parçası oluyorsunuz ve unu-
tulmayacak bir eserin ortaya çıkmasında görev alıyorsunuz. Bu
gerçekten de insana kendini iyi hissettiren bir şey.
Genç, ne istediğini bilen, analiz eden, sonuç odaklı tek bir vü-
cudun damarlarını oluşturduk bu projede. Bu enerjiyi muhafaza
ettikçe üstesinden gelinemeyecek; zamanında, istenilen kalitede
ve kârlı bitirilemeyecek bir proje olamayacağını burada ispatladık.
Olimpiyat Stadı son derece popüler bir proje. Google Earth bile,
her iki ayda bir projemizi güncelliyor. Hükümetin özel bir kame-
rası var şantiye içerisinde. Bu kadar dikkatle takip edilen bir proje.
Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev, yanılmıyorsam 20 ay içerisin-
de 7 defa ziyarete geldi. Aynı zamanda uluslararası basın tarafın-
dan da çok yakından takip ediliyor. Ayda en az iki üç defa ulusal ve
uluslararası röportajlarımız, haberlerimiz yayımlanıyor.
UEFA’dan teşekkür!
Bakû, Avrupa ölçeğinde kendini gösteren ve göstermek isteyen
bir şehir. Azerbaycan da ülke olarak bir markalaşma hedefi içe-
risinde. Böyle bir değişimi amaç edinmiş, çok hızlı bir şekilde ge-
lişmeyi planlayan bir ülkenin başkentinde, havaalanından şehre
girerken gözünüze çarpan ilk prestij projesi, Bakû Olimpiyat Stadı.
Daha şimdiden şehrin simgelerinden biri oldu. Olimpiyat Stadı’nı
şehirdeki diğer bütün inşaat projelerinden ayıran bir özellik, çok
göz önünde olması.
Geçtiğimiz hafta bir UEFA yetkilisi geldi ve stadı görmek istedi.
İnanılmaz etkilendi. Gelenler büyük bir mutluluk ve takdir gös-
teriyorlar, “Vay canına!” deyip gidiyorlar. Ekim 2015’te Azerbay-
can-İtalya maçı bu stadyumda oynanacak. UEFA yetkilisi gelirken,
“Maçın oynanacağı stadın havasını, ruhunu hissetmek istedim,”
dedi, giderken de teşekkür etti. Aynı zamanda Euro 2020’de üç
grup maçı ve çeyrek finali bu stadda oynanacak. Bu anlamda pro-
jenin bir parçası olmak ayrı bir keyif. İleride çocuklarımıza anlata-
cağımız önemli şeylerden biri de, bu proje için yaptıklarımız ola-
cak. Bu da ayrı bir motivasyon kaynağı hepimiz için.
Hedef: Olimpiyatlar!
Projelendirme aşamasında
idarenin de
isteğiyle, 2012’de
Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapan Londra Olimpiyat
Stadyumu’na bir seyahat düzenledik. Gezi sırasında da, sonra-
sında da, idare gözleri parlayarak, “Bizim stadyum daha da gü-
zel!” dedi. Kendi yaptığınız bir şeyi kendiniz anlattığınız zaman
objektiflikten uzak olma riski var. Ama aynı zamanda bunu işve-
reninizden ya da üçüncü kişilerden duyuyor olmanız çok önemli.
Azerbaycan, Olimpiyatlar’a ev sahipliği yapmak istiyor. Bu konuda
yapılan dünya çapındaki sunumlarda Tekfen imzalı bir projenin
olması, hepimiz için çok büyük bir gurur kaynağı. Çünkü biz dün-
yanın en iyi 10 stadından birini yapıyoruz.