

41
zen uygulansa da, genelde yanlış uygulanır.
Çünkü eğitmenlerin, uygulamalı davranış
analizi konusunda ya çok az deneyimleri
vardır ya da hiç yoktur. Ayrıca, okullarımız
otizmli çocukların eğitim gereksinimlerini
kapsamlı bir şekilde karşılayabilecek eğitim
müfredatından da yoksundur.
Aslına bakarsanız, özel eğitim gerektiren
diğer engelli çocuklarda farklı özel eğitim
yöntem ve tekniklerini kullanabilir, grup
eğitimi verebilirsiniz. Fakat otizmli çocuk-
ların büyük bir oranı, ancak öğrenci başına
düşen eğitmen oranının yüksek olduğu ve
genelde bire bir eğitimin verildiği ve uygula-
malı davranış analizinin kullanıldığı eğitim
ortamlarından yüksek düzeyde yararlanabi-
lirler. Çünkü otizmli çocuklar diğer çocukla-
rın öğrendikleri gibi öğrenemezler, başkalarının davranışlarını
taklit edemezler. Bu da onların dil gelişimlerini, mimiklerini ve
hatta bütün hayatlarını etkiler. Dolayısıyla, öğretmemiz gere-
ken en temel şey, başkalarına bakmaları ve başkalarının dav-
ranışlarını taklit etmeleri… Taklit etme algısını ne kadar aşı-
layabilirsek, eğitimde de o kadar başarılı oluruz. Başarılı olma
koşulunda, otizmli çocukların yaklaşık yüzde 50’si normal ge-
lişim gösteren çocuklarla aynı okulda eğitim görebilir, normal
bir yaşam sürebilirler. Üniversiteye gidebilir, bir meslek sahibi
olabilirler. Kendilerine bir iş kurabilir, sizin ve bizim gibi bir ha-
yata sahip olabilirler.
Otizmli çocukların Türkiye’de sahip olduğu eğitim
imkânları nelerdir?
Türkiye’de toplam 1.795 Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merke-
zi var. Bu merkezlerde, tüm engel gruplarından toplam 298.794
öğrenci eğitim almaktadır. Bu kurumlarda kaynaştırma eğitimi
alan otizmli öğrenci sayısı 1.069, özel eğitim sınıflarına devam
eden otizmli öğrenci sayısı ise 3.344’tür. OÇEM’ler (Otistik Ço-
cuklar Eğitim Merkezleri), Özel Eğitim Uygulama Merkezi ve
Özel Eğitim İş Uygulama Merkezlerine dönüştürüldüğünden,
buralarda eğitim alan otizmli öğrencilerin net sayılarına ula-
şamıyoruz. Fakat elimizdeki bilgiler doğrultusunda, yaklaşık
7.000 otizmli öğrencinin örgün eğitim sisteminde yer aldığını
varsayıyoruz. Bunun yanı sıra, ülkemizde özel okula erişebilme
şansına sahip engelli oranı sadece yüzde 1. Avrupa’da bu oran
yüzde 3 ila 6 arasında değişirken, Türkiye ne yazık ki Avrupa
ülkeleri arasında sonuncu durumda.
Toplum özel eğitim okullarına nasıl bakıyor?
Daha önce de bahsettiğim gibi, üniversitelerde özel eğitim öğ-
retmenleri yetiştirecek sayıda öğretim üyesi yok; bölüm var, an-
cak hoca olmadığı için öğretmen yetiştirilemiyor. Öğretmenleri
olmadığından, özel eğitim okullarının sayısı artırılamıyor, var
olanlar ise nitelikli eğitimden yoksun. Bu yüzden, toplumun
özel eğitim okullarına bakış açısı olumlu değil. Özel eğitim
okullarında kaliteli eğitim verilemiyor. Birçok aile, başka çaresi
olmadığı için özel eğitim okuluna çocuklarını gönderdiklerini
söylüyor.
Mevcut okulların karşı karşıya bulundu-
ğu zorluklar nelerdir?
Birçok zorluk var. Birkaçını kısaca şu şekil-
de sıralayabilirim: İlki, otizmli çocukların
öğrenme özelliklerine yönelik eğitimin ye-
tersiz olmasıdır. Otizmli çocukların eğiti-
minde, diğer engelli gruplarında işe yarayan
büyük grup çalışmasının aksine birebir ça-
lışmalar yapılmalıdır. Dolayısıyla, otizmli
çocukların okullarıyla, diğer engelli çocuk-
ların okullarını birbirinden ayırmak gereki-
yor. İkincisi, altını konuşmanın en başından
beri çizdiğim personel yetersizliğidir. Üçün-
cüsü ise, var olan özel eğitim okullarındaki,
çocukların verimli zaman geçirmelerini sağ-
layan ve özel eğitime yardımcı materyalle-
rin eksikliğidir.
Devletin sağladığı imkânların yeterliliği nedir?
MEB, Destek Eğitim için aylık 8 saat bireysel, 4 saat grup, top-
lam ayda 12 saat eğitim ücreti ödemektedir. Ancak, özel eğitim
okulları için devlet herhangi bir ücret ödemiyor. Genel eğitim-
de kursları kapatırken, özel eğitimde kurs eğitimini destekli-
yor. Bunun mantığını çözmek mümkün değil, özel eğitim ge-
rektiren her çocuğun nitelikli, işin uzmanından eğitim alma
hakkı var, ancak devlet bu hakka sahip çıkamıyor. Bahsettiğim
gibi, özel eğitimde devletin sunduğu imkânların sınırlı olduğu
aşikar. Bu durumda özel sektöre ve bağışçılara büyük görevler
düşüyor. Bir bağış bir hayat kurtarabilir, bir çocuğu, bir aileyi
hayata katabilir.
Konuya ilişkin okurlarımıza iletmek istediğiniz özel
mesajlar var mı?
Her şeyden önce hepimize düşen görev, otizm konusunda far-
kındalık yaratmak. Çünkü otizmde, erken ve bilimsel dayanaklı
eğitim çok önemli. Otizm tedavisinde birçok alternatif yöntem
biliyoruz, ancak hiçbiri bilimsel olarak henüz kanıtlanmadı.
Uygulamalı davranış analizi, bilimsel dayanaklı bir eğitim yak-
laşımıdır ve her otizmli çocuğun uygulamalı davranış analizi
konusunda yeterliliğine sahip eğitmenlerden eğitim alma hakkı
vardır. Aileler bu konuda haklarının farkında olsunlar.
PROF. DR. BİNYAMİN BİRKAN KİMDİR?
Tohum Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı’nın Eğitim Direk-
törlüğü ve Okul Müdürlüğü görevlerini yürüten Binyamin Birkan,
ABD’de bulunan Princeton Çocuk Gelişim Enstitüsü’nde otizm üze-
rine eğitim aldı ve yine aynı enstitüde post doktora çalışmaları yap-
tı. Birkan, 2006 yılında Türkiye’de ilk kez uygulamalı davranış ana-
lizine dayalı eğitim veren Tohum Otizm Vakfı Özel Eğitim Okulu’nu
kurdu.
Çeşitli üniversitelerde ders okutan Binyamin Birkan’ın bilimsel ilgi
alanları arasında otizmli çocuk ve ergenlerin eğitimi, yetişkin yaşa-
ma programları, uygulamalı davranış analizi ve davranış analisti ye-
tiştirme gibi konular yer alıyor. Bu alanlarda ulusal ve uluslararası
bilimsel yayınları, kitap ve kitap bölümleri, İngilizce’den Türkçe’ye
çevirdiği kitapları, eğitim materyalleri ve kongrelerde sunulmuş bil-
dirileri bulunan Birkan, evli ve üç çocuk babası.