Previous Page  29 / 48 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 29 / 48 Next Page
Page Background

29

g

CEM ÇELİK (SEÇ ŞEFİ)

“Teknik emniyet”ten “SEÇ”e

2001 yılında Tekfen’de çalışmaya başlayan Cem Çelik, İstan-

bul Olimpiyat Stadı, Pozantı Otoyolu, Libya Boru Hattı, Türkme-

nistan Doğalgaz İyileştirme Çalışmaları gibi projelerde, SEÇ gru-

buna bağlı olarak değişik pozisyonlarda görev almış:

Ailem İstanbul’da. Üniversitede uluslararası finans okuyan

bir de kızım var. Ben aslen Samsunluyum. Liseyi bitirdikten

sonra İzmit Tüpraş Rafinerisi’nde çalışmaya başladım. Hem

çalışıyor, hem okuyordum. Çalıştığım birim o zaman SEÇ değil

de, Teknik Emniyet olarak geçiyordu. Rafineri olduğu için, Tüp-

raş’taki teknik emniyet uygulamaları Türkiye genelinden daha

üst seviyedeydi zaten. Orada ben hem mekanik grupta, hem de

teknik emniyet grubunda çalıştım ve bende bu şekilde bir altya-

pı oluştu. Yaklaşık on sene çalıştım orada. Daha sonra değişik

firmalarda görev aldım. 2001 yılında ise Tekfen’de SEÇ bölümü-

ne girdim. Bu, Tekfen’deki yedinci projem.

İlk hedef: “İş Kanunu’nu uygulamak”

SEÇ Grubu olarak hedeflerimiz, yasal gerekliliklerin ve İş

Kanunu’nun uygulanmasını sağlamak, müşteri standartları,

şartnameleri ve prosedürlerini yerine getirmek ve Tekfen politi-

kası, prosedürü ve talimatlarının uygulanmasını sağlamak.

İş kazaları, son zamanlarda Türkiye’de çok tartışılan bir

konu. Haziran ve Temmuz aylarında 400 işçisini kaybetti Türki-

ye. Ağustos ayında da 150 işçi kaybedildi. Bu örnekler bizim işi-

mizi yaparken çok daha dikkatli olmamızı ve daha bilinçli bir şe-

kilde işimizi yapmamızı hatırlatıyor. Aksi zaten mümkün değil.

Yılda iki kez iç denetlememiz, bir de dış denetlememiz olu-

yor. Tekfen’in belgelendirme kuruluşu SGS, dış denetlememizi

yapıyor. Ayrıca Samsun İl Çevre Müdürlüğü de denetleme ya-

pıyor.

Tekfen’de işbaşı yapmak!

İnsanların iş güvenliği konusundaki farkındalığını artırmak

için eğitim şart. Temel iş güvenliği eğitimi yılda 16 saat veriliyor,

ama biz artık onu da aşmaya başladık. Çünkü ne kadar fazla eği-

tim verebilirsek, o kadar iyi. Ama her şey eğitimle bitmiyor. Bir

de intibak konusu var. Mesela, biz işçilerimizi eğittik, koruyucu

ekipmanlarını verdik, sahaya aldık. Ertesi gün 5 kişi işi bıraktı,

“Ben sahada sigara içmeden çalışamam,” diye. Ya da “Emniyet

kemeri sıkıyor, ben böyle çalışamam,” diyenler oldu. Siz bu in-

sanlara emek harcıyorsunuz, eğitimlerini veriyorsunuz, kişisel

koruyucu malzemelerini temin ediyorsunuz. Sonra, sırf eski

alışkanlıklarını terk etmemek uğruna ertesi gün işi bırakıveri-

yorlar. Bu nedenle günde on saat çalışıyorsak, bunun yaklaşık

dokuz saati sahadayız.

Çalışmak üzere bize müracaat edenlere yönelik belirli bir

prosedürümüz var. Önce tanışma ve saha oryantasyonu geliyor.

Daha sonra anlaşmalı olduğumuz hastaneye gönderiyoruz, ora-

dan raporunu alıyor. Ardından bizim doktorumuzun kontrolleri

var. Hem gelen tahlilleri inceliyor, hem de yüksekte çalışma kor-

kusu ya da şeker gibi sahada çalışmasına engel teşkil edebilecek

bir faktör var mı diye araştırıyor. Bu sefer temel iş güvenliği eği-

timi başlıyor. İşe girerken 4 saat olmak kaydıyla, yılda toplam 16

saat alınması gereken bir eğitim bu. İlk 4 saati tamamlayıp sı-

navı da verdikten sonra, arkadaşımızı ambara yolluyoruz. Kendi

işiyle ilgili olan tüm kişisel koruyucu malzemeleri alıyor. Artık

bu noktadan sonra girişi yapılıyor ve bağlı bulunduğu bölüme

gidiyor.