Previous Page  24 / 48 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 24 / 48 Next Page
Page Background

24

DOSYA

Projenin “Bilgi Deposu”

Teknik Ofis, projenin bilgi deposudur. Doküman depolama-

sının haricinde, çeşitli yerlerden alınan bilgilerin tablolara dö-

külmesi, raporlanması ve bunların günlük, haftalık, aylık takip-

lerinden sorumludur. Dolayısıyla gayet dikkatli ve hataya izin

vermeden çalışılması gerekiyor. Teklif sırasında ne öngörülmüş,

ne kadarı gerçekleşmiş, bunu takip ediyoruz. Projenin başında

bir teklif bütçesi hazırlanıyor. Biz de o bütçeyi referans alıp kont-

rol ve takibini sağlıyoruz.

Normalde projelerde bir sınır (limit of supply) vardır ya da işin

kapsamı bellidir. O kapsam dışına pek çıkılmaz. Bu proje ise bi-

raz farklı ilerliyor. Proje başladıktan sonra da birçok ilaveler oldu.

Yani değişken bir kapsamı var. Ama sonuna geldik sayılır artık.

“EPC, senkronizasyon gerektiriyor”

Bu proje, çok güzel bir proje. Ciddi bir yatırım, oldukça da kârlı

olacak. Böylesi bir yatırıma karar verenlere teşekkür etmek lazım.

Tekfen geçmişte genellikle yapım işleriyle ilgilenmiş. EPC projeler

daha küçük çaplıymış Samsun projesine kadar. Burada bir taraf-

tan mühendislik işleri yürürken, bir yandan da satın alma ve ya-

pım işleri paralel gidiyor. Bunları iyi senkronize etmek gerekiyor.

Örneğin, başta planlamayı yaparken bir malzemeyi beş ayda ala-

cağınızı düşünüyorsunuz, ama daha uzun sürebiliyor. Bu nedenle

işlerin aksamaması için iyi planlama ve koordinasyon şart.

g

YAVUZ KOCABAŞI (TEKNİK OFİS MÜDÜRÜ)

“Adeta Miami!”

Tekfen ailesinin 9 yıldır üyesi olan Yavuz Kocabaşı, Sam-

sun Toros Tarım İşletmesi Yatırım Projesi’nden önce Suudi

Arabistan’da iki, Fas’ta da bir projede çalışmış. Aslen Eskişehirli

olan, ancak küçük yaştan itibaren hayatının büyük bölümünü

İstanbul ve İzmir’de geçiren Kocabaşı, yurtdışı projelerinden

sonra Samsun’da çalışmanın kendisi için farklı bir deneyim ol-

duğunu anlatıyor:

Suudi Arabistan’a ilk gittiğimde sudan çıkmış balık gibi ol-

muştum. Sıcak, güneş, toz… Çiçek yok, ağaç yok, hiçbir şey yok.

Ama altı yıl çalıştım orada.

Aslında her ülkenin kendine has ilginç yönleri var. Fas’ta

mesela, at arabası taksiler vardı. Kadınlar, çoluk çocuk o kadar

alışmışlar ki, zıplayıp oturuveriyorlar arabaya. Çarşıya paza-

ra at arabasıyla gidiyorlar. Eşeklerin taşımacılıkta hâlâ bir nu-

mara olduğu ender ülkelerden biridir Fas. İnsanlar fakir, ama

mutlular.

Samsun ise Karadeniz’in güzel şehirlerinden biri. Atakum

tarafı özellikle, sahil yolunun da yapılmasıyla oldukça gelişmiş.

Bazı yerlerde kumsal kalmamış ama sahili güzel. Fas’tan sonra

burası adeta Miami gibi geldi bana. Paten kayanlar, motosik-

letle gezenler… Restoranlar, cafeler… Eşim de burada benimle

yaşıyor.