26
DOSYA
g
İLKER GENÇ (MEKANİK İŞLER GRUP ŞEFİ)
İngiliz, Fransız, Alman, Türk bir araya gelirse...
İlker Genç, Tekfen’de ilk olarak kaynak inspektörü olarak ça-
lışmaya başlamış. Azerbaycan’da ve sonra Suudi Arabistan’da
kısım şefliği yapan Genç, dört aydır bulunduğu Samsun Toros
Tarım Projesi’nde Mekanik İşler Grup Şefi olarak görev yapıyor:
Eşim, Tekfen’in Samsun’da projesi olduğunu duyunca, “Ne-
den başvurmuyorsun?” dedi. Ben başta, “Kabul etmezler,” de-
dim. Yine de eşim Fatsalı olduğu için şansımı denemek istedim.
Ünal (Alkan) Bey de, “Sen zaten bizim çocuğumuzsun, gel,” dedi.
“Tamam, ne zaman?” dedim, “Yarın gel,” dedi. O gün gidip gerek-
li evrakları tamamladım, iki gün içinde de işbaşı yaptım. Ailem
çok mutlu oldu tabii. Çünkü neredeyse 12 senedir Türkiye’de hiç
çalışmamıştım.
Bizim bu projede 55 farklı alt yüklenici var. Bu 55 alt yükle-
nici, istediğimiz ekipmanları bize dünyanın her yerinden ulaş-
tırıyor. Hepsi de daha önce aynı işi yapmış, uzmanlık kazanmış
firmalar. Ekipmanlar buraya geldiğinde, montaj işlerini yürüten,
uzmanlık alanları farklı 25 Türk alt yüklenici var. Dolayısıyla bi-
rinci odada iki İngiliz, yan odada iki Fransız, sonraki odada bir
Alman, daha sonrakinde de Türkler oturuyor ve fıkra gibi bir
manzara ortaya çıkıyor. Bunların hepsi de aynı tesisin mükem-
mel olması için birlikte çalışıyorlar.
Biz, büyük bir sülfürik asit tesisi inşa ediyoruz. Yılda 726 bin
ton; çok yüksek bir kapasite. Bunun dizaynını İngilizler yapmış,
ekipmanını İtalyanlar sağlıyor, kaplama ve izolasyon işlerini Al-
manlar yapıyor, tüm bu disiplinleri buluşturma işini de Tekfen
İnşaat üstlenip Toros Tarım’a rapor veriyor. Tabii bu kadar çok
kültürlü çalışmanın bazı zorlukları da var. Fakat yabancı ekipler
elde ettiğimiz başarıları gördükçe, bize daha fazla saygı duyu-
yorlar. Bir de Tekfen’in uluslararası piyasada çok daha büyük
firmalarla ortak çalışıyor olması, onların gözünde Tekfen’i farklı
bir yere taşıyor.
“Bu şirketteki şey, parayla alınacak bir şey değil”
Levent Kafkaslı Bey, 8 sene önce çalıştığım Azerbaycan’da
proje müdürümüzdü. Bayramlaşırken bana kontör vermişti de
eşimi aramıştım. 8 sene sonra burada, toplantı odasında karşı-
laştık. Gene, “Kontör?” dedim, güldü. Tekfen’de anlatılması çok
zor bir sevgi bağı var. Bir devamlılık var aslında burada. Sevgi
saygının her firmada bu kadar bulunacağını zannetmiyorum.
Parayla da alınacak bir şey değil bu duygu. O kızmışsa, ağabeyi-
miz kızmış gibi hissediyoruz. Zorumuza gitmiyor. “Canı sıkkın-
dır,” diyor, geçiyoruz. Geçen bir toplantıda dedi ki, “Metal yor-
gunluğu olduğu gibi insan yorgunluğu da olur.” Çok haklı. Bu
ilgi, sevgi, tolerans bize de geçiyor tabii ki; bizden de çalışanları-
mıza geçiyor.