Previous Page  36 / 48 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 36 / 48 Next Page
Page Background

36

DOSYA

g

HALUK ULUSOY (İDARİ İŞLER ŞEFİ)

“Yakında turnuvalar düzenleyeceğiz”

Yaklaşık 8 senedir Suudi Arabistan’da bulunan Haluk Ulu-

soy, daha önce Rabigh ve Maaden’de çeşitli projelerde çalışmış.

Arabistan’daki 4. projesi olan Sadara’da İdari İşler Şefi olarak gö-

rev alan Ulusoy, uzun yıllardır evinden uzakta çalışıyor:

Ben kampta kalıyorum. Ailem ise Antalya’da yaşıyor. İki ço-

cuğum var. İzinlerde beraber oluyoruz. Antalya’nın bir avantajı,

zaten turistik bir yer olduğu için, hem ailemle özlem gideriyo-

rum hem de işin bütün stresini oradayken üstümden atmış olu-

yorum.

İdari İşler Şefi olarak benim görevim, personelimizi rahat-

latmak, havaalanına transferlerini sağlamak, burada ofislerde

meydana gelebilecek bilumum arızaları gidermek, ofislerin da-

ğılımını sağlamak ve buradaki insanların sosyal ihtiyaçlarını gi-

dermeye çalışmak. Suudi Arabistan sıcak bir ülke olduğundan,

kültürel yapısı da gereği, burada fazla sosyal imkân yok. Cuma

günleri izin günümüz. Bazı arkadaşlar alışveriş ağırlıklı olmak

üzere günlerini dışarıda geçiriyorlar. Elektronik ürünler burada

Türkiye’nin hemen hemen yarı fiyatına olduğu için, en çok bu

tür şeylerle ilgileniyorlar. Bunun dışında eğlence mekânlarından

çok restoran, cafe türü yerler var. Buralarda oturup vakit geçi-

riyoruz. İnsanları gezdirmek, iyi vakit geçirmelerini ve biraz ra-

hatlamalarını sağlamak için her türlü yolu deniyoruz. Örneğin

turnuvalar düzenlemek istiyoruz. Henüz proje yeni başladı-

ğı için o noktaya gelemedik. Ama başka projelerde yaptığımız

turnuvaların bir benzerini burada da yapmak istiyoruz. Tavla

turnuvası, satranç turnuvası, futbol turnuvası gibi birçok farklı

etkinlik olabilir.

“En büyük zevkimiz balık tutmak”

Bazı arkadaşlarımız balık avlamaya gitmeyi seviyorlar. Ben

de balık avlamaya gidiyorum. Yaklaşık 15 kişi, sabahın 5’inde

kalkıyoruz ve saat 10’a kadar 200-300 kadar balık yakalayabili-

yoruz. Zargana, çupra türü balıklar oluyor. Tabii çok fazla balık

olunca getiriyoruz şantiyemize. Herkes zaten dört gözle bekliyor

ne getireceğiz diye. Temizliyoruz, pişiriyoruz ve orada olan arka-

daşlarımıza dağıtıyoruz. Bu bizim en büyük zevklerimizden bir

tanesi.

Kendi aramızda da iddialaşıyoruz. “Ben 50 tane tutacağım.”

Başkası diyor ki, “Ben en büyük balığı avlayacağım.” Bir gün yine

balığa gittik, arkadaşlar iddialaşmaya başladı. Volkan adında

bir arkadaşımız, en çok balığı avlayacağı iddiasında. “Ne yapa-

caksın?” dedim. Hiç kimseye de söylemiyor. Akşam bir sürü olta

iğnesini karıştırmış, etrafı iğne dolu bir top yapmış. Attı denize.

Ben pek bir şey beklemiyordum bu formülden. Fakat sudan bir

çıkardı, 8 iğnenin 7 tanesine balık takılmış! Hepsi de zargana.

Şoke olmuştum tabii. Çok lezzetli, yüzlerce balığımız oldu yine.

“Tekfen’in disiplini sayesinde, buradaki düzene çabuk alıştım”

Ben Tekfen’e ilk katıldığımda beni karşılayan, “Korsan Mah-

mut” adında Somalili bir şofördü. İlk tanıştığım kişi oydu. “Kor-

san” lakabını da ben taktım. O da artık 16 senelik Tekfenli. Daha

sonra Tekfen’in içerisine girdikçe, sanki ailem gibi hissetmeye

başladım. Ben asker kökenliyim. Tekfen’in disiplinini gördüm,

çalışma sistemini tanıdım. Diğer şirketlerden daha farklı oldu-

ğunu hissettim. Öyle olunca da bana uydu. Buradaki düzene ça-

buk alıştım.