Previous Page  33 / 48 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 33 / 48 Next Page
Page Background

33

(Soldan sağa) Yusuf Selçuk Arslanköylü, Mete Bayhan, Alpaslan Yakar,

Mehmet İçöz, Yeşim Öztekin, Neslihan Ortatepe, Ebru Bengi Tatarhan,

Burak Akman, Sinan Erol, Emin Yıldız.

g

ŞEVKET SÜMER (İNŞAAT İŞLERİ ŞEFİ)

“Burada pazartesi sendromu yok”

11 yıllık Tekfen çalışanı olan Şevket Sümer, projeye henüz 2,5

ay önce dahil olmuş. İlk iş tecrübesini 2002 yılında Azerbaycan’da

yine bir Tekfen şantiyesinde yaşayan Sümer, sırasıyla Kazakis-

tan, Fas ve Suudi Arabistan’da çalışmış. Sümer, bu devamlılığın

nedenini, Tekfen’in bir iş bittikten sonra elemanlarına başka bir

şantiyede iş imkânı sunmasıyla açıklıyor:

Bu coğrafyayla ilk defa tanışıyorum. Tabii diğer ülkelerden

biraz farklı. Mesela, cuma günlerinin tatil olması, pazar günleri-

nin iş günü olması bile adaptasyon istiyor. Hâlâ cuma günlerini

pazar zannettiğim oluyor. Henüz alışamadık. En büyük avantajı,

pazartesi sendromu olmaması.

Bu projede Tekfen tamamen farklı bir sistemde çalışıyor.

Tüm işleri taşeronlara paylaştırmış durumda. Şu an inşaat gru-

bumuzda mühendis kadromuzun haricinde formenimiz de yok,

herhangi bir işçimiz de yok. İnşaat işlerine bakan dört farklı ta-

şeronumuz var. İnşaat işi kapsamında yaptıklarımız ise, her tür-

lü kazı/dolgu işleri, beton temel işleri, binamızın her türlü inşaat

ve mimari işleri. Şu anda takip ettiğimiz konular bunlar.

Sabah 6’da başlıyor mesaimiz. Gece çalışmıyoruz, ama fazla

mesai yapmamız gerektiği durumlar olabiliyor. Örneğin, uzun

bir beton dökülecekse onu yarım bırakma şansınız yok. Büyük

bir ekibiz burada. Hepimizin birden kalması gerekmiyor. Bazı

arkadaşlar kalıyor, işe devam ediyor. O arkadaşları ertesi gün

dinlendiriyoruz.

Şu anda şantiye dışına fazla çıkmıyorum. Bahreyn’i henüz gö-

remedim, orayı görmeyi çok isterim. Ama Tekfen kampı, her yer-

de olduğu gibi, her türlü imkâna sahip. Arkadaş ortamımız gayet

iyi. Bir de sinema salonumuz var. Bu konuyla gönüllü olarak il-

gilenen arkadaşlar var, sağ olsunlar. Belirli bir günü, saati yok.

Arkadaşlar arasında kararlaştırıyor, ona göre toplanıyor ve hep

birlikte film izliyoruz. Bazı günler yemek için Cubail’e gidiyoruz.

Türk mutfağına daha yakın olan Lübnan restoranlarına, Suriye

restoranlarına gidiyoruz. Tabii Amerikan restoranları da var.

Çöl ortasında kahve keyfi

Arabistan çok farklı aslında. Yerli halkı çok fazla görmüyor-

sunuz. Bir restorana, markete gittiğinizde bile, hep sizin gibi dı-

şarıdan gelmiş insanlar çalışıyor. Arabistan’a gelip Arap göre-

memek çok enteresan tabii. Çok kapalı bir ülke. Burada ilgimi

en çok, Arapların akşamları çölde çadır kurup ateş yakmaları ve

kumlara oturup kahve pişirmeleri çekiyor. Bu bir gelenekmiş sa-

nırım. Etrafta hiçbir şey yok. İnanılmaz sessiz, sakin. O da başka

bir keyif.