31 / 48
31
g
HÜSAMETTİN İZZETTİN (ŞANTİYE ŞEFİ)
“Programın ilerisinde gidiyoruz”
İnşaat mühendisi olan Hüsamettin İzzettin, Sadara Propilen
Oksit Proses Ünitesi projesinde şantiye şefi olarak görev alıyor.
Daha önce iki Maaden, bir Cidde, bir de Rusya projesinde çalışan
İzzettin, Suudi Arabistan’da eşi ve küçük kızı ile beraber, şanti-
yeye 20-25 dakika mesafede, beş ailenin oturduğu bir kampta
kalıyor. Büyük kızı Türkiye’de öğretmenlik yapan İzzettin’in kü-
çük kızı ise Suudi Arabistan’da uluslararası bir okulda İngilizce
eğitim görüyor:
Kızım henüz 7. sınıfta, ama İngilizcesi şimdiden benimkinden
iyi. Arapça ve Fransızca da öğreniyor. Onun iyi bir eğitim aldığı-
nı bilmek burada uzun yıllar gönül rahatlığıyla çalışabilmek de-
mek aynı zamanda. Vakit buldukça kampımızda tenis oynuyor,
yüzme havuzundan faydalanıyoruz. Hafta sonları geziyoruz. Bi-
raz stres atıyoruz, yemek yiyoruz. Dünya mutfaklarını bulmak
burada çok kolay. Türk, Tayland, Çin restoranları, pizzacılar,
hamburgerciler her yerde. Arapça ve İngilizcem olduğu için dil
problemi de yaşamıyoruz.
Ben, Sadara projesinde şantiye şefi olarak görev alıyorum.
Gerçekten zor bir proje. Bu projenin yönetimi Sadara Kim-
ya Şirketi’ne ait. Sadara da Dow Chemical Company ve Saudi
Aramco firmalarının ortak girişimi. Dolayısıyla iki şirketin bir-
leşiminden doğan şartnameler gerçekten çok ağır. Elbette biz,
Tekfen olarak kendimizden emin ilerliyoruz. Şu anda da progra-
mın ilerisinde gidiyoruz. Temeller bitti, kolonlara devam ediyo-
ruz, kirişler döküyoruz. Henüz projenin başındayız, ama ağırlıklı
iş, inşaat işleridir. İnşaatta da hemen hemen yüzde 50 seviyesi-
ne geldik.
Bulunduğumuz saha oldukça ilginç ve aslında dev bir alan.
Çünkü bu sahanın içinde 27 tane proje devam ediyor. Her birin-
de bin kişi olsa, ki biz bin kişiyiz, 27 bin kişi çalışıyor şu anda.
Biz Tekfen olarak bu projelerden birini üstlenmiş bulunuyoruz.
123 milyon dolarlık Propilen Oksit fabrikasının inşaatını yapı-
yoruz.
Sabah 6’da işbaşı yapıyoruz, akşam 6’ya kadar. Haftada bir
gün, cuma günleri tatil yapıyoruz. Projenin içinde hem kendi ele-
manlarımız var, hem taşeronlarımız var, bir de işverenle ilişkiler
var. Üçünü aynı anda takip ediyorum ben. Problemleri mümkün
olduğunca en aza indirip işi iyi bir şekilde götürmeye çalışıyo-
ruz. Suudi Arabistan’ın bir zorluğu, hava şartları. İki ay sonra
mevsim dönümünde rüzgârlar başlar. Büyük fırtınalar oluyor.
Tabii bizi de etkiliyor, çünkü vinçler çalışamıyor o şartlarda. SEÇ
sorumluları kontrolünü yapıyor, takip ediyor. Rüzgâr için bir hız
limiti var, onun üzerine çıktığı zaman vinçleri durdurmak zo-
runda kalıyoruz. Ya başka bir çözüm yolu buluyoruz ya da hava-
nın durulmasını beklerken başka işlere yoğunlaşıyoruz.
“Suudi Arabistan’da yapılacak daha çok proje var”
Projenin mühendisliği Tayland’da yapılıyor. Dow şirketi buna
benzer bir tesisi daha önce Tayland’da yapmış. Bu tesis için de
orada bir mühendislik ofisi kurmuşlar, oradan takip ediyorlar.
Uluslararası çalışmanın bazı zorlukları oluyor tabii ki. Ama ge-
nel olarak Araplarla bir sorunumuz yok. Zaten işveren bir ya-
bancı firmayı kiralıyor ve kontratların dili İngilizce oluyor. Bir
devlet kurumuna resmi bir iş yapıyor olsak, o zaman kontrat
dilimiz de Arapça olurdu.
Biz Tekfen olarak hep uluslararası projeler yaptığımız için,
farklı kültürlerle çalışma konusunda uzmanlaştık. Suudi
Arabistan’da daha çok proje var. Hakedişi zamanında, gün ge-
ciktirmeden ödüyorlar. Suudi Arabistan’da bugüne kadar birçok
proje yaptık. Bundan sonra da yeni projeler alacağımızı düşünü-
yorum.