

22
DOSYA
g
METE BAYHAN (PROSES VE PLANLAMA MÜDÜRÜ)
Mühendislik, doktorluk, şimdi de avukatlık
Aslen Malatyalı olan Mete Bayhan, önce 18 yaşında Hacet-
tepe Üniversitesi için memleketinden ayrılmış, ardından da işi
gereği Mersinli olmuş. Kimya yüksek mühendisi olan Bayhan,
askere gitmeden önceki 3 aylık kısa bir tecrübeyi saymazsak, 15.
yılını doldurduğu Toros’u ilk işyeri olarak görüyor:
Askerliğim bir cuma günü bitti, pazartesi günü ben burada
işe başladım. 1998 senesinden beri de Toros’tayım. Okuldan
bir arkadaşım burada çalışıyordu. Ben daha askerdeyken ken-
di çalıştığı pozisyonun yakında boşalacağını söyleyerek benim
başvurmamı istedi. İşinden ayrılıyor olsa bile burayla bir sevgi
bağı kurmuş olmalı ki, yakın arkadaşım olarak benim burada
çalışmamı istedi. Geldiğimin ikinci günü, teknik emniyetle ilgili
eğitimler biter bitmez işe başladım ve aynı gece mesaiye kaldım.
Yani hızlı bir başlangıç oldu.
Aslında buraya geldiğimde Toros’u tanımıyordum. Tanıdıkça
daha fazla sevdim. Kurucularının felsefesini alarak büyüyorsu-
nuz. Toros’ta, Tekfen’de 15 yıllık çalışma süreleri henüz başlan-
gıç sayılıyor. Bir yerde bu kadar uzun süre çalıştığınız zaman işin
içine artık duygular da giriyor. Daha duygusal bakmaya başlı-
yorsunuz işinize, çalıştığınız yere.
Benim çok hareketli bir kariyerim oldu burada. Üretim, Tek-
nik Hizmetler, Proses ve Planlama Müdürlüklerinde 15 yıl bo-
yunca farklı görevlerde ve pozisyonlarda çalıştım. Aynı ekiple
uzun süre birlikte çalışınca, sadece bakışlarından ve mimiklerin-
den bile anlamaya başlıyorsunuz bazı şeyleri. Ben Kojenerasyon
Santralı’ndan Nitrat Ünitesi’ne geçtikten sonra, eski çalıştığım
yerde tekrar bir boşluk oldu. Bir gün yemekhaneden çıkarken
Üretim Müdürü ve Müdür Yardımcısıyla karşılaştım. İkisi de
bana bakıp gülümsediler. Eyvah! Tekrar vardiyaya gidiyorum!
Anlaşılmıştır... Ben ilk 14 yılımı uzun, öğretici, bütünü anlamayı
kolaylaştıran, fakat her seferinde sıfırdan başlama sıkıntısı ile
zor, bir o kadar da zevkli bir çıraklık dönemi olarak görüyorum.
Bu senenin başında da Proses ve Planlama Müdürü olarak atan-
dım. Yani mühendislik okudum, biraz doktorluk yaptım, şimdi
de avukatlık yapıyormuşum gibi oldu.
İki yıl üst üste rekor
Toros, bana göre ergenlik çağında. Tesislerimiz yaşlanmış gibi
görünse de, tesisleri yenilemek kolay. Yapı olarak, bütün dünya
değişirken bizim şirketimiz de değişiyor. On beş yıl önce girdiğim
şirket değil bugünkü. Ergenlik, bir insanın hayatında en şiddetli,
en stresli dönemdir diye düşünüyorum. Yeni kuşakla daha farklı
bir insan yapısı geliyor. Özgüveni daha yüksek, daha iyi eğitimli
bir kuşak. Benim üniversiteye girdiğim yıl doğan iki mühendisim
var şu anda. Ama kuşak farkı yaşamıyorum. Yol gösteriyorum,
yönetmiyorum. Onlardan önce ben okula, kursa gidiyorum. “Ben
yaptım, bakın. Siz de yaparsınız,” diyorum. O zaman çatışma da
olmuyor. Çalışma hayatınızın ilk başında, çok hızlı yükselecek-
siniz, çok kazanacaksınız, her yeri ele geçireceksiniz düşüncesi
vardır. Yaş ilerledikçe zaman kavramınız değişir, hedeflerinizi
gücünüze göre revize edersiniz. Gençler şu anda çok hırslılar. Bu
tip tecrübeleri sizin göstermeniz gerekiyor. Toros Tarım’ı benim
için çok önemli yapan, kurucularımızın kendi paralarını başka
insanların emaneti olarak değerlendirmeleri, sadece kendi ço-
cukları için değil, tanımadığı insanların çocukları için de çalış-
mış olmalarıdır. Tanıma fırsatı bulabildiğim tüm Toros Tarım
çalışanları da aynı şekilde bu işletmeyi çok kıymetli bir emanet
olarak görüyorlar.
Bu düşüncelerle çalışılınca da, iki yıl üst üste üretim rekoru
kırmak kaçınılmaz oluyor. Toros Tarım Mersin İşletmesi, ku-
ruluşundan bugüne kadar en yüksek üretimlerini 2011 ve 2012
yıllarında yaptı. Rekorlar birçok değişkenin lehimize bir araya
gelmesiyle mümkün olsa da, bana göre bu başarıda en büyük
pay, fabrika sahası dışında pazarlamanın, fabrika sahasında ise
mavi yakalı çalışma arkadaşlarımızındır. İş elbiselerine bir yıldız
takmayı çoktan hak ettiler. Gençlere de bunları anlatmaya çalı-
şıyorum. Onlar da emek vermenin ne anlama geldiğini zamanla
görecekler, ama 30 yaşını geçmeleri gerek sanırım. Şu anda, “Her
şey mümkün ve her şey hemen” şeklinde yaşıyorlar.