

17
En kötü yarışınız hangisidir?
İstanbul’da, toprak pistte yapılan bir yarıştı.
Ben şöyle düşündüm: “Nefes alıyorum ve va-
kit kaybediyorum. O zaman nefes almadan
koşayım...” Tabii nefessiz kalınca, 20 metre
sonra, o hızla kaydıraktan kayar gibi piste
uzandım. 5 metre de sürüklendim herhalde.
En kötü yarışım odur. Gençlik işte!
En büyük rakibiniz kimdi?
Güner Güngör vardı, asker. İyi bir atletti. Ön-
der Toker vardı, Şükrü Çaprazlı vardı. Benden
sonra rekor da kırdı. Arkadaştık aynı zamanda
tabii. Rekabet her zaman vardı. Sporun biraz
da güzelliği o aslında. Mücadele etmeyi öğre-
niyorsunuz. Mücadele etmeden hiçbir şey elde
edemiyorsunuz. Hedefe ulaşmak için çalışma-
nız lazım. Kendiniz çabalayacaksınız, kendi-
niz kazanacaksınız. Biz çok amatörce yarışı-
yorduk o yıllarda. Hep bir tartışma konusuydu,
“amatör spor,” “profesyonel spor” ayrımı. El-
bette hiç destek almadan sporla uğraşamazsı-
nız. Geçiminizi sağlayabilmeniz lazım. Ama
bugünkü anlamda profesyonel değildi spor.
Dünyada da değildi.
Atletizm maceranız fazla uzun sürme-
miş. Neden?
1979 yılında bıraktım sporu. 1980’de Mosko-
va Olimpiyatları’na katılacaktık, ben de çok
heveslenmiştim gerçekten. Derken boykot
olayı çıktı! Büyük hayal kırıklığı oldu bu benim
için. “Niye yapıyorum ki ben bu işi?” diye sor-
gulamaya başladım. Bu noktaya gelince zaten
zorlaşıyor iş. Sonrasında da bırakma kararı al-
dım. Bıraktığımda 21 yaşındaydım. Halbuki
en az on sene daha devam edebilirdim.
Ailenizde sporla ilgilenen başka kimse
var mı?
Aslında kızım ilgilenebilirdi. Ben o potansiyeli
görüyordum. Ama kendisi hiç istemedi, daha
çok sanata, edebiyata yöneldi.
Sporla ilgilenen çocuklara ve ebeveynle-
rine ne tür mesajlar verebilirsiniz?
Spor severek yapılması gereken bir uğraş. Se-
viyorlarsa, imkân buldukları ölçüde devam et-
sinler. Böyle söylüyorum, çünkü gençlerin işi
çok zorlaştı artık. Sporda profesyonelliğe ge-
çiş lisede oluyor ve çocuklar lisede çok meşgul
artık. Dev bir sınav stresiyle boğuşuyorlar ve
bir seçim yapmak zorunda kalıyorlar. Bence
sporun kazandırdıkları ÖSS’den çok daha faz-
la. Ama üniversiteyi de göz ardı edemezsiniz.
İkisini birden yürütmek ise çok zor bir iş. Bu
imkânı bulamayan gençlerimize, üniversitede
spora yoğunlaşma alternatifi kalıyor ki o za-
man da yaş ilerlemiş oluyor. Bu yüzden de
gençlerimize imkân bulabildikleri kadar ilerle-
melerini söylüyorum. İleride çok güzel anıları
olur. Bir de spor yapmak yurtdışında birçok
eğitim kapısı açabiliyor. Bizim dönemimizde
bile bu şekilde yurtdışına giden arkadaşları-
mız oldu.
Spor dışında başka hobileriniz var mı?
Tarihle çok ilgiliyim. Neden-sonuç ilişkisi için-
de, büyük resme bakmaya çalışıyorum. Ayrıca
tarihi geziler yapmayı çok seviyorum; çoğun-
lukla tarihi yarımadada arkadaşlarıma İstan-
bul gezileri yaptırıyorum. Ben bu konulara bi-
raz daha ilgili olduğum için onları yönlendiri-
yorum. Onlardan istek geliyor, benim de ho-
şuma gidiyor. Bir de ufaktan gezi filmleri yapı-
yorum. Bir kameram var. Çektiklerinizi oldu-
ğu gibi gösterdiğiniz zaman bir şeye benze-
miyor. Ben de onları kesiyorum, birleştiriyo-
rum, müzik koyuyorum, yazılar yazıyorum.
Amatörce tabii.