

12
İÇİMİZDEN BİRİ
Hayat bazen tesadüflerle şekillenir; tesadüfler hayatımıza yön verir. Bu
sayımızda “İçimizden Biri” köşemize konuk olan Selim Ergun da atletizmle işte
böyle bir tesadüf sonucunda tanışmış. Önceleri yüksek atlarken, tesadüfen 100
metreci olmuş. Bu tesadüflerin yön vermesi –ve elbette sıkı bir çalışmayla–
rekortmen bir sporcu olup Türkiye’yi yurtdışında temsil etmiş. Tekfen
Mühendislik’ten bunca yıldır tanıdığımız Selim Bey’in, aslında rüzgârla yarışan
bir atlet olduğunu biz nasıl mı öğrendik? Tabii ki tesadüfen!..
Atletizmle nasıl tanıştınız?
Ben İstanbul’da doğmuşum. Fakat babam ma-
den mühendisi olduğu için 14 yaşıma kadar
Tavşanlı’da yaşadım ve Eskişehir Maarif
Koleji’nde okudum. Spora da orada, lise 1’e gi-
derken başladım. Beden eğitimi öğretmeni-
miz değişmişti. Eski öğretmenimizin yerine
İsmail Hakkı Ünal adında çok genç, enerjik ve
sporu gerçekten seven bir hoca gelmişti. Her
derste bir branştan sınav yapıyordu. Mesela,
1.500 metre koşturuyor ve öğrencilerin o ya-
rışlardaki başarısına göre not veriyordu. Birin-
ciyle ikinci 10 alıyor; üçüncüyle dördüncü
daha düşük bir not; sonuncu olsan bile eğer
yarışı bitirdiysen 5 alıyordun. O derslerde be-
nim yüksek atlamaya ilgim başladı. Sınavda
arkadaşlar 1.40 civarı atlarken ben 1.65 atla-
dım. Bu, o seneki yıldızlar katagorisinde Tür-
kiye birincisinin derecesiymiş. Hoca çok şaşır-
dı. Zaten on beş gün sonra da önce Eskişehir
seçmelerine, sonra gruplara, ardından da Tür-
kiye Salon Atletizm Şampiyonası’na girdim ve
birinci oldum.
Daha önceden böyle bir ilginiz var mıydı?
Hiç yoktu. Sporla ilgim yoktu ki! Ama o ders
sayesinde, yüksek atlamayla bir süre uğraş-
tım. Hocamız beni atletizm takımının kaptanı
yaptı. Derece tutuyorum, organizasyon yapı-
yorum, hocaya yardım ediyorum. Bu şekilde