25 / 40
25
g
MUSTAFA BAYSAL (FABRİKA MÜDÜRÜ)
“Dışa açılmanın yolu kaliteden geçiyor”
Henüz lise öğrencisiyken Tekfen’i tanıdığını söyleyen Mus-
tafa Baysal, makine mühendisliği okurken stajını Tekfen’de
yapmış, 1983 yılında mezun olur olmaz da Tekfen-Bolkar Özel
Ortaklığı’nda iş hayatına atılmış. Türkiye-Irak Petrol Boru Hattı
projesinde çalışan ve 1,5 yıl kadar da Özbekistan’da yurtdışı şan-
tiyesi deneyimi yaşayan Baysal, memleketi Ceyhan’a dönmekten
çok memnun:
Samim (Anıl) Bey’in isteğiyle 1,5 yıl Özbekistan’da kaldık.
Orada her taraf bakir. Ama bir yandan da her şey daha doğal.
Oraya epey alıştık. Projeyi de altı ay kadar erken bitirdik. 1998’in
sonuna doğru projenin bitimiyle buraya döndüm. Ceyhan’da
olmak benim için ayrı bir keyif tabii, çünkü ben Ceyhanlıyım.
Ben döndüğümde İstanbul Olimpiyat Stadı projesi başlamıştı.
Mimari açıdan özel bir proje. Bu projeyi asıl özel kılan, kapalı
tribün çatısını taşıyan megatruss’dır. 200 metre uzunluğunda,
1.100 ton ağırlığında, yüzde yüz kaynaklı, yani hiç civata yok.
Türkiye’de bu büyüklükte tek parça bir kiriş montajının ilk defa
yapıldığını tahmin ediyorum. İmalatını burada yapıp gönderdik.
Fransızlar imalattan sorumlu birinin de gitmesini istediler. Ben
gitmek zorunda kaldım. Üç aylık bir montaj programıydı. Çok
sıkı bir program ve 15 günü de geçmiş. Buradan ekibi ayarladık
gittik. Her gece en erken 12’de yatıp, sabah 4’te tekrar işbaşı yap-
tık. Ben ekibi ikiye ayırmıştım. Ekibin yarısı bir gün, diğer yarısı
da ertesi gün kalkıyordu. Ben mecburen her gün başındaydım.
Zorlu dönemlerimiz de oldu, ama her zaman keyif alarak çalış-
tık.
Fabrikamızda yıl sonuna kadar Tüpraş’ın spool’larını yetişti-
receğiz. Çelik imalatımız biraz azalıyor, ama beklentilerimiz var.
Tekfen şantiyelerine hizmet vermenin yanında, kapasite artışı-
mıza paralel olarak dışarıya da açılmamız gerekiyor. Bu konuda
da epey yol kat ettik. Örneğin, Brezilya’ya gönderilmek üzere şu
anda limanda yükleme yapılıyor. Brezilya’da Tekfen isim yaptı.
3-4 ay sonra tekrar yeni projelerimiz başlar diye düşünüyorum.
En büyük hedefimiz burayı kendi ayakları üzerinde duran bir
fabrika olarak yaşatmak. Önceden bir atölyeydik, ama artık bü-
yük bir fabrika olduk. Türkiye’de sınıfında ilk iki içinde olduğu-
muzu söyleyebilirim. Hem kapasitemizle, hem kalitemizle. Kali-
temize çok önem verdiğimiz için gerçekten çok titiz çalışıyoruz.
Dışa açılmanın yolu da kaliteden geçiyor.
“Her şeyden önce emniyet”
Teknik emniyet bizim için çok önemli. 4,5 yıl burada BP ile
çalıştık. Hazar Denizi üzerindeki iki petrol platformunu burada
BP ile beraber yaptık. BP ile çalışmak çok zordur. Özellikle teknik
emniyet kurallarına çok dikkat ederler. Biz, onlar gittikten sonra
da çıtayı düşürmedik, aksine yükseltmeye gayret ettik. Çünkü
bizde de emniyet her şeyden önce geliyor.