T-Bulten22

bitiminde Türk ve Fransız mühendisler ara-

sında staddaki ilk maçı oynadık. Kaleci ben-

dim, topa plonjon yapıp yere düşünce kaldır-

mak için iki kişi yardıma geldi, o zaman bu

meraktan vaz geçtim.

Şu anda Divan Kurulu Üyesiyim, kulübün iki

kuruluşunda da yönetim kurulu üyesiyim.

Galatasaray’da çatıda bir dernek var, Galata-

saray Kulübü Spor Derneği. Derneğin yöne-

tim kurulu üyesi olmak istemedim, çok teklif

ettikleri halde. Hatta bir keresinde Erhan

Bey’e de danıştım. O da bana şöyle söyledi,

“Paran çoksa, aklın yoksa, vaktin çoksa yöne-

tim kurulu üyesi ol.” Söyledikleri doğruydu.

Neyse ki şimdi yeni UEFA kurallarıyla yöneti-

cilerin kulübe para vermesi yasaklandı. Bu

çatı derneğin altında Galatasaray Sportif A.Ş.

adlı şirket var. Ben o şirketin bağımsız yöne-

tim kurulu üyesiyim, ki çok önemli bir görev.

Esas para kaynağı Sportif A.Ş. Çünkü, spon-

sorluklar, stat gelirleri, her şey orada. Bir de

Gayrimenkul A.Ş. diye bir şirket var, çatı şir-

kete bağlı. Bu şirkette de yönetim kurulu üye-

siyim. Kulübün bütün gayrimenkullerini ida-

re eden kadroya danışmanlık yapıyorum.

Galatasaray Üniversitesi’nin yakınlarda

yanan binasıyla ilgili çalışmalarda da yer

alıyorsunuz bildiğimiz kadarıyla.

Evet. Hem akademisyenler, hem işadamların-

dan oluşan bir danışma kurulu kuruldu ora-

da. Kurulun görevi, restorasyon çalışmalarını

yönetmek, teknik olarak en iyi çözümleri

araştırmak ve bununla ilgili mali kaynağı bul-

mak. Kuruldaki tek inşaatçı benim. Bir de Do-

ğan [Hasol] Ağabey var, o da mimar. Fakat it-

faiye henüz binaya sokmuyor, çünkü savcılık

raporları sonuçlanmadı. Soruşturma tamam-

landıktan sonra bir iskele yapıp önce binanın

üstünü kapatmak istiyoruz. Dış duvarlar sağ-

lam. Duvarlar aynı kalacak. İçeriden çelik tak-

viyelerle yine bir çelik çatı yaptıracağım. Üs-

tüne orijinal Osmanlı kiremidinin aynısını

yeniden yapacağız. İçerisine de gene çelik,

sağlam bir yapı oluşturacağız. Ben bu işi bir

kere daha yaptım. Ferhan Şensoy’un tiyatro-

su yıkılıyordu, bundan 15 sene önce. Ona bir

proje hazırladım. Çok güzel ahşap bir tavanı

vardı tiyatronun. Onu içeriden çelikle askıya

aldık. Duvarlar çöküyordu. Onların altına da

kazıklı temel yaptırdık. Ferhan, restorasyo-

nun ardından tiyatronun açılışında beni şeref

davetlisi yaptı.

Bu sosyal aktivitelerin yanında halen, Türkiye

Müteahhitler Birliği’nde 6 sene Yönetim Kuru-

lu Üyeliği yaptıktan sonra seçildiğim Yüksek

Danışma Kurulu üyeliğine devam ediyorum.

Ayrıca İTÜ Vakfı Mütevelli Heyeti üyesiyim.

Sualtında şov

undan 3-4 sene önce çocuklarla be-

raber yine Maldivler’e dalmaya git-

tik. Bizi Manta Point diye bir yere götür-

düler. Mantalar, aşağı yukarı 4,5-5 metre

kanat açıklığı olan balıklar. Gidiyorsu-

nuz, 10-15 metre derinlikte oturup bekli-

yorsunuz. Bir süre sonra mantalar, 20

santim üstünüzden geçmeye başlıyor.

İnanılmaz büyük bir hayvan, ama son

derece uysal. Dolanıyor orada. Şov yapı-

yor resmen. Ondan sonra da uzaklaşıp

gidiyor. Birkaç kere manta turuna gittik.

Bir gün yine manta seyrederken oğlum

bir şeye işaret etti, “Dikkat et!” dedi.

“Stonefish” diye bir balık var. Seni sokar-

sa, yarım saat içinde bir yere yetiştirile-

mezsen ölüyorsun. Çok zehirli ve aynen

bir kayaya benziyor; görmek çok zor. Ben

görmedim, oğlum görüp uyardı beni.

ADAM GEÇER TOP GEÇMEZ

Ümit Özdemir’in (ayakta ortada) Galatasaray Lisesi futbol takımında kaleci olduğu yıllardan bir anı.