Previous Page  19 / 40 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 19 / 40 Next Page
Page Background

Ondan sonra devamlı şarap içmeye başladık.

Üç ayın sonunda geldim, evde sofraya otur-

duk. “Anne, şarap alır mısın?” Annem ağla-

maklı oldu tabii. Oğlu gitti elden!

Demek başlangıcı böyle oldu. Peki bugün

neler yapıyorsunuz?

Şarapla ilgili mümkün olduğu kadar çok bilgi

edinmeye çalışıyorum, ama şarap dipsiz bir

kuyu. Çok engin bir konu. Şaraba ilgi duyan

kişiler olarak bir derneğimiz var, Şarap Dost-

ları Derneği adında. Ben 1994 yılında üye ol-

dum. Şu anda “Şarap Şövalyesi” unvanını taşı-

yorum. Her ay bir ülkeye veya bölgeye ait

şarapları tadıyoruz, not veriyoruz. Bazen kör

tadım oluyor, bazen açık tadım oluyor. 100

kişilik bir kulüp burası. Senede iki kez gezile-

rimiz, üç kez de balomuz oluyor. Bağbozumu

balosu, asma çiçeği balosu ve yılbaşı balosu.

Hakikaten çok elit, çok kaliteli insanlardan

oluşan bir grup. Benim çok keyif aldığım bir

grup. Ailecek de birçok kişiyle görüşüyoruz.

Ne tür şarapların tadımını yapıyorsunuz?

Bizim Şarap Dostları Derneği’ndekiler kırmı-

zıcıdır. Beyaz şarap içenlere gazoz içiyor mua-

melesi yaparlar. Bir de bordo şarabını tercih

ederler. Ben bordo pek sevmiyorum, daha çok

Avustralya, Güney Amerika, İtalyan şarapları-

nı; kokulu, gövdeli şarapları seviyorum.

İyi bir şaraptan ne beklenir?

Aslında bu sübjektif bir konu. Benim için or-

tam meselesi. Dostlarınızla olduğunuz za-

man, ortam güzel olduğu zaman, yanında iyi

bir yemek olduğu zaman, hava güzel olduğu

zaman değişiyor şaraptan aldığınız tat. Ayrıca

birine çok güzel gelen bir şarap, başkasına gü-

zel gelmeyebilir. Kişiye göre zevkler de değişi-

yor. Tabii dünyada şarap cinsleri belli. Esas

kırmızı şarap deyince, 7-8 çeşidi var. Merlot,

Cabernet Sauvignon, Cabernet Franc, vs. Be-

yazlardan da meşhur Sauvignon Blanc, Char-

donnay, Riesling, Gewürztraminer gibi şarap-

lar var. Belirli asma cinsleri var, bir de

onlardan türeyenler var. Kırmızılarda iki, be-

yazlarda iki olmak üzere esas dört önemli çe-

şit var bilmeniz gereken: Cabernet ile Merlot

ve Chardonnay ile Sauvignon Blanc. Çeşitli

ülkelerde de kendi yörelerine göre önemli şa-

raplar var. Mesela, İtalyanların Sangiovese

diye bir üzümleri var. Montepulciano gibi

gövdeli şaraplar o üzümden yapılıyor, Tosca-

na bölgesinin şarapları.

Şarabı bu kadar komplike yapan nedir?

Şarap yaşayan bir şey. Her sene gelişiyor veya

kötüleşiyor. Şarap bir de büyük ölçüde iklime

ve toprağa bağlı. Aynı üzüm asmasını bir yere

dikiyorsunuz, hiçbir şey olmuyor. Başka bir

yere dikiyorsunuz bambaşka bir tat alıyorsu-

nuz. Şarabın komplike bir konu olmasının se-

bebi bu. Şarap yapmak bir zanaat. Basit bir

prosedür, ama bu basit prosedürün de incelik-

leri var. Bir defa üzümün iyi olması lazım. O

olmazsa istediğin kadar uğraş, istediğin kadar

süsle, hiçbir sonuç elde edemezsiniz.

Sizin büyük bir şarap kavınız var. Kaç

şişe şarabınız var şu anda?

Şu anda toplam bin şişe civarında şarabım

var. Ama artık almıyorum. Yeni şarap almaya

elim varmıyor. Çünkü, şarap ölen bir şey. İç-

mezseniz, belli bir süre sonra gidiyor. Geçen

gün evde bir davet verdik. Gözüm gibi baktı-

ğım, özenle sakladığım şaraplarım vardı,

92’ler, 93’ler. Gevrey Chambertin diye çok gü-

zel bir şarap vardır, Bourgogne bölgesinden.

Ben o şarabı çok severim. Fransızların bir

sözü var, krallar hep o şarabı içermiş. Açtık,

bozuk çıktı şaraplar. Dikkatli şartlarda muha-

faza edilmiş olmasına rağmen bozulmuşlar. O

yüzden şarabı zamanında tüketmek lazım.

Tüketirken de iyi bir ortam olması lazım. Bir

vesile olması lazım. Normal şartlarda, eşimle

oturup da bugün bir şarap açalım demeyiz as-

lında. Ben, bir dostum gelsin, şarabın zevkini

onunla paylaşayım isterim. Çünkü sosyal bir

içecektir şarap.

Alacağınız şarapları nasıl seçiyorsunuz?

Bir yerde, bir davette bir şarap içiyorsunuz.

Hoşunuza gidiyor, o şarabı buluyorsunuz.

Veya tadımda beğendiğiniz şarabı alıyorsu-

nuz. Tabii bin şişe şarap ancak 20-25 senede

birikiyor.

Şarap konusunda daha yeni olanlara

hangi şarapları önerebilirsiniz?

Güzel Türk şarapları var. Signium ve Alçıtepe

şarapları hakikaten üstün nitelikli şaraplar.

Özellikle Alçıtepe çok rafine bir şarap, 150

lira mertebesinde. Signium, zannediyorum

80 lira olmalı. Bu iki şarabı tavsiye ederim.

Keyifle içeceklerini düşünüyorum.

Yemek konusunda da gurme diyebilir mi-

yiz sizin için?

Ben kendimi pek gurme saymıyorum. Fran-

sızcada iki kelime var, “gourmet” ve “gour-

mand.” Gourmand, obur demek. Gourmet de

yemekten anlayan demek. Ben ikisinin orta-

sında hissediyorum kendimi. Çok ince bir

ağız tadım yok. 11 yaşımdan 23 yaşına kadar,

12 sene yatılı okulda okudum, okulda her şeyi

yedik. 8 sene öğrencilik, 5 sene de öğretmen

yardımcılığı yaptım. Dolayısıyla yemek seçici-

liğim yoktur, ama yine de yöresel tadlara daha

çok ilgi duyuyorum.

Bir müzik tutkunu olduğunuzu biliyoruz.

Ben ilk müzik setimi 33 yaşımdayken edindim.

Suudi Arabistan’da iki sene proje müdürlüğü

yapıp döndükten sonra elim biraz para tuttu ve

kendime Dual marka bir pikap aldım. Ardın-

dan da 45’likler, 33’lükler almaya başladım ve

klasik müziğe merak saldım. Şirkette de klasik

müzik konusunda beni bilgilendirecek, cesa-

retlendirecek bir arkadaşımız vardı, Habibul-

lah Seraj. On sene zarfında,

klasik müzikte yoğun bir

bilgi birikimim oluştu.

Daha sonra da ope-

raya merak saldım.

Eşim Ayfer’le mut-

laka senede bir veya

iki kere yurtdışında bir

festivale veya bir opera

temsiline gideriz. Şim-

di biraz daha azaldı.

Ama eskiden daha yoğun-

du. Mesela, beş sene üst

üste Salzburg Festivali’ne git-

tik. Sonra Verona’ya geçiyor-

duk. Bütün büyük eserleri ora-

da seyrettik. Kendim de

hafifçe opera söylemeye baş-

ladım. Büyük operaların ço-