Table of Contents Table of Contents
Previous Page  27 / 56 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 27 / 56 Next Page
Page Background

let sürüşlerinde ise bazen birlikte çalışıyoruz. Triatlona yönelik grup

antrenmanlarımız var.

Son zamanlarda koşuya ilginin arttığı söyleniyor. Buna katı-

lıyor musunuz?

Evet, bu doğru. Biz genellikle, belki de dünyanın en güzel parkuru

olan Kuruçeşme-Yeniköy hattında koşuyoruz. Uzun koşacaksak

Sarıyer’e kadar gittiğimiz de oluyor. O hatta sabah her saatte bir koşu

grubuna rastlamanız mümkün artık. Eskiden bize deli diye bakarlar-

dı, koşan o kadar azdı ki. Artık sabahın 5:30’unda koşu grupları göre-

biliyorsunuz. Her yaş grubunda genel spor yapma eğilimi arttı. Eski-

den yurtdışına gittiğimde birçok insanı sokaklarda koşarken

gördükçe gıptayla bakardım ve Türkiye’ye döndüğümde koşarken

kendimi yalnız hissederdim. Arabayla geçerken penceresini indirip,

“Deliii!” diye bağırıp gidenler olurdu. Türkiye’de 15 yıl önce koşana

yaklaşım buydu. Bugün ise daha geniş bir kitle bu kültürü edindi.

Yolda koşan insanlar birbirini tanır, selam verir. Motive edici bir ke-

lime söyler, herkes birbirine gaz verir.

Kızınız da sporla ilgileniyor sanırım.

Kızım Sera 5 yaşında yüzmeye başladı, 7 yaşında Şişli Terakki’de okul

takımına girdi. 10 yaşında kendi yaş grubunda 100 metre sırt üstü ya-

rışında Türkiye şampiyonu oldu. 13 yaşında Türkiye rekoru kırdı ve

Milli Takım’a seçildi. Üniversite sınavına kadar olan dönemde de önce

Yüzme İhtisas Kulübü’ne, daha sonra Fenerbahçe Yüzme Kulübü’ne de-

vam etti. Kızımın hayatı ilkokuldan itibaren haftanın dört beş günü

sabahın beşinde antrenmana gidip sonra ıslak saçlarla derse girerek,

dersten çıktıktan sonra ikinci antrenman için yine havuza giderek, eve

geldikten sonra da saçını kurutup ders çalışarak geçti. 18 yaşında çok

deneyimli bir yüzücüydü. Ama bu düzen ona, sınırlı zamanda çok iş

yapma yetisi kazandırdı. Örneğin, üniversite sınavında ilk 1.300’e gir-

di. Çünkü beyni, sınav sürecinde de en ufak zamanı dahi değerlendir-

meye şartlanmıştı. Bir de sıkılmadan, bir hedef doğrultusunda azimle

çalışma yetisi kazandı. Çünkü yüzme ferdi bir spor. Bu da tek başına

oturup saatlerce ders çalışmak için konsantre olabilmeyi, motive ola-

bilmeyi sağladı ona. Özetle yüzme sporu hayatının her alanında ona

disiplinli, programlı çalışma yetisi kazandırdı diyebilirim.

Şimdi Tekfen bünyesinde yeni bir koşu takımı kuruluyor. Bu

konuda ne düşünüyorsunuz?

Benim dışımda da bu işi ciddiyetle yapan arkadaşlar var Tekfen için-

de. Fakat herkes ferdi olarak yaptığı için pek bilinmiyor. Ancak ben

biliyorum ki Tekfen Emlak’ta Ceren Hancıoğlu arkadaşımız var, aynı

zamanda bizim kulübe de üye. Nisan ayında Malta’da yarıştı. Xterra

Malta, yol dışı triatlon tabir ettiğimiz bir yarış. Kendi yaş grubunda

3. oldu. Önemli bir başarı. Holding’de Hakan Dündar arkadaşımız

var. O da uzun süredir koşuyor, kendini gayet iyi geliştiriyor. Belki o

da triatlon yapacak. Şimdi böyle bir platform oluşturulduğunda,

daha önce hiç atletizm yapmamış arkadaşları da camia içine çekecek,

motivasyon sağlayacaktır. Ben yeni arkadaşları da bekliyorum oraya.

Gelsinler, tanışsınlar, tanısınlar. Bunun şirket kültürüne de önemli

katkısı olacağını düşünüyorum.

Spora yeni başlamak isteyen okuyucularımıza ne gibi tavsi-

yelerde bulunursunuz?

Bir kere sporun yaşı yok. İnsan kaç yaşında olursa olsun spora başla-

yabilir, spor yapabilir. Her şeyden önce sigarayı hayatlarından çıkar-

maları lazım. En tepeye onu koymak lazım. İki, sağlıklarını ön plana

almaları için ona yatırım yapmaları gerekiyor. Ben öyle bakıyorum.

Kader kısmet, alın yazısı, bir yere kadar. Sen o bedene ne kadar yatı-

rım yaparsan, o beden de seni ileriki yaşlarda o kadar taşır. Spor ya-

pıyorsan, zaten sağlıksız beslenmeyi, abur cuburu hayatından çıkar-

man gerektiğini anlıyorsun. Kaliteli, dengeli bir beslenmeye ihtiyacın

olduğunu görüyorsun. Karbonhidratsız bir yaşam olmaz spor yapan

bir insan için. Spor yaptıktan sonra hemen protein desteği alman ge-

rekir. Bu çok önemli. Çünkü özellikle kaslarda mikro hasarlar, kana-

malar oluyor. Sen hissetmiyorsun aslında, ama vücuttaki ağrılar

bunu gösteriyor. Onları spor sonrası hemen desteklemek için amino-

asitleri (proteinin ana yapı taşları) yerine koyman gerekiyor. Ayrıca

uyku düzeni çok önemli. Özetlemek gerekirse, kendini spora vakfe-

den biri düzenli bir hayat sürmek durumunda.

Daha önce hiç spor yapmamış bir kişi, ekonomik gücü olmasa bile,

sağlıklıysa, rahat bir kıyafet giyip sabah hızlı tempolu yürüyebilir.

Kalbin, günlük rutin içinde 60-80 civarında bir ritmi vardır. Nabzı 80

olan bir kişi bunu 100 ve üstüne taşıyacak yoğunlukta bir bedensel

faaliyet yapmalı ki, hem kalp ve damar sistemi gelişsin, hem de ter

yoluyla toksinleri atabilsin. Bunu yapabilmenin tek yolu, bünyeyi ru-

tin kalp ritminin dışına çıkarabilmek. Yürüyerek de olur bu. Rahat

bir kıyafet, iyi bir spor ayakkabısı, güzel bir ortam… Git sahile, yürü-

yüş yap. Şimdi bakıyorum, yüzlerce insan bunu yapıyor. Genci yaşlısı,

kızı erkeği. Hiçbir şey yapmıyorsan, seri yürüme ve sağlıklı beslen-

meye yönelebilirsin. Baktın yürürken iyisin, 1-2 kilometre koşu, 500

metre yürüme, bir daha koşu… Göreceksiniz ki bir ay içinde 5 kilo-

metre mesafeyi durmadan koşabilecek duruma gelirsiniz. Birlikte

çalıştığım arkadaşım Ebru Asal da koşamam diyordu. İkna oldu, 3-4

ay sıkı antrenman yaptı ve Antalya’da durmaksızın 10 kilometre ya-

rışını tamamladı. Madalyasını aldı, yüzlercesini de arkasında bıraktı.

Herkes koşabilir. Bugün aklına koyan herkes, 3-4 aylık antrenman

sonunda 10 kilometreyi durmadan koşabilir; bir sağlık problemi yok-

sa tabii. Bunun için de önce bir check-up’tan geçmek şart. Sağlıklı bir

kalbe ve eklemlere sahip olan herkes, düzenli sporunu yaparsa, bir

senenin sonunda maraton koşacak performansa ulaşabilir.

g

Sporun yaşı yok. İnsan kaç yaşında

olursa olsun spora başlayabilir, spor

yapabilir. Sen o bedene ne kadar

yatırım yaparsan, o beden de seni ileriki

yaşlarda o kadar taşır. Daha önce hiç

spor yapmamış bir kişi, ekonomik gücü

de yoksa, bacakları, dizleri sağlamsa,

rahat bir kıyafet giyip sabah hızlı

tempolu yürüyebilir.

Dergimiz baskıya girerken sevgili Hakan Sayar, bisiklet

antrenmanı sırasında bir aracın çarpması sonucu bacağını kırdı.

Kendisine büyük geçmiş olsun diyor ve acil şifalar diliyoruz.

27