

14
İÇİMİZDEN BİRİ
50 kilometre hızla
yarışan rallici:
Yeliz İnanç
Tekfen Ailesi, farklı geçmişe, farklı eğitimlere, farklı
kariyer ve uzmanlık alanlarına sahip rengârenk bir
insan mozaiğinden oluşuyor. Bu mozaiğin her taşı
büyük Tekfen resmini oluştururken, farklı renkleriyle
gruba zenginlik ve derinlik katıyor. Biz de bültenimizde
zaman zaman içimizden bir portreye yer vererek, bu
renk zenginliğini gözler önüne sermeye çalışıyoruz.
Hayatın sadece iş olmadığı gerçeğinden hareketle, farklı
hobi ve ilgi alanlarına sahip Tekfenlileri mercek altına
alıyoruz. Bu sayımızda yer verdiğimiz isim, hız
tutkusuyla değilse bile eski otomobillere olan merakıyla
radarımıza takılan Yeliz İnanç. Onu Emlak Geliştirme
Grubu’ndan tanıyorsunuz, ama iflah olmaz bir klasik
otomobil tutkunu olduğunu biliyor musunuz?
Klasik otomobil merakınız nasıl başladı?
Ben İstanbul Üniversitesi Radyo Televizyon
Bölümü’nden mezun oldum. Televizyonlarda
çalıştım aslında bir süre, ama nedense bana
fazla cazip gelmedi. Önceden çok parlak, çok
çekici görünen bir dünyaydı, ama içine girdi-
ğimde benim için o kadar da uygun olmadığı-
na karar verdim ve o sevdadan vazgeçtim. Ki-
şilik olarak hayatımı daha planlı, önceden
tasarlanmış ve daha verimli bir şekilde yaşa-
mayı seviyorum. Diyelim bir seyahate çıkar-
ken, bu geziden ne kadar verim alabilirim diye
hareket eder ve oturup uzun uzun planlar,
programlar yaparım. Mesela bir yeri görmek
istiyorsam, geziyi daima oranın bir festivaline
denk getirmeye çalışırım. Ya da bir şeye karşı
ilgim varsa, mutlaka o organizasyonun mutfa-
ğında olmaya çalışırım ki daha fazla verim ala-
bileyim. Bunlar da beni insanlarla daha fazla
ilişki içinde olabileceğim, onlarla keyifli bir
şekilde birlikte hareket edebileceğim ortamla-
ra yöneltiyor. Klasik otomobillerle de bu şekil-
de tanıştım. Bu kültür genelde aileden gelir.
Babadan oğula geçen, koleksiyonerlik ya da
antika kültürüyle harmanlanır. Biraz meka-
nikten hoşlanmak, otomobilden anlamak da
bunu destekler. Ben bu konuyla, lisede sıra ar-
kadaşım olan Aylin Gökşin ve ailesinin, Klasik
Otomobil Kulübü’nün yöneticileri olması ne-
deniyle tanıştım. Klasik bir otomobilim olma-
masına rağmen bir şekilde bu organizasyonla-
rın her zaman içerisinde oldum. Bu, hep
birilerinin birilerine yakın temasıyla gelişen
bir hobi. Bir kursu yok, ilanı yok. Oldukça ka-
palı bir grup. Bireysel veya ailecek katılabilece-
ğiniz çok nezih bir ortam. Ailecek derken sa-
dece eşler değil, küçük bebeğinizle bile
organizasyonlara dahil olabilirsiniz.
Klasik Otomobil Kulübü’nden biraz bah-
sedebilir misiniz?
Kulübün 500’ün üzerinde üyesi var. Ben bu
kulübün aşağı yukarı her kademesinde görev
aldım diyebilirim. Hakemlik yaptım örneğin.
Bir yarışın olabilmesi için en temel organ, her
zaman için hakemliktir. Hakemler hem tek-
nik altyapıya sahipler, mekaniği tanıyorlar,
kuralları biliyorlar; hem de ralli esnasında ya-
rışan arabaların önünde/gerisinde giderek ya-
rış için kontrollü bir ortam sağlıyorlar. Size
start verip, sizden önce finish çizgisinde olu-
yorlar. Bu arada siz hiç görmediğiniz harika
manzaralara dalmışken, parkurdaki bilinme-
yen kontrol noktalarında da bir komando gibi
arazide gizlenip yarışı denetliyorlar. Özellikle
gençler için ralli hakemliği, eğlenerek teknik
bilgi, tecrübe ve dostluk kazanabilecekleri eş-
siz bir ortam. Geçen dönem kulüpte yönetim