

11
yazılıyor. Ama diyelim ki İcra Komitesi’ne ya da EMG’ye girmek istiyor-
sa, hem IFA’nın çeşitli komitelerinde çalışmış olması, hem de konuları
daha geniş açıdan görebilmesi için bir şirketin yöneticisi ve sorumluluk
almaya hazır olması gerekiyor.
Toros’un IFA üyeliği nasıl başladı?
Toros, IFA’ya 1981’den, yani üretime başladığı yıldan beri üye. O zaman-
lar Mizyal Göreç adında bir danışmanımız vardı. Kendisi eski Gübre Fab-
rikaları Ticaret Müdürü’ydü. Gübre hammaddesi almak, tüccarla iletişim
kurabilmek, yani gübre sektörüne girebilmek için ilk olarak Mizyal
Hanım’ı temsilci olarak göndermişti Necati (Akçağlılar) Bey. Ondan son-
ra Erhan (Öner) Bey ve Necati Bey, IFA’ya birlikte katıldılar. Erhan Bey
de 1993-95 yılları arasında IFA Başkanlığı yaptı. Başkanlar tabii şirkete
göre değil, şahıslara göre seçiliyor. Bizim gibi, aynı şirketten başkan çıkar-
tabilen dünyada yalnızca bir şirket daha var. O da PotashCorp, yani bir
dünya devi.
Bu başarıda neler etkili oldu sizce?
Toros’un dış ilişkileri çok önemli. Tabii burada Necati Bey’i rahmetle an-
mak lazım. Erhan Bey de, ben de ondan öğrendik yurtdışıyla nasıl ileti-
şim kurulacağını, nasıl temas edileceğini, bu temasların nasıl devam etti-
rileceğini. Toros olarak yaptığımız işi iyi yaptığımız için olsa gerek, diğer
firmaların arasından sivrilip oralara kadar gelebildik. Tabii kolay değil bu
süreç. Ben mesela, IFA’daki görevlerimi aksatmamak için çok çalıştım.
IFA’yı temsilen FAO’nun düzenlediği birçok toplantıya katıldım. Oralar-
da birçok farklı ülkeden gelen insanlarla, FAO Başkanı’yla tanıştım. Bu
gibi toplantılarda gübre sektörünü temsil eden biri olarak hemen fark
ediliyorsun.
Siz bu göreve seçilinceye kadar hangi süreçleri yaşadınız?
Ben önce Ortadoğu’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı oldum. Ondan son-
ra 2007’de EMG’ye seçildim. İlk iki sene normal üyeydim. 2009’dan son-
ra iki sene Finans Komitesi Başkanlığı, 2011’den itibaren de Sürdürülebi-
lir Büyümeden Sorumlu Başkan Yardımcılığı yaptım. Yönetim hep
mayıstan mayısa, iki senelik görevler şeklinde değişiyor, çünkü IFA’nın
çalışma sistemi bu.
Başkan olmanın şartı nedir?
Tabii, seçimle başkan olunuyor. Başkan, Konsey tarafından seçiliyor.
Önce aday gösterilmek gerekiyor. Aday gösterilebilmek için de IFA’da bel-
li bir süre çalışmış olmak, mutlaka sorumlu bir pozisyonda bulunmuş
olmak ve en önemlisi EMG içinde Finans Komitesi’nden geçmiş olmak
gerekiyor. Çünkü bu sayede IFA’nın geliri nedir, nasıl artırılır, bütçe nere-
lere harcanır gibi konulara hâkim oluyorsunuz. Yani ilgisiz birinin gelip
başkan koltuğuna oturması olanaksız. Bu işlere biraz emek vermiş olmak
gerekiyor. Ben mesela, 2007’den beri yönetim kurulunda, yani EMG’de
aktif olarak çalışıyorum. Üstelik bunun herhangi bir parasal geri dönüşü
de yok. Tamamen kendi zamanınızdan veriyorsunuz. IFA’nın getirdiği bir
ekstra yük var, seyahatler açısından. Ama bunun karşılığında hem prestij
kazandırıyor, hem de attığınız adımlar dünyada duyuluyor. IFA’nın baş-
kanı nereden? Türkiye Toros’tan. Bunun müthiş bir prestiji var. Sürekli
davetler geliyor, gittiğimiz yerlerde şirketimiz için yeni iş imkânları doğa-
biliyor. Eskiden belirli kişiler tarafından tanınıyorken, şimdi herkes sizi
tanıyor.
IFA’daki başkanlık göreviniz, sizin mesainizin ne kadarını ala-
cak bundan sonra?
Bugüne kadar da çok zamanımı aldı aslında. Bundan sonra biraz daha
fazla seyahatim olabilir. Tabii sorumluluklarım da arttı. Ama hiçbir za-
man şirketin işlerini aksatmamak gerekiyor. Özel hayatınızdan vererek o
açığı kapayacaksınız mecburen. Şirketin işleri sizi beklemez yoksa.
BAŞKAN VE BAŞKAN YARDIMCISI
IFA’nın yeni başkanı Esin Mete’nin
Yönetim Kurulu’nda yer alan
isimlerden biri de Sürdürülebilir
Büyümeden Sorumlu Başkan
Yardımcısı Abdul Rahman Jawahery.