Previous Page  12 / 52 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 12 / 52 Next Page
Page Background

12

HABERLER

Celal Erbil:

BP’nin bazı tercihleri vardı. Şirketin Müslüman bir ülke-

den olmasını istiyorlardı. Kendilerinin tanıdığı bir şirket olmasını

istiyorlardı. Biz BP’yi Azerbaycan’dan tanıyoruz. BTC Boru Hattı’nın

2008’den beri tamirini biz yapıyoruz. Bir yerde bir şey oluyor, anında

ekiplerimiz gidiyor. Orada da proje yönetimi hizmeti veriyoruz, taşe-

ron çalıştırıyoruz. BTC’de 70-80 civarında beyaz yakalı uzman, sü-

pervizör ve mühendisimiz var. Bu arkadaşlar sahanın neresinde ne iş

olursa, takım kuruyorlar, şantiye açıyorlar, taşeronları seçiyorlar. Biz

doğrudan işçi çalıştırmıyoruz. İmalat işi gerekiyorsa bunları da ya

kendi tesislerimizde yapıyoruz, ya da üçüncü firmalara yaptırıyoruz.

Bu oturmuş model BP’nin hoşuna gitti. Çünkü bu modelde kimin ne

yapacağı belli. Biz beyaz yakalı uzmanları temin ediyoruz, işçileri de

taşeronlardan topluyor ve onları yönetiyoruz. Irak’ta bu modeli biraz

daha farklı bir şekilde uyguluyoruz.

Berker Evren:

Irak’ta, BTC’den farklı olarak biz inşaat işine henüz

girmedik. Bizden şu an için istedikleri, projenin yönetimi ve mühen-

dislik işlerinin yapılması. Bu yönde ilki 2010 yılının sonlarına doğru,

ikincisi 2011 yılında iki anlaşma yaptık. Fakat her iki anlaşmanın sü-

resi de kısıtlıydı. Bize önce dediler ki “6 ay için gelin,” deneme mahi-

yetinde. Çünkü idare, tam olarak nasıl bir yapılanma istediğinden

emin değildi. Biz bu dönemde proaktif davrandık. Çünkü idarenin

karar alma mekanizmaları çok yavaş çalışıyordu. Bu nedenle kısa

süre içinde ihtiyaçları görüp, “Sizin ihtiyaçlarınız şunlar. Bunları şu

şekilde çözebiliriz,” dedik. Bu çok hoşlarına gitti. Hatta sonradan

bize, “Sizin kadar proaktif bir firma görmedik,” dediler.

Bölgedeki güvenlik koşulları nasıl?

Celal Erbil:

Güvenlik en kritik konulardan biri. Çünkü BP’nin gü-

venlik standartları son derece yüksek. Mesela, kamptan sahaya gi-

derken iki kişi için üç zırhlı araç ve yabancı güvenlik elemanları es-

kortluk yapıyor. Elemanlarımızın kaldığı kamplar son derece güvenli.

Elemanlarımızın kamp dışında yerleşim yerlerine gitmesi yasak. Git-

mek gerekirse de özel konvoyla gidiliyor. Şartlar bu kadar sıkı olunca,

ekibi rotasyona sokmak gerekiyor. Şu anda elemanlarımız 4 hafta

çalışıp 2 hafta Türkiye’ye geliyor. Bu nedenle her kadronun iki adamı

oluyor. Biri rotasyona gittiği zaman, diğerinin aynen bu işi bir aksa-

ma olmadan devam ettirmesi gerekiyor.

Ekipte kaç kişi çalışıyor?

Berker Evren:

Şu anda herhangi bir anda sahada, çoğunluğu mü-

hendis olmak üzere 55 Türk personelimiz görev yapıyor. Ama rotas-

yonlu çalışıldığı için aşağı yukarı 80 kişilik bir ekip söz konusu. Bun-

lardan 12’si dizayn mühendisi ve dizayner grubu. Geri kalanı da saha

süpervizyonu, proje yönetimi, inşaat yönetimi, vb. işler yapıyor. Şu

anda, çoğu mühendis kökenli 19 Iraklı elemanımız var.

Sahadaki çalışma şartları nasıl?

Berker Evren:

Öncelikle herkesin bir çelik yeleği var. O yelek sizin

demirbaşınız. Araca bindiğiniz zaman giyiyorsunuz. Ancak güvenliği

sağlanmış bir kampa girdikten sonra çıkarıyorsunuz. Ama orada da

yine yanınızda tutmak zorundasınız. Dolayısıyla çelik yelek hayatın

bir parçası. Bulunduğumuz bölge Basra şehrinden aşağı yukarı 1-1,5

saatlik mesafede. Petrol kuyularının bulunduğu saha askeri bölge.

Kontrol noktaları var, giriş çıkış denetim altında. Bu sebeple çalışma

alanı oldukça iyi tecrit edilmiş durumda. Kaldığımız kamp sahası da

3 metrelik beton duvarlarla çevrilmiş; etrafında kulelerin, nöbetçile-

rin olduğu bir yer. Bu kamp sahasından ofise aşağı yukarı 45 dakika-

lık bir yolculuk gerekiyor. Ofis, Kuzey Rumeyle bölgesinde. Buradan

da saha personeli çalışacakları yerlere gidiyor. Biz herhangi bir anda

25 farklı yerde çalışabiliyoruz. Programa göre süpervizör ekibi saha-

ya dağılıyor, teknik ekip ve proje yönetimi de ofiste kalıyor. Sabah

8:30’da şantiyeye ulaşılıyor. Akşam saat 4:00 gibi de dönülüyor. Çalış-

ma saatleri son derece kısıtlı. Güneş batmadan önce mutlaka kampa

dönülüyor. Ayrıca mayın riski var. Öyle pat diye istediğiniz yere gire-

miyorsunuz. Önce gideceğiniz yerin mayından temizlendiğine dair

rapor almanız lazım. Mesela, iki kırmızı kum torbasının arasındaki

bölgede mayın taraması yapılmamış demek. Oradan asla geçilmeme-

si gerekiyor. Bunlar çok hassas olunması gereken konular. Dolayısıyla

sahada işlerin hızlı ilerlemesinin önünde bu tip engeller var.

Celal Erbil:

Orada çalışan elemanlarımızın çok kapsamlı bir sigorta

poliçesi var. Bölgede, gerektiği zaman ilk müdahalenin yapılabileceği

24 saat çalışan bir sağlık ocağı mevcut. Burası BP’nin kurduğu, her

türlü cihazın olduğu bir sağlık merkezi. Şayet burası yeterli gelmezse,

hastayı acil olarak Dubai veya İstanbul’daki bir hastaneye uçakla nak-

ledecek bir düzenimiz var. Yani her şey düşünülmüş durumda.

Sahada yapılan çalışma neleri kapsıyor?

Berker Evren:

Şu anda Rumeyle sahasında Tekfen’in sorumlu oldu-

ğu projelerde tahmin ediyorum 900-1.000 kişilik bir işgücü çalışıyor.

Petrol kuyularının olduğu yerler çok büyük sahalar değil aslında.

Kuyu bağlantı hatları ve tanklar var. Mesela Rumeyle denilen yer,

aşağı yukarı 20 x 80 kilometre boyutlarında, dikdörtgen şeklinde bir

alan. ROO’nun amacı, öncelikle kapasiteyi 2017 itibariyle 2,85 mil-

yon varile çıkarmak. Bunun için iki değişik proje grubu oluşturdular.

Bunun bir tanesine “minor works”(brownfield works) dediler. Bu,

daha çok saha içinde mevcut olan tesisleri iyileştirerek, veyahut mev-

cut sistemlere birtakım eklemeler yaparak kapasitenin artırılmasını

sağlayacak çalışmaları içeriyor. Bizim de aslında içine dahil olduğu-

muz konu bu. “Major works” (greenfield works) ise henüz başlamadı.

Zaten “major works”ün başlaması için gerekli ortam da yeni yeni olu-

şuyor. “Major works” dediğimiz zaman, yepyeni tesislerin kurulması

Bizim yaptığımız işin amacı eskimiş, bakımsız

kalmış, kör topal çalışan sistemlerin ayağa kaldı-

rılması. Bunların tümüyle yenilenmesi. Bu arada

tabii kapasiteyi artırmak için yeni tesisler de yap-

mak lazım. Halihazırda, sadece mevcut olanlar

rehabilite ediliyor. İleride yeni tesisler de günde-

me gelecek.

~

~