Previous Page  33 / 40 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 33 / 40 Next Page
Page Background

33

çok önemli. Bu nedenle çinkolu gübre gibi selenyumlu gübre üretme-

yi de değerlendirdik. Ancak selenyum katkısı bitkide çinko gibi gözle

görülür bir fark yaratmadığı için satış şansı hemen hiç yok.

Gübre, tarımsal verimliliği artıran girdilerden sadece biri. Diğer unsurlar

için neler söyleyebilirsiniz?

Örneğin tohum, önemli bir başka girdi. Bizdeki problemlerden bir ta-

nesi, buğday kendinden döllenen bir ürün olduğundan, çiftçinin beş

sene aynı tohumu kullanması. Tohum sonunda öyle hale geliyor ki

onunla ne makarna yapabilirsin ne ekmek. Sadece hayvan yemi olu-

yor. Onun için dışarıdan, protein miktarı yüksek buğday ithal edili-

yor. Bunu önlemek için, şimdi sertifikalı tohum kullanıyorsan devlet

teşvik veriyor. Eskiden ne üretirsen üret, devlet alıyordu. Bu senenin

başında Tarım Bakanlığı, içindeki protein miktarına göre fiyat açıkla-

dı. “Ben artık stoklarıma ne olduğu belirsiz, kalitesiz şeyleri koyma-

yacağım,” dedi. Bana göre çok da doğru bir şey yaptı. Bu şimdi yavaş

yavaş gelişecek. Herkes sertifikalı tohum kullanmaya başlayacak. Biz

de sertifikalı tohum alanında yıllardır çalışıyoruz.

Bir de çiftçi dostu uygulamalarınız var. Örneğin, Karadeniz Bölgesi’nde

kadınlara yönelik 25 kiloluk özel torba yapmak gibi. Bundan biraz bah-

seder misiniz?

Türkiye’de gübre ambalajında kullanılan bütün torba ünitelerinin

ağzı 50 kiloya göredir. 25 kilo yapabilmek için epeyce bir süreç gere-

kiyor arka planda. Ama bize gelen şikâyetlerden biri şuydu: Bilhassa

Karadeniz Bölgesi’nde tarımda daha çok kadınlar çalıştığı için, 50 ki-

loluk torbayı taşımakta çok zorlanıyorlar. Arazi de engebeli. Kadınla-

rın çoğu bel hastası gübre torbalarını taşımaktan. 50 kilo az bir şey

değil. Biz de dedik ki bu ihtiyaca cevap verelim ve 25 kiloluk torba ya-

palım. Şimdi tabii çok daha iyi oldu.

Son yıllarda Toros’ta kadın çiftçilere bir yönelme var. Örneğin kadınlara

yönelik eğitim faaliyetlerine ağırlık veriliyor. Bunun nedeni nedir?

Kadın artık bizim odak noktalarımızdan biri. Kadın çiftçi dediğimiz

zaman sadece toprak işçisini kastetmiyoruz. Biz kadın çiftçi deyince

bahçede bizzat çalışacak, biraz yönetici insanlar yetiştirmeyi amaçlı-

yoruz. Onlara daha iyi tarım öğretmeye çalışıyoruz. Bu benim yine

IFA’dan esinlendiğim bir şey. IFA tarafından “Farming First” diye bir

platform yaratıldı, “Tarımın Kadın Yüzü” sloganıyla. Çünkü tarlalar-

da daha çok kadın çalışıyor. Hindistan’a da gitsen, Afrika’ya da,

Malezya’ya da, bütün dünyada tarımı yüklenen kadın. O nedenle ka-

dınları eğitmek tarıma daha çok katkı sağlayacaktır düşüncesinden

çıktı bu hareket. Kadınlar yapı olarak da öğrenmeye daha yatkın. Ör-

neğin ben İzmir’e gittiğimde, bir anneanneyle kız torun geldi. Anne-

anne diyor ki “Duydun mu bunu, not ettin mi bunu?” Yazması yok,

ama dört kulak dinliyor. İlginç bir şekilde, kadınların tanımlamaları

da çok daha iyi erkekten. Örneğin kadınlar, “Yaprağın şurasında sarı

gördüm, burasında şöyle bir şey var” gibi şeyleri çok daha iyi tarif

edebiliyor.

Son olarak biraz da su konusundaki çalışmalarınıza değinebilir miyiz?

Tabii tarım için su da çok önemli. Su, gübreyle de doğrudan ilintili bir

konu, çünkü su olmayınca gübre de kullanılmıyor. Su olmadığında

gübre erimiyor çünkü. Onun için “Tarım’da Suyun Önemi” diye IFA’da

bir çalışma başlattık. Bir kitap hazırlanıyor şimdi, profesörlerin kale-

minden. Amacımız tarıma yönelik suyun toplanması ve doğru bir şe-

kilde kullanılması gibi konularda çiftçileri bilgilendirmek. Türkiye’de,

özellikle de Ege Üniversitesi’nde su üzerine çok iyi çalışmalar var. Be-

nim amaçlarımdan biri de, Türkiye’deki profesörleri konferans gibi

etkinliklerle uluslararası platforma taşımak.

Ruslarda bir atasözü vardır, “Erkek baştır, ama

kadın boyundur. Boyun dönmedi mi, baş da

dönmez,” diye. Bu tüm dünyada geçerli bir durum.

Kadın unsuru tarımda çok önemli. O nedenle

kadın çiftçiler bizim odak noktalarımızdan biri.