

154
Raşit İlhami İnceer (Ceyhan Üretim Tesisi
Torbalama Şefi)
Biz Toros olarak sattığımız gübrenin peşinden sonuna ka-
dar gideriz, çünkü o gübreden sorumluyuz. Çiftçinin en
ufak bir şikâyetinde hemen yerinde görüp kalitesini ince-
leriz. Torba yapısından dikişine kadar, çiftçi neden şikâyet
ediyor, onu takip ederiz.
Ertem Arslantay (Ceyhan Terminal Müdürü)
Toros gübreyi satıyor, ama sattıktan sonra işim bitti demi-
yor. Çiftçi ekene kadar, hatta ektikten sonra bile takip edi-
yor; ekibiyle gidip yerinde görüyor. 2006 idi sanırım, İtalya’ya
Mersin’den CAN gübresi göndermiştik. Ufak bir problem
yaşandı. O zaman Esin Hanım’a, “Bizim sorunumuz yok, biz
malı burada FOB sattık, malı yükledikten sonra paramızı al-
dık,” dedim. Ama Esin Hanım, “Burada Toros’un adı var. So-
nuna kadar o mal Toros olarak temiz teslim edilecek ve so-
runsuz verilecek,” dedi. İşte Toros’taki mantık bu. Belki pi-
yasaya göre 75 kuruş pahalı, ama en azından toprağa ne at-
tığını biliyor çiftçi.
Kadir Satıcı (Şanlıurfa Merkez Bayisi)
Toros’un bir ismi var. Gübre sektöründe gerçekten lider ko-
numda. Ciddi bir firma. Toros, kalite demek, ciddiyet de-
mek. Ben yirmi yıldır bu işin içindeyim. Piyasada çok deği-
şik şeylerle karşılaştım. Toros’ta bunların hiçbiriyle karşılaş-
mazsınız. Her şeyin bir markası var, Mercedes gibi. Gübre-
de de bizim Mercedes’imiz Toros’tur. Toros bize inandı, biz
de Toros’a inanıyoruz. Ben Toros’u artık bir bakıma ailem
olarak kabul ediyorum. Onlar da bizi bir aile gibi görüyorlar.
Biz Toros’la büyüdük. Samimi, dürüst bir şekilde çalışarak
buralara geldik. Bizim bugün Urfa’da hem Toros bayisi ola-
rak bir itibarımız var, hem de şahsi olarak bir itibarımız var.
Urfa’daki çiftçiler bize gözü kapalı inanıyorlar. Büyük para-
ları çeksiz senetsiz bırakıp gidiyorlar. Bu güveni sağlamışız.
Ahmet Ecemiş (Adana Merkez Bayisi)
“Neden Toros?” derseniz; ürününün arkasında duruyor, gü-
venilir, ciddi bir firma. Mesela bende bir ürün vardı, tama-
mını satmışım, stoklarda o maldan kalmamış. Müşteri gel-
di, o maldan istiyor. “Kusura bakmayın, dilerseniz başka bir
üretici firmadan malı alıp vereyim,” dedim. O da kaliteli...
Gerçekten, dünya çapında iyi üretilen bir ürün. Kabul et-
tiremedim. Adam beklemeyi göze alıyor, “Olmaz, illa Toros
olacak!” diyor, mutlaka Toros istiyor. Ben de, “O halde bir
ay bekleyeceksin,” dedim. Bu, marka bağımlılığı. Böyle bir
marka bağımlılığı var.
Erol Sözen (Konya Merkez Bayisi)
Biz, 1986 yılında gübre libere edilince ilk bayiliğini al-
dık Toros’tan. O dönemde niçin Toros’a sıcak baktık, bile-
miyorum. Diğer şirketlerin de bayiliğini alabilirdik. Toros’la
o gün bugündür devam ediyoruz. Toros’la başladık ve hep
memnun kaldık. Toros, zaman içinde ciddi bir marka oldu.
Toros’un iyi bir marka olduğu gerçeği kafasına yerleşti çift-
çinin. Herkes, “Toros var mı?” demeye başladı. Biz ticare-
tin, çiftçiliğin ne olduğunu biliyoruz. Ürünün iyisine önce biz
inanacağız. İnandıktan sonra da satacağız. Bizim deneme
tarlalarımız var. Tüm ürünleri burada deniyoruz. Beğenirsek
hem kendimiz kullanıyoruz, hem de çiftçiye tavsiye ediyoruz.
Habil Sancaktutan (Rize Merkez Bayisi)
Toros’a baktığınız zaman her türlü gübreyi elinde bulundu-
ran tek firmadır; güçlü bir firmadır. Hele Samsun’u aldık-
tan sonra daha da güçlendi. Fabrikayı alıp yenilediler. Üreti-
len gübrenin rengini bile biz seçtik, çünkü vatandaş, “Bana
şu renkte gübre ver,” diyor. Elimizi her konuda taşın altı-
na koyuyoruz. Ama karşılığını da alıyoruz. Çiftçinin tarlası-
na kadar götürüyoruz gübreyi. Ona her türlü olanağı sağlı-
yoruz. Taze gübre temin ediyoruz. Malın kaliteli bir şekilde
depolanmasına özen gösteriyoruz. Gübrenin nasıl kullanı-
lacağından ne kadar kullanılacağına kadar her türlü bilgiyi
veriyoruz. Toprak numuneleri alıp Toros’a gönderiyoruz. Es-
kiden müşterilerimiz geldiği zaman gübrenin çeşitlerini pek
bilmezlerdi. Şimdi köydeki Fadime Nine, Mustafa Amca ar-
tık gelip isimle gübre soruyor; özellikli gübre istiyor.
Fevzi Yaşar (Şanlıurfa Birecik Bayisi)
Benim bir tane müşterim var, okuma yazması olmayan bir
bayan. Ben gübre satmışım, o da almış, 5-10 torba. Bir gün
baktım, birisi elinde Toros’un boş torbasıyla geliyor, “Fatma
Teyze dedi ki bunun aynısından göndersin, sakın başkası-
nı istemem!” diye. Bizim orada bazı köylere gittim geçen-
lerde. Adam yemin ediyor, “Ben gübreyi senden aldım, kar-
deşim de başka bir firmadan almış. Bir tarlada yan yana iki
buğday. Boyunu ölçtük beraber, aynı günde. Benimki onun-
kinden 9-10 santim uzun,” diyor. Kardeşi şimdi geliyor bana,
“Toros varsa ver,” diyor. “Benim ürünüm gelmedi, istersen
komşudan beş on torba al,” dediğimde, “Yok, ben Toros’u
beklerim,” diyor. Çünkü Toros kendini kabul ettirmiş. Toros
iade mal alıyor, şikâyetleri dinliyor. Biz diyoruz ki müşteriye,
“Malı al götür, en ufak bir şikâyette bana geri getir.”
Orhan Ali Yetkin (Gaziantep Merkez Bayisi)
Toros’ta kötü mal olmaz. Fabrikasyonda bazı hatalar tabii ki
olabilir. Ama bunlar kötü niyete bağlı şeyler değildir. Biz de
bayiler olarak Toros’un kaliteli, iyi üründen ödün vermediği-
ni biliriz. Bu nedenle piyasadaki yerini almıştır Toros. Gübre,
çiftçinin temel ihtiyaç maddelerinden biri olduğu için, Toros
orada çiftçinin gönlünü kazandı. Çiftçi fakir. Çiftçilikle uğ-
raşan adamın zararı, batağı çok olur. İki tavukla gelip sıra-
ya giren olur. Birkaç çuval gübrede 10 lira fark için pazarlık
eder çiftçi. Dolayısıyla zor bir meslek. Öyle dükkânda otu-
rup, bire alıp ikiye satarak yapılan bir iş değil.
Çiftçi Toros’a neden güvenir?