

misin?” diye soruyorlardı. “Bu ilacı içeceksin, şunları yapacaksın” şek-
linde yönlendirme yapmaya başladılar. Üstelik telefonla takip etmeye
başladılar. “Neredesin şimdi?” “Yozgat’tayım.” “Bak bir hafta sonra aşın
var. En yakın şuraya gideceksin.” Farkındalık arttığı için, riskleri kavra-
dıkları için, verdikleri hizmet de değişti. Sonunda çok güzel bir şey çık-
tı ortaya. Bizim araştırmayı yaptığımız dönemde, örneğin bir gebenin
doğum öncesi bakım oranı yüzde 4’ler seviyesindeydi. Şimdi yüzde 98’e
çıktı. Aşılar yükseldi, anne sütü uygulamaları, arazi tipi tuvalet yapma,
güvenli kimyasal kullanımı gibi konularda ciddi ilerlemeler sağlandı.
Mevsimlik tarım işçileri, tarlada hastalığa neden olabilecek birçok fak-
törü ve ne yapacaklarını öğrendiler. Sağlık aracıları öğrendiklerini hem
kendilerine uyguladılar, hem rol model oldular, hem de herkese anlattı-
lar.
Taraflar arasında arzu ettiğiniz işbirliği sağlanabildi mi?
Birleşmiş Milletler, Harran Üniversitesi, Sağlık Bakanlığı ve Toros Ta-
rım... Proje böyle dörtlü bir yapı üzerinde ilerledi. Türkiye’de hem aile
sağlığı merkezleri, hem toplum sağlığı merkezleri var. Toplum sağlığı
merkezlerinin göç edilen illerde, tarlalarda hizmet vermesinin iyi sonuç
vereceği çıktı ortaya, yapılan deneysel çalışmanın sonucunda. Türkiye
Halk Sağlığı Kurumu, programın önemli bir paydaşı. Etkisi kanıtlanır
kanıtlanmaz, mevsimlik tarım işçilerine tarlada nasıl hizmet sunacak-
larına dair yönetmeliğe bir madde eklendi. Böylece çalışmaların yasal
zemini de oluştu.
Yerel yönetimler düzeyinde ne gibi sonuçlar elde edildi?
Bu da projenin üçüncü ayağıydı ve çok önemliydi. Çünkü yerel yönetici-
ler, valiler, kaymakamlar... Bu konuları hiç duymamışlar öğrenciyken.
Hemen 34 ilin İŞKUR’dan sorumlu vali yardımcıları ve kaymakamları-
na yönelik bir eğitimmodülü hazırladık. Hastalık ve erken ölümler na-
sıl önlenecek? 2010 yılında, o zaman yürüttüğümüz programların so-
nucunda, Mevsimlik Tarım İşçilerinin Çalışma ve Sosyal Hayatlarının
İyileştirilmesi Genelgesi yayınlanmıştı. O genelgeye de dayanarak vali-
lere, kaymakamlara ikişer günlük farkındalık eğitimleri verdik. Bir yıl
sonra bu çalışmanın sonuçlarını test ettik, 56 kaymakam üzerinde.
İfadeler çok güzeldi. Mesela, bir kaymakam dedi ki, “Ben bu eğitimi al-
madan önce tarladan yolum geçmiyordu, bilmiyordum. Eğitimde o ka-
dar çok şey öğrendim ki, odama geçer geçmez planımı yapıp hizmete
başladım.” Modül test edildi, etkisi kanıtlandı ve hemen İçişleri
Bakanlığı’na raporlandı. Kaymakamların 6 aylık hizmetiçi eğitimleri
var. O kapsamda artık iki gün, Mevsimlik Tarım İşçilerine Hizmet Su-
numu Eğitimi rutin hale gelecek.
Dördüncü komponent din görevlilerinin eğitimiydi. Mevsimlik tarım
işçilerinin hemen hemen hepsi Kuran kursuna gidiyor. Çoğu da erken
yaşta evleniyor; 15-16 yaşında. Uzakta, tarladalar. Nikâhlarını kim kı-
yıyor? Dedik ki bunların nikâhını kıyanı eğitelim. Çocuk evliliğinin za-
rarlarını anlatalım. Ölüyü kim yıkıyor? Ya imam, ya hatip. Ölümü anla-
talım onlara. Niye ölüyorlar? Ölmemesi için ne yapılmalı? Dolayısıyla
İlahiyat Fakültesi’nden Mehmet Nuri (Güler) Hocamızla birlikte din
görevlilerine yönelik bir sağlık rehberi yazdık. Yaklaşık 250 imam üze-
rinde testini yaptık. Yarısı kadın, yarısı erkekti din görevlilerinin. Etki-
sini görmek için telefon açtığımızda, çok etkileyici sonuçlarla karşılaş-
tık. Şimdi ölümler din görevlileri tarafından da sorgulanıyor, sebepleri
soruluyor. İmam nikâhı kıydırmak isteyenlere yaşı soruluyor, caydırılı-
yor. Mesela bir hoca, caminin önüne yazmış, “18 yaşından önce herkes
çocuktur. Çocuktan ana-baba, karı-koca olmaz” diye. Bunlar, projenin
hem keyifli, hem de aslında araştırma bulgusuna dayalı öneri geliştiril-
diğinde ne kadar etkili olduğunu gösteren örnekler.
Mevsimlik tarım işçilerinin arkasından, bunların yüzde 50’sini işe gö-
türen tarım iş aracıları var. Bunlara “Çavuş” diyorlar. Bunlar fiilen var,
ama yasal olarak yok. Hemen bunlarla ilgili modüller hazırladık. Muh-
tarlar aracılığıyla onları buldurduk. Onlara eğitimler verdik. O gün
Şanlıurfa’da 3 tane kayıtlı tarım iş aracısı varken, bugün 200 kişi var bu
program sayesinde. Ayrıca bu yıl programımıza bir boyut daha ekledik.
Mevsimlik tarım işgücünün artık bir kısmını da Suriyelilerin oluştur-
ması nedeniyle, bunlara okuma yazma öğretelim ve sağlık danışmanlı-
ğı yapalım dedik.
Medyadan arzu ettiğiniz desteği alabildiniz mi?
Medya çok önemliydi. Yerel medya çalışanlarıyla üç büyük toplantı yap-
tık. Mevsimlik tarım işçileriyle ilgili nasıl haber yapılır, bunları tartış-
tık. Haber, “5 kişi öldü” değil, “Neden öldü?” olmalı. Bu konuda da Ga-
latasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden İnci Çınar Hocamızla
birlikte çalıştık.
Epeyce yol alınmış görünüyor. Bundan sonraki adımlarda ne-
ler var?
Artık tarlalarda sağlık hizmeti almak için yönetmelikler çıktı. Sağlık
Bakanlığı, bütün Toplum Sağlığı Eğitim Merkezi eğitimlerine bizim
modülümüzü entegre etmiş ve Halk Sağlığı Müdürlüklerine yazılarını
göndermiş durumda. İçişleri Bakanlığı da artık kaymakam eğitimlerin-
de buna yer vereceğini bildirdi. Tarım iş aracıları için yine Halk Sağlığı
Müdürlüklerine İŞKUR işbirliğiyle “Bu eğitimleri yapın” şeklinde uyarı
yazıları geldi. Ama büyük ölçekte baktığınız zaman bu bir ülke progra-
mı. Aspirin gibi bir anda ağrıyı kesemiyorsunuz. Bu işlerin sürekliliğini
sağlamak için, Tarımda İş Sağlığı ve Güvenli Uygulama ve Araştırma
Merkezi’ni kurdum. Çünkü benden sonra da bu proje devam etmeli.
Temel amacım ne? Bu merkez, tarımda iş sağlığı ve güvenliği konusun-
da master ve doktora veren bir yer haline gelsin. Diğer illerde de bunla-
rın açılması çok önemli.
Ama şu anda denenen tüm bu adımların, hizmet sunum sistemine en-
tegre olması için elbette çok çalışılması gerekiyor. O nedenle de yine
Toros Tarım’ın sponsorluğunda, Harran Üniversitesi işbirliği ile 16-17
Nisan’da Şanlıurfa Dedeman Otel’de Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği
Çalıştayı’nı yapacağız. Bir ülke modeli çıktı aslında, ama daha girmedi-
ğimiz alanlar var. Mesela, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’yla da
çalışmamız gerekiyor. Çalışma ve sosyal güvenlik müfettişlerinin eğitil-
mesi gerekiyor. Yine de hastalık ve erken ölümü önlemeye yönelik ko-
nularda epeyce yol kat edildi. Sağlık Bakanlığı’yla olacak işler bitti diye-
biliriz. En azından projenin temelleri çok sağlam atıldı diyebilirim.
g
49