

24
HABERLER
lışmalar, elde edilen bulgular hakkında Erhan Bey’e bir nevi kazı raporu
veriyor. Öyle de renkli anlatıyor ki, Tuşhan Kalesi’nin sakinleri, kuşat-
ma çemberini giderek daraltan düşmana karşı çaresiz kalan komutan,
kumaş toplarını sayan varlıklı tüccar, sarayda koşuşturan hizmetliler,
sokaklarda oynayan çocuklar, tek tek gözümüzün önünde canlanıyor.
2012 sonbaharında, John’dan heyecanlı bir mesaj daha aldık.
İngiltere’de her sene aralık ayı başında birkaç kalburüstü hayır kuru-
mu birleşerek, büyük bir bağış kampanyası düzenliyormuş: The Big
Give Christmas Challenge. Yıl içinde başvuru yapan yüzlerce dernek,
organizasyon ve STK arasından kampanyaya katılmaya hak kazanan-
lar bir kurul tarafından incelenip belirleniyormuş. Afganistan’daki fa-
kir çocuklara yardımdan Afrika aslan-
larını korumaya, eğitimden çevreye,
sağlıktan kültüre, insan haklarından
çocuk istismarına karşı mücadeleye
kadar çok geniş bir yelpazede başvuru
alan bu kampanyaya, Ziyaret Tepe iki
yıldır katılmaya layık görülüyormuş.
İşleyiş şöyle... Bir perşembe sabahı İn-
giltere saatiyle sabah tam 10:00’da,
tümüyle internet ortamı üzerine ku-
rulmuş bağış sistemi aktive oluyor ve
o gün için diyelim 3 milyon pound ba-
ğış miktarı açığa bırakılıyor. Yapabile-
ceğiniz en küçük miktar bağış tutarı 5
pound, en yükseği ise 5 bin pound.
Doğru zaman diliminde bağış yaptığınız zaman, Big Give yaptığınız
bağışı ikiye katlıyor. Bunun için zamanla ve o gün açığa bırakılan para
miktarından pay alabilmek için, online olarak diğer bağışçılarla yarışı-
yorsun. Sistem sana 10 dakika süreyle bir “lot” ayırıyor, bu zaman zar-
fında işlemi kredi kartıyla tamamlarsan, verdiğin para ikiye katlanmış
oluyor. Böylece sen 5 verirken, karşı taraf 10 alıyor. Bu sistemle örne-
ğin 2012 yılında, 350 kuruma 10,5 milyon pound (yaklaşık 30 milyon
TL) bağış dağıtılmış. Kampanyayı duyan Feyyaz (Berker) Bey ile Tek-
fen Vakfı da Erhan Bey’e katılmaya karar verdi ve 2012-2013 yıllarında
bu kampanyaya dahil olduk. Hem bağışları yaptık, hem bağışlarımız
ikiye katlandı. Harika değil mi? Çok basit ve müthiş işe yarıyor. Bağış
yapan bir, alan iki memnun!
Şimdi yavaş yavaş konuya geliyorum.
Cambridge Üniversitesi McDonald Arkeoloji Enstitüsü her yılın so-
nunda, kazıya destek olan kişi ve kurumları ağırladığı bir davet düzen-
liyor. Erhan Bey ve Tekfen Vakfı’nı temsilen iki yıldır bu davete katıl-
ma şerefine ben nail oluyorum. Bu yılki davete, bölümümüzden Esra
(Tüzgiray Kılıç) ile birlikte katıldık.
Bu davete, çoğu 19. yüzyılda kurulmuş ve Londra’da müthiş popüler
olmuş “Gentlemen’s Club”, yani özel kulüplerin yer aldığı Pall Mall
Caddesi üzerindeki meşhur Oxford and Cambridge Club ev sahipliği
yapıyor. Asırlardır birbirleriyle ezeli rekabetlerini sürdüren iki köklü
okulun mezunlarının üye olabildiği
bu ortak kulüpte, kimi arkeolog, kimi
profesör, kimi de Lord (!), çoğu 90’ına
merdiven dayamış İngiliz hanımefen-
diler ve beyefendilerden müteşekkil
nezih bir topluluk, o akşam bir araya
gelerek, kristal kadehlerde sunulan
şampanya ile birkaç atıştırmalık eşli-
ğinde John’un sunumunu dinliyor,
sohbet edip, destek olduğu kazı hak-
kında güncel bilgiler ediniyor. O gece
kazı ekibi üyelerinden, kendisini
“zooloarkeolog” olarak tanıtan Tina
Greenfield ile, sorumlusu olduğu hay-
van kemikleri, bitki ve tohum bulgu-
ları hakkında ilginç bir sohbetimiz
oldu. Hayvan kemikleri ve bunların bulunduğu yerleden, çömleklerin
dibinde bulunan tohumlardan, oradaki Asur toplumunun yaşam tarzı-
na dair çok önemli ipuçları yakalayabildiklerini anlattı. İşini 45 derece
sıcakta yapacak kadar aşık olan Greenfield’in en büyük şikâyeti, ekibin
ona olması gerektiği gibi “zooloarkeolog” değil de, ”arkeozoolog” de-
mesi. Kendi deyişiyle, “Ben önce zoolog, sonra arkeoloğum, ama bunu
taş kafa arkeologlara bir türlü anlatamıyorum!”
Vazifemiz (ne zor iştir!) sadece bu davete icabet etmekten ibaret olma-
dı tabii. Londra’ya vardığımızın hemen ertesinde, pazar günü John’u
Cambridge’deki evinde ziyaret ettik. Londra’nın merkezindeki King’s
Cross tren istasyonunda, önce ünlü Harry Potter kitap serisinin çocuk
GEZİ NOTLA I
Dünyanın en eski ve saygın
üniversitelerinden Cambridge’in kampüsü