

19
dört bebekten biri hekim tarafından izlenemiyor. İki yıl ve daha
kısa doğum aralığı da bu kesimde çok yaygın. Oysa bir bebeğin
sağlıklı doğması için iki gebelik arasında en az iki yıl olması,
annenin 19-35 yaşları arasında olması ve her şey yolunda gitse
bile en az dört kez aile hekimine giderek olası sorunlara karşı
önlem alınması gerekiyor. Saydığım bütün bu nedenler yüzün-
den mevsimlik tarım işçileri arasında ölü doğum oranı ve do-
ğumda anne ölümü oranı çok yüksek. Şurası çok açık ki Urfa’da
anne ölümünün yüksek olması, o annenin Urfalı olmasından
değil, insanların çalışma ve yaşam koşullarından kaynaklanı-
yor. O nedenle biz mevsimlik tarım işçilerinin ana sağlığı hiz-
metlerine erişimini artırmak ve anne ölümlerini azaltmak için
“Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sağlığını Geliştirme” ülke progra-
mını uygulamaya koyduk.
Pilot bölgede başlayan çalışmaların ülke programı olarak
genişlemesinin nedenlerini biraz açabilir misiniz?
Şanlıurfa ve Adıyaman’da ikamet eden insanlar, tarımda ça-
lışmak için Türkiye’nin 48 iline göç ediyorlar. Öyle olunca, bu
sadece Şanlıurfa’nın sorunu değil, tüm Türkiye’nin sorunu ha-
line geliyor. Programın ülke çapında planlanmasının altında
yatan temel faktör bu. Biraz önce sözünü ettiğim riskler, as-
lında bütün iller için geçerli. Bu ülke programını, risk azaltma
kapsamında düşünmek lazım. Hastalıklara ve erken ölümlere
neden olan riskleri tamamen ortadan kaldıramayız, ama azal-
tabiliriz ve sağlık hizmetine erişim bu anlamda çok önemli.
Eğer bir ülkede anne ölümlerini, bebek ölümlerini azaltmak
istiyorsanız, önce bu ölümlerin en çok görüldüğü nüfus grup-
larına bakmalısınız. Bu araştırmayla, bu gruplardan biri olarak
mevsimlik tarım işçileri belirlendi. Önemli olan da üniversite
olarak bizim etkisini kanıtladığımız çalışmaların yaygınlaştı-
rılması ve sisteme dahil edilmesi. Bu aşamada Sağlık Bakanlığı,
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanlığı, Diyanet İşleri ve diğer ilgili kamu kurumlarıyla işbirliği
içerisindeyiz.
Program kapsamında bugüne kadar neler yapıldığını özet-
leyebilir misiniz?
Harran Üniversitesi Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği Uygulama
ve Araştırma Merkezi’nin kurulmasında aslında amaçlanan
şeylerden biri de, ülkede tarımda çalışanların sağlığına yönelik
eylem planlarının geliştirilmesi ve bunların uygulanması için
bir itici güç olmasıydı. Sağlık eğitimi, beslenme durumunun
iyileştirilmesi, temiz içme ve kullanma suyu sağlama, ana-ço-
cuk sağlığı, bulaşıcı hastalıkların kontrolü ve temel ilaçların
sağlanması gibi yaşamı uzatan hizmetler bu programın özü-
nü oluşturuyor. Bu gibi alanlarda bütün dünyada kabul edilen
temel yaklaşım, operasyonel araştırma, yani bir üniversitenin
öncülüğünde yürütülen çalışmalardır. Biz bir model kurgulu-
yoruz, modeli derhal test ediyoruz, sonra yaygınlaştırmaya
çalışıyoruz. Temel hedef sisteme entegre etmek. Şu ana kadar
yaptığımız araştırmaların sonuçları ve yürütülen programlar
Ankara’da bakanlıklar düzeyinde, Adıyaman ve Şanlıurfa’da ise
il yönetimi düzeyinde paylaşıldı ve o sonuçlara dayalı program-
lar geliştirildi.
Bu konuda, sağlık hizmetinin niteliğini ve niceliği artırmak çok
önemli. O nedenle de hekim, ebe ve hemşire eğitimleri, üzerin-
de durulması gereken konulardan biri. Ayrıca biz öncelikle mev-
simlik tarım işçilerine, kendilerini neyin hasta ettiğini öğret-
mek ve bu yönde harekete geçmelerini sağlamak zorundaydık.
Onun için de “sağlık aracısı” modelini ve örnek oluşturmak için
akran eğitimlerini geliştirdik. Sağlık aracısı yetiştirme progra-
mımız başarıyla uygulanan bir program. Bu sayede biz kayıtsız
gebelere ulaştık, aile hekimlerine erişimlerini sağladık. Çiftçi
eğitimi ve tarım iş aracısı eğitimi çok önemli, çünkü tarımda
çalışan işçi gibi çiftçi ve tarım iş aracısının da eğitim düzeyi çok
düşük. Hazırladığımız broşürle onlara erişmeye çalıştık. Has-
talık ve sakatlıkların çoğu anne karnında başlıyor. Onun için
çalışmalarımıza üreme sağlığı konusuyla başladık ve bir rehber
kitap hazırladık. Adıyaman ve Şanlıurfa’da uygulama rehberleri
test edildi, denendi ve etkileri görüldü. Köylerde en okumuş ve
en sık danışılan kişiler imamlar olduğu için, din görevlileri için
de bir rehber hazırladık.
Özellikle hekim, ebe-hemşire eğitimi ve gezici sağlık hizmet-
lerinin sunumu açısından Türkiye Halk Sağlığı Kurumu proje-
nin önemli destekleyicilerinden birisi. Çok göç verdiğimiz beş
ildeki Toplum Sağlığı Merkezi hekim ve hemşirelerine, Sağlık
Bakanlığı Türk Halk Sağlığı Kurum Başkanı’nın da katıldığı bir
programla eğitim verdik. Bir önceki yıla göre gebe tespitleri art-
tı, aşılamalar arttı, çocuk izlemleri arttı. Ayrıca temiz içme-kul-
lanma suyu için klor dağıtıldı. Arazi tipi tuvalet yapımı, güvenli
tarım ilacı uygulaması gibi alanlarda eğitimler verildi. Bunların
hemen ardından, Sağlık Bakanlığı’na tarımda çalışanların koru-
yucu sağlık hizmetlerine erişimleri için bir yönerge değişikliği
önerdik. Özellikle il ve ilçe yöneticileri çok önemli. Bu kapsam-
da Ankara’da vali yardımcısı, kaymakam, halk sağlığı müdürü
gibi üst düzey yöneticilere de, mevsimlik tarım işçilerinde has-
talık ve erken ölümleri önlemek için yapılması gerekenleri içe-
ren bir eğitim programı uyguladık.
Eğitim çalışmalarını devam ettirecek misiniz?
Eğitim kapsamında çalışmalarımız halen devam ediyor. Şu anda
mezuniyet öncesi eğitim kapsamında 5 üniversitede çalışma-
lar sürmekte. Çiftçi ve tarım iş aracıları için taslak rehberimizi
hazırladık, 2014 yılında test edip İŞKUR üzerinden yaygınlaş-
masını bekliyoruz. Yönetici eğitimi çok önemli. Kaymakamları
eğittik, muhtarları eğittik. Yönetici eğitimleri sonrası birtakım
broşürler geliştirdik. Elbette tarım kesiminde hastalıkları ve er-
ken ölümleri önleme bir kültür haline gelmeli. Bu noktada med-
ya çok önemli. Medya çalışanları için de bir rehber geliştirerek
duyarlılık eğitimleri yapmaktayız. Temel amacımız hem halka,
hem hizmet sunuculara, hem siyasilere, hem de diğer sektörlere
temel mesajların ulaştırılması. Şimdi bütün bu çalışmalarımı-
zın 48 ile yayılmasını umut ediyoruz.
Kısaca yaklaşık iki yılda bunlar yapıldı. Burada atılan her adım-
da bilimsel araştırmalara dayalı hareket edilmesi çok önemli.
Bunun için de ülke programının uzman hocalarımızdan oluşan
bir bilimsel komisyonu var, bir de eğitim kadrosu var. Mev-
simlik tarım işçilerini bir araya getirmek ve sorunlarına sahip
çıkmalarını sağlamak için Mevsimlik Tarım İşçilerinin Hakla-
rının Korunması ve Geliştirilmesi Derneği’ni kurduk ve işbir-
liği içinde çalışıyoruz. Her konuda olduğu gibi hastalıkları ve
kazaları önlemek için sektörler arası işbirliği çok önemli. Tabii
özel sektörün projeye desteği ayrıca çok önemli. Toros Tarım
da destekçi olarak projemize katılmış durumda. Sayın Esin
Mete konuyla bire bir ilgileniyor. Kendilerine özellikle teşek-
kürü borç biliyorum. Bundan sonra belki başka kurumlar da
dahil olacak ve bu şekilde program büyüyerek devam edecek
diye ümit ediyorum.