

41
g
FUAT CİNEL (MÜHENDISLIK VE TASARIM OFISI YÖNETICISI)
“Tekfen güven telkin eden bir kurum olduğu için bu projeyi aldı”
SOCAR Tower projesinde, projenin yapısı gereği Tekfen ailesine
yeni katılan çok sayıda taze kan bulunuyor. Fuat Cinel de bunlardan
biri. Bakû’da ailesiyle beraber hiç yabancılık çekmeyen Cinel’in 8 ya-
şındaki kızı da T.C. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir okula gidiyor:
Bu proje bizim yap ve teslim et şeklinde gerçekleştirdiğimiz bir
proje. Esas dizaynı Koreli bir firma üstlendi. Bizim işimiz var olan
dizaynın uygulanması. Bir bakıma yapım öncesi dizayn ofisi olarak
çalışıyoruz. Yani projeyi yeni baştan dizayn ediyor değiliz. Mevcut
dizaynı alıp uygulama çizimleri haline dönüştürüyoruz. Zor bir iş
aslında bu. Bir de elinizdeki dizayn kuvvetli değilse, bir kat daha zor
hale geliyor. Biz burada çeşitli disiplinler halinde çalışıyoruz. Beto-
narme, çelik, elektromekanik işleri var. Ufak ufak şimdi, ince işlerin
bir adım öncesi olacak, mimari işlere başlıyoruz. Yakında kaplama
işleriyle ilgili taşeron belirlenince o iş de başlayacak.
Tekfen genel olarak endüstriyel işler yaptığı halde, SOCAR’la iyi
ilişkileri nedeniyle bu projeyi aldı. SOCAR, bu kadar önemli bir pro-
jeyi yıllardır tanıdığı ve güven telkin eden bir kuruma vermek istedi.
Tekfen de buradan alnının akıyla çıkabilmek için bu projede güçlü
bir ekibi bir araya getirdi.
“Bakû’nun çok sayıda avantajı var”
Ben ailemle beraber yaşıyorum burada. 8 yaşında, Zeynep adın-
da bir kızım var. Burada doğrudan Milli Eğitim Bakanlığı’na bağ-
lı Türk Anadolu Lisesi’nde okuyor. Okulu, konsolosluktaki eğitim
müsteşarlığı yönetiyor. Müfredat Türkiye’deki müfredatla tama-
men paralel. Bizim gibi, şantiyeci olup da birçok ülke dolaşan in-
sanlar için büyük bir avantaj.
Azerbaycan ve Bakû’nun başka avantajları da var. Bir tanesi kül-
türel olarak yakın olmamız ve dil problemimiz olmaması. Belki ilk
geldiğinizde kulağa biraz farklı geliyor, ama 10 gün sonra alışmış
oluyorsunuz. İki ülkenin birbirine yakın olması, dostluk, anlayış ve
algıdaki yakınlık ve birtakım Türk ürünlerini burada bulabilmek çok
hoş. Örneğin, canınız beyaz peynir çektiğinde her ülkede bulamazsı-
nız; burada o anlamda çok rahatsınız. Benim eşimin çevresi benden
daha zengin. Yani sosyal hayat da oldukça keyifli. Dolayısıyla Bakû,
bizim şantiyeci olarak çalışmaktan mutlu olabileceğimiz lokasyon-
lardan bir tanesi.
g
AHMET ÇOBANOĞLU (GIYDIRME CEPHE MONTAJ
SORUMLU MIMARI)
“Projemizde departmanlar arası çok güzel bir uyum var”
Henüz yeni bir Tekfenli olan Ahmet Çobanoğlu,
Bakû’da 1,5 yıl önce evlendiği eşiyle beraber yaşıyor.
Söyleşimizin yapıldığı tarihten henüz iki hafta önce bir
bebek haberi aldıklarını anlatan Çobanoğlu, mutlu ol-
dukları kadar şaşkın olduklarını da söylüyor. Röportajın
ardından ilk doktor kontrollerine giden Çobanoğlu çiftini
biz de şimdiden tebrik ediyoruz:
Aslında buradaki görevim cephe işlerinin koordinas-
yonuyla ilgili. Malzemelerin tedarik edilmesinden son
panel montajına kadar hepsinin takibini ben yapıyorum.
Tekfen’de çalışmak bir prestij, çünkü bu camiada çalışan
arkadaşlarımın hepsi benim Tekfen’de çalıştığımı du-
yunca hemen sorular sormaya başlıyor. Hepsi Tekfen’in
nasıl büyük işler yaptığını biliyor ve burada işlerin nasıl
yürüdüğünü merak ediyorlar. Sadece 15 aydır Tekfen’de
çalışıyorum ve her şey çok olumlu. Bir kere departman-
lar arasında çok güzel bir uyum var. Hem şantiye içinde-
ki departmanlar, hem de Türkiye’deki yönetimle. Bu çok
önemli. Çünkü daha önce çalıştığım farklı şantiyelerde
hep bunun sıkıntısını yaşadık. Ya Türkiye ile kopukluklar
vardı ya da departmanlar arasında problemler çıkıyordu.
Burada öyle bir şey yok. Bu çok hoş.
“Azerbaycan’da çok hızlı bir süreç yaşanıyor”
Binanın cephesi inanılmaz zor bir cephe. Çünkü çok
özel bir dizaynı var. Eğrisel, geriye yatıyor, öne yatıyor.
Müthiş bir deneyim, ama arkasında Tekfen’in olması
artı bir deneyim. Tekfen’in Azerbaycan’daki ilk üstyapı-
sı. Ülke inanılmaz bir değişim içinde. 5 yıl önce burada
hiç yüksek bina yoktu örneğin. Tekfen’in böyle bir binaya
imza atması bence müthiş bir prestij. SOCAR’ın Tekfen’e
duyduğu bu güven zaten yıllar öncesine dayanıyor. Bu ül-
kede inanılmaz bir değişim var. Cepheler de bu değişimi
yansıtıyor. Alüminyum ve camın yanına LED aydınlatma
ekleyerek tamamen prestijli binalar ve yepyeni bir şehir
yaratmaya çalışıyorlar. Bu da bir tanıtım. Dünyaya karşı
bir reklam.