

10
g
Basınçlı tanklar, eşanjör-
ler, küresel tanklar, proses
kolonları, reaktörler… Tüm
bu havalı ekipman isimleri
Tekfen’le beraber hayatıma
girdi. Daha önceki iş de-
neyimlerimde bir taahhüt
firmasının yakınından geç-
meyen ben, her sene fotoğ-
rafçımız Gülnur Sözmen’in
faaliyet raporları için çekmiş
olduğu proje görsellerini dört
gözle bekler oldum. Şantiye-
lerde güvenlik tedbirlerinin
izin verdiği ölçüde ekipman-
lara yaklaşarak onları her
açıdan görebilmek, yaptığım
işin en keyifli yanlarından.
Ancak bugüne kadar gördük-
lerim, Cem Yılmaz’ın “Buy-
run yapılmışı var!” tabiriyle,
tamamlanmış, ayaklarının
üzerine oturtulmuş, kullanı-
ma hazır haldeki ekipman-
lardı. Bir türlü işin mutfa-
ğında bulunup, o çok merak
ettiğim yapım aşamasına
tanıklık etme şansını yakalayamamıştım. İşte o sebeple 20. sayı için
bana Derince yolları gözüktüğünde çok heyecanlandım. Orada geçir-
diğim bir günden sonra da bu heyecanımın ne kadar yerinde olduğunu
bir kere daha anlamış oldum.
Eylül ayının son haftasında, güneşli bir salı sabahı, fotoğrafçı Bünyad
Dinç, bültenin editör kadrosundan İnci Abrook ve ben yollara dökül-
dük. Tekfen İmalat ve Mühendislik’in Derince’deki fabrikasına vardı-
ğımızda bizi, Fabrika Müdürü Mehmet Emin Bilgin Bey karşıladı. Sa-
bah kahvelerimizi Mehmet Bey’in odasında içerken, ilk röportajımızı
da kendisiyle gerçekleştirdik. Tekfen İmalat’ta kurulduğu ilk yıllardan
beri çeşitli pozisyonlarda görev alan Mehmet Bey’le, geçmişten günü-
müze uzanan keyifli bir sohbete daldık. Sonrasında, fabrikadaki her-
ESRA TÜZGİRAY KILIÇ
Katar ve Fas şantiyelerinden sonra bu sayıda yüzümüzü yurtiçine,
İstanbul’un hemen yanıbaşındaki Tekfen İmalat ve Mühendislik A.Ş.’nin
Derince’deki üretim tesislerine çevirdik. 1970 yılında kurulan Tekfen İmalat,
o günden bu yana sessiz ama istikrarlı bir şekilde büyümesini sürdürüyor.
DOSYA
ülkesinde...
devler
Gulliver
kesin “Belgin Abla”sı, İdari
İşler Şefi Belgin Ergül ara-
mıza katıldı. Belgin Hanım,
27 senedir Tekfen İmalat’ta
çalışıyor. Onlarca yıldır her-
kesin üzüntüsüne, sevinci-
ne ortak olmakla kalmamış,
aynı zamanda erkek egemen
bir sektöre bambaşka bir so-
luk getirmiş. Belgin Hanım’la
ve sonrasında Teknik Ofis’le
yaptığımız görüşmelerin ar-
dından, İSG Sorumlusu Sel-
çuk Karstarlı’dan saha eğiti-
mi alarak, baretlerimizi takıp
kendimizi sahaya attık.
Tek “hall” olarak başlayıp, bu-
gün dört “hall”a ulaşan, yanla-
rında kendimi bir karınca gibi
hissettiğim, dev makinelerin
olduğu fabrikayı görünce ya-
zımın başlığı oluşmuştu bile:
Gulliver Devler Ülkesinde. 80
milimetrelik sacları kıvırma-
ya yarayan bükme makinesi,
üzerlerinde beyaz tebeşirle
hesap kitap yapılmış devasa sac levhalar, içerisinde birkaç kişinin kay-
nak yapabileceği büyüklükte proses kolonları beni gerçekten etkileyen
kareler oldu. İş yükü anlamında yerli ve yabancı müşterileri için tam ka-
pasite çalışan fabrikayı, ilerleyen saatlerde Mehmet Bey’le üst kattan da
seyrettik. Tüm çalışanların, yanlarında küçücük kaldıkları o koca ma-
kineleri rahatlıkla ve ustaca kullanarak ahenk içinde çalışma biçimleri,
sanki gizli bir koreografinin parçası gibi geldi bana. Gezimiz sırasında
askerliklerini bitirir bitirmez çalışmaya başlayıp yıllarını Tekfen’e ver-
miş formenlerden, henüz Tekfen’de ilk aylarını yaşayan gençlere kadar
birçok kişiyle görüşme fırsatımız oldu. Görüşmelerimizi bitirdiğimizde
akşam olmak üzereydi. Gün boyunca bizi yalnız bırakmayan Mehmet
Bey ve Belgin Hanım’ın yanından çok güzel anılarla ayrıldık. Devler ül-
kesine son bir defa bakıp, dönüş yoluna koyulduk.