

dırmıyorum, hepimiz eşitiz. Bürokrasinin soğukluğunu taşımıyo-
rum; samimi, içten ama seviyeli bir ilişki kurmaya hazırım. Yenilikle-
ri, teknolojiyi takip ediyorum. Sanat, genel kültür, okumak önemli
şeyler...”
Kendi tabiriyle “Biraz postmodern ve transandantal” bir kişilik ya-
ratmış olan Kadıköy Belediyesi’nin sosyal medyadaki bu başarılı tav-
rı, toplumda hemen karşılığını bulan büyük bir iletişim başarısı ola-
rak tarihe not düşüldü.
HER ŞEYIN BAŞI INSAN
Türkiye ilginç bir ülke, yeniliklere çok çabuk adapte olabiliyor. Çok
dinamik ve yerinde duramayan genç nüfus, yaşı daha ileri olan kesi-
mi de peşine takıp sürüklüyor. Akıllı telefonlar her yerde, her cepte.
70 yaşındaki nineler, Skype ile görüntülü konuşma yapıyor; öğret-
men de, çiftçi de işine yarayan mobil uygulamalardan faydalanıyor.
Üstelik beş yıl içinde, sanki hayatı boyunca bu uygulamalarla yaşamış
kadar teknoloji kompetanı olmuş durumda herkes.
Sosyal medyada kurumların izlemesi gereken pek çok yol var elbet-
te, ama bence en temel olanı doğru kimliği yaratıp, istikrarlı bir bi-
çimde yürütebilmek. Özellikle “glocalisation”, yani global olanın
yerelleşmesi kavramının, kurumların kendi sosyal medya kimlik ve
dillerini oluştururken göz önünde tu-
tulması gerekiyor. Kurumlar, Kadı-
köy Belediyesi örneğinde olduğu gibi,
doğru hedef kitleye akıllıca belirlen-
miş tutarlı bir karakter ve karşılık bu-
lacak bir dille seslendiğinde, etkili
sonuç alabiliyor. Türkiye çok renkli,
çok kültürlü, çok eklektik bir ülke. Bu
ülkenin mutfağı, müziği, lehçeleri,
dilleri, gelenekleri sadece bölgeden
bölgeye ya da şehirden şehire değil,
köyden köye bile değişebiliyor. Bu
yüzden hedef kitle ile kurulacak dilin
ciddi bir çalışmadan sonra belirlen-
mesi önemli.
BENICE!
Kurumların sosyal medyadaki tavrı kadar kurumları oluşturan çalışan-
ların sosyal medyayı kullanma biçimini de göz ardı etmemek gerekiyor.
Sosyal medyada özel hayatın sınırlarının nerede başladığı ve bittiği ko-
nusu tartışıladursun, kurumlar sosyal medya konusundaki politikaları-
nı belirleyerek çalışanlarından bu politikalara saygı göstermelerini bek-
liyor. Evrensel ve etik değerlere, kanunlara saygılı olmak tüm insanların
olduğu gibi kurumçalışanlarınında hayatını kolaylaştıracaktır. Tekfen’in
sosyal medya alanında “Be nice!” (Efendi ol!) mottosu ile yola çıkması
aslında ihtiyaç duyulan tüm adımları hoş bir biçimde özetliyor. Günlük
sosyal ilişkilerinizde olduğu gibi siber hayatınızda da nezakete önem ve-
rirseniz ne başkaları üzülür, ne de siz. Tabii atlanmaması gereken bir
diğer konu da çalışanların gerçek hayatta taşıdığı sorumlulukları sosyal
medyada da taşıyor oldukları gerçeğidir. Arkadaşımız Ali’yi yine rahatsız
etmek gibi olacak ama kendisi muhasebe servisinde çalışırken, öğle ye-
meğinden sonra holding bahçesinde gazetecilere gelecek 10 yılın hedef-
leri hakkında demeç vermiyorsa, çalıştığı kurum doğal olarak aynı has-
sasiyeti kendisinden sosyal medya kullanımında da bekliyor.
BASITLEŞTIR
Hazır sloganlardan bahsetmişken, benim kişisel mottom da, “müm-
kün olduğunca basitleştir.” Bunu hayatın pek çok alanında olduğu
gibi sosyal medyaya da uyarlamak mümkün.
Açık, anlaşılır mesajlar vermek, basit bir mobil
uygulama hazırlamak, göz yormayan, kafa ka-
rıştırmayan, net, basit, yalın arayüzler oluştur-
mak, doğru anahtar kelimeler seçmek, doğru
görselleri kullanmak, doğru tasarım ve doğru
içeriği yaratmak, bütün bunları hâkim tekno-
lojiye entegre etmek, trendleri takip etmek ve
hedef kitleyi gerçekten umursuyor olmak, her
kurumu sosyal medyada başarılı yapabilir. Fa-
kat, tek bir konuyu unutmamak şartıyla: He-
def kitleniz “kitle” olabilir, ama bu kitle de “tek
tek insanlar”dan oluşuyor. İnsanı önemsediği-
niz, ona saygı gösterdiğiniz sürece, karşılık
bulmamanız söz konusu bile değil.
Sonuç:
Birbirimizi kandırmayalım. Yazıyı bu noktaya kadar okuduğunuza göre, gayet sosyal medyanın içindesiniz. Sosyal medyanın içinde
olmayan var mı zaten? Çocukların elinde tabletler, nineler kindle okuyor!
16
1) Bir konuda araştırma
yapmanız gerektiğinde:
a)
Google’a “Google” yazar, önce Google’ı, son-
ra da araştırmak istediğim konuyu bulurum
b)
Wikipedia net olarak ne istiyorsam bana verir
c)
Kendimi şanslı hissediyorum
d)
Arama motorlarını nasıl kullanacağımı biliyo-
rum, ama internette bulduğum kaynakların
güvenilirliğini mutlaka kontrol ediyorum
2) Özel hayatımda sosyal
medyanın önemi...
a)
Yok denecek kadar azdır
b)
Sosyal medyadan tanıştığım arkadaşlarım
var
c)
Sevgilimle sosyal medya üzerinden tanıştım
d)
Eşim eve geldiğimi konum bildirimi yaptı-
ğımda anlıyor
3) Sosyal medya...
a)
İnsanı asosyalleştiren bir şey
b)
İnsanın hayatını kolaylaştıran bir şey
c)
Eğlenceli bir şey
d)
Hepsi
4) Aşağıdakilerden
hangisindenmustaripsiniz?
a)
Yazın suda buruşmuş ayak görme alerjisi
b)
Bunu paylaşmayan beni silsin!!!!!
c)
Yeğenime bakın benim yahu, kime çekmiş!
Dayın
d)
Annecim.eve.gelirken.ekmek.almayı.unutma.
geç.kalma.öptüm.annen
5) Yıllardır hiçbir sonuç elde
edemediğiniz halde hangisini yapmaya
devamediyorsunuz?
a)
slm, asl, pls
b)
Bu yazıyı 50 yerde paylaşana zenginlik, aşk,
mutluluk yanında bedava
c)
Haydi 500 milyon kişi toplanıp dünyayı yine
garip bir amaç için şaşırtıyoruz
d)
Ne idüğü belirsiz testler çözmek
MİNİ TEST
Sosyal medyayı ne kadar tanıyorsunuz?
HABERLER