Previous Page  32 / 52 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 32 / 52 Next Page
Page Background

32

HABERLER

g

SEYFETTİN BAŞ (KAYNAKÇI FORMENI)

“En önemlisi internet!”

1994 yılında TÜPRAŞ şantiyesiyle Tekfen’de

çalışmaya başlayan Seyfettin Baş, 2003 yılında

ilk platform projesiyle Azerbaycan’a gelenler-

den biri. Bir dönem Fas-Samir şantiyesinde de

bulunan Baş, 2011’den beri Azerbaycan’da kay-

nakçı formeni olarak çalışıyor:

Eğitimini görmüş olan kaynakçıların talep-

lerini biz yapıyoruz. Türkiye’den istediğimiz

kaynakçıları getirtiyoruz. Buradaki test okulun-

dan çıkan kaynakçıların da el becerilerine göre

nerede görev yapabileceklerini belirliyoruz ve

sonra da bunun takibini yapıyoruz. Bu projede

bana bağlı 50’nin üstünde kaynakçı oldu, ama

artık projenin sonuna geldiğimiz için 15 kişi

kaldı. Bu 15 kişinin 7’si Türk, 8’i Azeri. Azeriler-

le çalışmak çok rahat. Hiçbir sorun yaşamadım.

Birinci projede 2-3 aylık bir dönem, eğitimler

ve yönlendirme konusunda bazı sıkıntılarımız

oldu, çünkü yeni öğreniyorlardı. Ama öğrendik-

ten, alıştıktan sonra gayet güzel çalıştılar.

Ailem Türkiye’de. Çocuğun okulu olduğu

için ailemi buraya getirme şansım yok. O ne-

denle de kampta kalıyorum. İhtiyaçlarımız ol-

duğunda çarşıya kolayca gidebiliyoruz. Onun

dışında bazı hafta sonları Bakû’ya gidiyoruz.

Ama en önemlisi internet! Akşamları bir saat

kadar ailemizle görüşüyoruz, çoluk çocuk has-

ret gideriyoruz.

g

YILMAZ KOŞAL (ELEKTRIK SÜPERVIZÖRÜ)

“Kaliteden kesinlikle ödün vermedik”

2003’te ilk platform projesi için Azerbaycan’a gelen Yılmaz

Koşal, daha önce 1,5 yıl kadar Bursa’da Kablo TV projesinde gö-

rev almış. Eşiyle de Azerbaycan’da tanışan Koşal, Bakû’da hiçbir

yabancılık çekmiyor:

Elektrik süpervizörünün altında 4 ya da 5 formeniniz olur.

Onların da altında en az 11-12 işçi olur. Elektrik süpervizörü ola-

rak bizim görevimiz formenlere saha işi vermek, formenlerin de

görevi işçilerin işlerini kontrol etmek. Bizim işimiz biraz daha

ofis ve evrak ağırlıklı diyebilirim. İlk platform projesi çok rahattı.

İkinci proje ondan biraz daha zorluydu. Bu proje ise en zoruydu.

Projenin sonuna gelmemize rağmen hâlâ yeni işler çıkıyor ta-

mamlanması gereken. Bu da işin süresini biraz uzattı ister iste-

mez. Ama kaliteden kesinlikle ödün vermedik.

Bakû harika bir yer, ama bir o kadar da pahalı diyebilirim.

Azerbaycan’ın benim için ekstra bir özelliği de eşimle burada ta-

nışmış olmam. Eşim de Azerbaycanlı. 2006 yılında burada evlen-

dik. Bir kızımız var şimdi. Yaşam şartları çok çok iyi. Çok modern

bir şehir Bakû ve Azerbaycan da çok hızlı gelişen bir ülke.

“Düşün, gözleyin, sonra sizi aparacağız!”

2003 yılında daha Azerbaycan’a ayak bastığımız ilk gece ba-

şımızdan bir şey geçti. Kalacağımız otelin önüne geldiğimizde

Azeri bir arkadaş bize, “Düşün, gözleyin, sonra sizi aparacağız,”

dedi. Arkadaş ne diyor bu? Öyle bakakaldık. Benimle beraber İs-

mail diye bir arkadaş vardı. O da bana sordu, “Ne dedi şimdi bu?”

diye. Ben de dalga geçmek için dedim ki “Birazdan gözleme yapıp

getirecekmiş.” O da inandı önce. Düşünün, o kadar şaşkınız. Ta-

bii aslında, “İnin, bekleyin, biz sizi götüreceğiz,” demişler. Sonra

sonra öğrendik biz de bu dili.