

34
HABERLER
İÇİMİZDEN
BİRİ
Bu haritaları nasıl, nereden temin edi-
yorsunuz?
Haritaları Türkiye’de sahaflardan ve müza-
yedelerden, yurtdışında ise harita satan
dükkânlardan ve yine müzayedelerden te-
min ediyorum. Bu kadar geniş bir koleksiyo-
na yeni parçalar katmak kolay bir şey değil.
Yakın ilgi ve takip gerektiriyor. Yurtiçinde ve
yurtdışında sürekli temas halinde olduğum
sahaflar, haritacılar var. Yeni bir şey olduğu
zaman onlar da haber veriyorlar. İş seyahat-
lerimde boş vakit yaratabilirsem mutlaka sa-
hafları dolaşırım. Ayrıca zaman zaman yıllık
tatilimin en az bir haftasını Londra’ya ayırı-
rım; yani “kültür tatili” yapar, zamanımı ha-
ritacılarda ve sahaflarda geçiririm.
Adeta bir safari gibi... Bu “ekspedisyon-
lardan” ilginç sonuçlar çıkıyor mu?
Tabii, zaten işin en zevkli taraflarından biri
bu. Bazen hiç ummadığınız bir yerden, hiç
ummadığınız nadir bir eser bulabiliyorsu-
nuz. Bazen de yıllarca uğraşmanıza rağmen
aradığınız şeyi bir türlü bulamıyorsunuz.
Mesela, John Speed’in, ölümünden kısa bir
süre önce yaptığı “Turkish Empire” haritası-
nı temin etmek için çok çaba sarf ettim. Öte
yandan, Fırat ve Dicle nehirlerinin etüt hari-
talarını, Londra’daki bir kitap fuarında çok
komik bir fiyata aldım.
Aldığınız her eserin hikâyesini hatırlı-
yor musunuz?
Başkalarını bilmem ama kendime baktığım
zaman, ilgi duyup topladığım şeyler hususun-
da müthiş bir arşivci olduğumu söyleyebilirim.
Mesela, aldığım her harita için muntazam bir
kayıt oluştururum. Nereden, ne zaman, kaça
aldığımı ve harita ile ilgili künye bilgilerini
kaydederim. Koleksiyonumun kayıtlarını
günü gününe, bütün detaylarıyla kendim tuta-
rım ve onlarla ilgili bir not bulduğumda sakla-
rım. Bazı koleksiyonların kataloglanması yıl-
Herkes bir sütun dikse!..
B
undan üç yıl önce, Ziyaret Tepe’nin kazı sorumlularından John MacGinnis Erhan Öner’i arayıp,
proje hakkında bir sunum yapmak üzere kendisinden randevu istemiş. Bir araya geldiklerinde
MacGinnis, Ziyaret Tepe’nin tarihi önemini anlatarak kazının sürdürülebilmesi için Öner’in deste-
ğini istemiş. O günden bu yana Erhan Öner, Ziyaret Tepe projesine bireysel olarak destek veriyor.
Daha önce Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı’nın “Bir Sütun da Siz Dikin” kampanyası kapsamında
Perge kazısına da destek veren Erhan Öner, Türkiye’nin saklı hazinelerini gün ışığına çıkarmak için
yapılacak her katkının, tarihsel mirasımıza saygının bir gereği olduğunu söylüyor.
lar sürebilir. Oysa benimki, dizgi ve basım
süresi kadar kısadır. Haritayla ilgili her türlü
bilgi, çok sistematik bir şekilde kayıtlıdır.
Bu hayli zamanınızı alıyor olmalı.
Zaten zaman ayırmadan koleksiyonculuk ol-
maz. Mutlaka ona gerektiği kadar zamanı
ayırmalısınız. Çünkü koleksiyonculuk bilgi ve
birikim gerektirir. Ben, koleksiyonumu oluş-
tururken, bir yandan da yıllar boyunca eski
haritalarla alakalı kitapları, müzayede ve sa-
tış kataloglarını inceledim. Eski harita satan
kişilerle görüşerek bilgimi genişletmeye çalış-
tım. Bu konuda halen dünyadaki yayınları
düzenli şekilde takip ediyorum. Müzayedeleri
de yakından izliyorum. Fakat artık eskisi ka-
dar harita almıyorum, çünkü çoğu zaten ben-
de mevcut. Bunun yarattığı eksikliği son za-
manlarda kitaplarla gidermeye çalışıyorum.
Kitap tercihlerinizle harita koleksiyo-
nunuzda gözettiğiniz tercihler örtüşü-
yor mu? Kütüphanenizde ne tür kitap-
lar var ağırlıkla?
Haritalara düşkünlüğümle, kitaplara olan me-
rakım bir yerde buluştu diyebilirim. Harita ko-
leksiyonculuğu, zaten ortaokul yıllarından
beri mevcut olan kitap merakımı daha da
kamçıladı. Haritaları anlamaya çalışmak, beni
daha fazla eski kitaplara yönlendirdi. Bilhassa
Türkiye hakkında yazılmış seyahatnameleri ve
tarih kitaplarını hem içerik, hem de içindeki
haritalar açısından çok enteresan buluyorum.
İzmirli olmam dolayısıyla İzmir hakkında,
İstanbul’da yaşamam dolayısıyla da İstanbul
hakkındaki kitaplara, ayrıca harita koleksiyo-
num dolayısıyla kartografya kitaplarına özel
ilgi duyuyorum. Fakat tüm bunlardan, kütüp-
hanemin sadece eski kitaplardan oluştuğu gibi
bir intiba çıkmasın. Halen kütüphanemde 10
bin civarında kitabım var. Bunların yalnızca 2
bin tanesi nadir kitap kategorisinde. Bunların
dışında kitaplığımda bazı mesleki kitaplar,
ama daha çok tarih, hatırat, sanat ve sanat ta-
rihi kitapları yer alıyor. Ayrıca referans niteli-
ğindeki kitaplara da ilgi duyuyorum.
Kitapta da kendinize sınırlar koyuyor
musunuz?
Kitap, haritaya oranla çok daha geniş bir
alan. Dolayısıyla sınırları belirlemek çok
önemli. Ben, bir iki çok özel durum dışında,
okuyamayacağım kitabı almam. Bu nedenle
kitaplarımın hemen tamamı Türkçe ya da İn-
gilizcedir. Çok istisnai olarak kütüphanem-
de, başka lisanlarda, hediye olarak gelmiş
birkaç kitap olabilir. Fakat bunların sayısı
gerçekten çok azdır.
Bugüne kadar sizi en çok etkilemiş kitap
hangisidir?
O kadar çok ki. Her konuda çok sevdiğim ki-
taplar vardır, saymakla bitmez! Ancak mes-
lek hayatımın 40. yılı dolayısıyla aile fertleri-
min, dost ve iş arkadaşlarımın katkısıyla
hazırlanan sürpriz “40 Yıl” kitabı herhalde
beni en çok etkileyen kitap olmuştur. Bunun
dışında, bir müzayededen aldığım, Braun-
Hogenberg’in Avrupa şehir haritalarını içe-
ren
Civitates Orbis Terrarum
(1572) adlı atla-
sı ve şirkette 40. yılımı doldurduğumda
Feyyaz Berker Bey’in hediye ettiği Melling’in
Voyage Pittoresque de Constantinople et des Ri-
ves du Bosphore
(1819) adlı kitapları bende
özel yeri olan kitaplardır.
Peki, haritalarınızın kitabını yapmayı
hiç düşünmediniz mi?
“Eski Haritalarda Türkiye” adında bir kitap
hazırlama fikrine başta çok sıcak bakıyor-
dum, ama sonra bundan vazgeçtim. Çünkü,
Türkiye coğrafyası çok geniş ve tarih boyunca
değişik topluluklara ev sahipliği yapmış bir
yer. Bu hususun bazıları tarafından yanlış yo-
rumlanması düşüncesi yavaş yavaş beni kitap
projesinden uzaklaştırdı. Benim için huzur
kaynağı olan bu hobimin, bir huzursuzluk
kaynağına dönüşmesini istemiyorum.
Daha önce de, haritaların size huzur
verdiğini söylemiştiniz. Bu uğraş, sizin
için stres yönetiminin araçlarından biri
mi?
Kesinlikle öyle. Çünkü ofis ortamında olsun,
ev ortamında olsun, haritalara baktığım za-
man beni tarihin derinliklerine götürüyor ve
dinlendiriyorlar. Kartografya benim ilgimi
çektiği için onlarla farklı bir iletişim kurabili-
yorum. Bir başka kişinin ilgi alanı farklı ola-
bilir. Konusu ne olursa olsun, koleksiyoner
bir işadamı bu şekilde kendini kolaylıkla işin
stresinden uzaklaştırabilir. Kaldı ki illa ko-
leksiyon olması da gerekmez. Yeter ki bir ko-
nuya ilgisi, bir hobisi olsun. Bu hobi, ileride
emekli olduğu zaman kendisini boşlukta bul-
mamasının garantisi olacaktır.