

12
HABERLER
Bize Ma’aden şirketince takdim edilen armağan hakkında kısa-
ca bilgi verebilir misiniz?
MPC (Ma’aden Phosphate Company) Başkanı Khalil Watban, 19
Ekim 2011 tarihinde Suudi Arabistan’dan uçtu, geldi. Tabii daha
önce konuştuk, geleceklerini biliyorduk. Fakat gelişlerinin sebebi
pek alışılmadık bir şeydi: Tekfen olarak Suudi Arabistan’da yaptığı-
mız fosforik asit tesisi projesinin başarıyla bitirilmesini kutlamak
istiyorlardı. Bu arada bu projeyle ilgili son bir ek anlaşma imzalana-
cak ve birtakım taleplerimiz de sonuçlandırılacaktı.
Proje tamamlanarak teslim edildi mi?
Proje başarıyla bitti. Çok az bir adamımız kaldı orada. Kalan 50 kişi iş-
verenin bizden satın aldığı bazı kamp binalarını teslim etmekle meş-
guller. Onlar da bu yıl sonuna kadar bitiyor. Biz sahayı işletmeye daha
önce tamamen teslim etmiştik; artık projeden tamamen ayrılacağız.
Tesiste üretim başlıyor mu?
Tesis üretime başladı. Biz burada üç tane üretim hattı yaptık. Her
üçü de başarıyla devreye alındı. Hepsi çalışıyor. Yani şu anda şüphe-
li, soru işareti olan hiçbir şey kalmadı. Çok mutlular. İşveren, “Diğer
ünitelerin montaj işleri daha erken bitmesine rağmen hâlâ devreye
almakta zorluk çekiyorlar. Buna karşılık fosforik asit işletmesi dev-
reye alındı ve üç üretim hattıyla problemsiz üretim yapılıyor. Bu da
kriz döneminde Tekfen’e güvenmekle ne kadar doğru yaptığımızı
gösteriyor,” diyor.
Burada mühim olan iki konu var, benim altını çizmek istediğim.
Öncelikle, projeye bir konsorsiyumla başladık. EPC şeklindeki pro-
jenin “Engineering” ve “Procurement” (Mühendislik ve Tedarik)
kısmını ortağımız, “Construction” (İnşaat) kısmını ise biz yapacak-
tık. Konsorsiyumun lideri de E ve P kısmını yapan yabancı ortağı-
mızdı. Bu ortağımız maalesef işin ortalarında, başından beri zaten
topallayarak giden hızını iyice düşürdü ve sonunda da yelkenleri
suya indirdi. Böyle olunca idare tarafından işine son verildi. Öyle bir
konsorsiyum düşünün ki E ve P ayağı tamamen batmış, ama C kıs-
mı canavar gibi işi bitirmeye çalışıyor. Ne yaptık? Bu gerçekten çok
önemlidir; Tekfen olarak özellikle Tedarik (P) kısmının geri kalan iş-
lerini devraldık ve başarıyla bitirdik. Mühendisliği (E) idare kendi
üzerine aldı. Böylece projeyi birlikte başarıyla sonlandırdık. İdare
hiçbir zaman, “Bunların ortaklarını yolladık, bunları da yollayalım,
yeni bir düzenle başlayalım,” diye düşünmedi. Çünkü orada gayet
güçlü, arzulu ve sonuca odaklı bir Tekfen vardı. 2.500 kişilik güçlü
mevcudiyetimizle sahada biz vardık. İdare mutlu oldu ve neticede
de İstanbul’a gelerek burada teşekkür ettiler. Bize bir hatıra, güzel
bir armağan da verdiler; toplantı odamızı süslüyor. İkinci önemli
konu da, Tekfen’in operasyonel tarihinde hiçbir idare, takdirini bu
şekilde içten ve net bir şekilde belirtmemiştir. Düşünün ki MPC’nin
başkanı bizzat geldi. Tekfen’i hem tebrik etti, hem de teşekkür etti.
Küçük bir seremoni yaptık ve döndüler. Başarmak ve takdir edilmek
güzel bir duygu. Takdir edilmek herkese lazım. Şirketlere de lazım.
Bu mesajı vermek istiyorum. Bu demek değildir ki daha evvel başa-
rılmış bir sürü proje böyle bir takdiri hak etmiyordu. Tam tersine
çok daha başarılı projelerimiz de oldu. Bundan sonra da olacak.
Madem takdirden bahsediyoruz, bunu başaran ekibi de analım.
Bunu ben bir Tekfen operasyonu ve bir Tekfen projesi olarak düşü-
nüyorum. Başarı Tekfen’indir. Ma’aden projesinde başından sonu-
na büyük bir özveriyle çalışan bir kadro vardı. Burada her şeyden
önce iyi bir takımdaşlık vardı. Bu çok önemli. Başarının anahtarla-
rından biri bu. Başta Şükrü Aytemiz Bey, proje müdürü olarak, di-
ğer arkadaşlarla birlikte başarılı ve büyük bir mücadele verdi. Ercü-
ment Torul Bey, merkezde proje koordinatörü olarak başarıyla gö-
rev yaptı. Hüsamettin İzzettin, Esat Ziyan, Umut Ziyan, Yavuz Ko-
cabaşı, Varol Erdat, Umut Köksoy, Emre Alpen, Alper Köse, Taner
Hazar, Ercan Gündüz, Ercüment Özdil, İstemihan Karcı, Haluk Ulu-
soy, Serdar İpekçi, İlker Bayraktar, İbrahimOkcay, Eyub Aliyev, Zeki
Zeybek, Sefa Ahtihan, Ayhan Aytemiz, Bülent Teker, Ceyhan Dam-
cıdağ, Aykut Sert, Hasan İssi, Sinan Akalın, İsmet Kestek, Cumhur
Dural, Şansal Örmeci, rahmetli Coşkun İhtiyaroğlu ve rahmetli Hal-
dun Özdemir... Bu projeye emek veren başarılı mühendis ve idareci-
lerden hemen aklıma gelenleri. Çeşitli milletlerden oluşan operas-
yon kadrosu... İşin tartışmasız gerçek kahramanları, formen ve işçi-
lerimiz... Çok uykusuz geceler geçirdik, çok yolculuklar yaptık. Ben
bu proje için yaptığım yolculuk sayısını saymadım, onlarca... Hele
Takdir edilmek güzel bir duygu
~
~
İşveren Ma’aden firmasının yöneticileri,
Tekfen’e duydukları şükran hissinin bir
göstergesi olarak, geçtiğimiz günlerde
İstanbul’a üst düzeyde bir ziyaret gerçek-
leştirdiler. Bu ziyaret sırasında Tekfen yö-
neticilerine İslam dünyasının en kutsal
ziyaret yeri olan Kâbe’nin kapısının cam
üzerine işlenmiş bir maketini armağan
eden Ma’adenli yöneticiler, hiçbir zaman
kendilerini yalnız bırakmayan ve projenin
başarıyla tamamlanmasında büyük rol sa-
hibi olan Tekfen çalışanlarına iyi dilek ve
takdirlerini sundular.
Projenin sponsoru Tekfen İnşaat Kıdemli
Genel Müdür Yardımcısı Gürbüz Alp Ki-
reç, bu anlamlı armağanın öyküsünü şöy-
le anlattı:
Tekfen Holding CEO’su Erhan Öner ve Tekfen
İnşaat üst yönetimi şantiye ziyaretinde.
MA’ADEN’DEN SEVGİLERLE