Previous Page  23 / 52 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 23 / 52 Next Page
Page Background

23

Tekfen İnşaat Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı Alpaslan Sümer anlatıyor:

“Yaptığımız iş hep doğaylamücadele”

Bir boru hattı projesinin aşamaları nelerdir?

Öncelikle işveren, en ekonomik şekilde boru hattının yapımına izin

verecek bir güzergâh belirler. Bu güzergâhın belirlenmesinde lojistik

merkezlere yakın olması, minimum istimlak gerektirmesi, enerji kay-

naklarına yakın olması gibi kriterler aranır. Ardından çevresel etki ra-

porları hazırlanır. Bu raporlar, güzergâh üzerinde bulunabilecek ende-

mik bitkilerin ya da hayvanların nasıl korunması gerektiğine ilişkin

bilgileri içerir. Bu yöndeki çalışmalar belli bir noktaya ulaştıktan sonra

fiziksel olarak istimlaklara ve detay mühendislik çalışmalarına başla-

nır. Projenin hidrolik profili çıkarılır. Aktarılacak ürüne göre borunun

çapı ve hattın bütün parametreleri belirlenir. Bu çalışmaları, işveren

isterse biz de yapabiliriz. Ardından, 1-2 km’lik kesimler halinde “align-

ment sheet”leri hazırlanarak onaylatılır. Boru hattının koordinatları

ve ne kadar derine gömüleceği, oradaki zeminin yapısına göre, dere

geçişleri veya yol geçişleri gibi özel durumlara göre bu paftalar üzerine

işaretlenir. Sonra boru hattının mobilizasyonu başlar. Nerelere kamp

kurulacağı tespit edilir, kaynakçılar hazırlanır. Kaynakçıların mutlaka

sertifikalı olması gerekir. Bu aşamada seçilen boruya göre hazırlanan

kaynak prosedürü tanımlanır. O prosedüre uygun olarak yapılan kay-

nak laboratuvara gönderilir ve birtakım testlere tabi tutulur. Testler

olumlu ise devam kararı verilir. Kaynakçılar da bu malzemeye göre eği-

time alınır. Bizim Ceyhan’daki kaynak okulumuzun rolü çok önemli bu

noktada. Tüm bunlar tamamlandıktan sonra boru hattına başlanabi-

lir. Tabii daha onlarca detay var. Güzergâh kayalık bir bölgeden geçi-

yorsa dinamit nasıl kullanılacak, nasıl depolanacak, vs. gibi birçok ida-

ri detay söz konusu.

Sahadaki çalışma nasıl yürüyor?

Bir boru hattının 10-13 aktivitesi vardır. Önce pist, sonra kanal açılır.

Bazen kanal, kaynaktan sonra da açılabilir. Borunun altına dolgu mal-

zemesi yerleştirilir. Ardından borular kanal boyunca kenara dizilir. Bo-

rular kanalın eğimine göre bükülerek teker teker hazırlanır. Sonra kay-

nak ekibi devreye girer. Kaynağı yapılan boruların izolasyonu yapılır.

Ondan sonra da boru döşeme araçları gelir ve kaynatılan boruları

1-1,5 kilometrelik bölümler halinde kanalın içerisine yerleştirir. Çelik

boruların belli bir esneme payı vardır. Bu tolerans dahilinde bir kerede

100-150 metrelik bir bölüm kaldırılır. Boru döşeme araçları bir uçtan

boruyu kanala indirip yürümeye başlarlar. Böylece boruyu bıraka bıra-

ka giderler. Her seferinde 1-1,5 km’lik boru kanal içine yerleştirilir.

İndirme işi tamamlandıktan sonra ayrı bir ekip gelir ve el kaynağıyla

kanalın içinde bölümleri birbirine ekler. Birleşme noktalarının da izo-

lasyonu yapıldıktan sonra borunun etrafı taş içermeyen dolgu malze-

mesiyle doldurulur ve kazılan malzemeyle üstü kapatılır. Bütün çalış-

malar tamamlandıktan sonra güzergâh eski haline getirilir. Tabii

güzergâh üzerinde bazı yollar, demiryolu ve nehir geçişleri bulunabilir.

Bu gibi yerlerin geçiş prosedürü özeldir. Örneğin nehirleri geçmek için

son 10 yıldır “yatay sondaj” adı verilen bir teknik kullanılıyor. Aynen

petrol kuyularını açan burgular gibi, yatay yönde çalışan bir sondaj

makinesi 1-1,5 kilometrelik bir tünel açıyor. Hazırladığınız boru bir

kılavuzla tünel içerisine çekiliyor. Bu yöntem yokken başka yöntemler

kullanılıyordu. Nehrin tabanında bir kanal açılıp borular ya çekilerek,

ya da dubalarla yüzdürülüp batırılarak kanalın içine yerleştiriliyordu.

Bugüne kadarki boru hatları arasında en zor olanı hangisiydi?

Bence Yumurtalık-Kırıkkale hattı. Orada Toroslar geçildi. Özel bir tele-

ferik sistemi kuruldu ve borular, toprak, her şey teleferikle taşındı. Ma-

kineler dağları tırmandılar. Orada çalışırken tüm makineler birbirine,

en arkadaki de koca koca ağaçlara bağlandı. Yani coğrafya neyse ona

göre bir yöntem geliştiriyorsunuz. Oraya giden ekip günlerce çadırda

yattı. Toros geçişi, belki de dünyada yapılmış en zor işlerden biridir.

Boru hattı bittikten sonra nasıl işletmeye alınır?

Testler, daha boru hattı yapılırken başlar. Her kaynak kontrol edilir.

Eskiden x-ray kullanılırdı bunun için. Şimdi otomatik ultrason cihazları

çıktı. Çok daha hızlı ve anında sonuç veriyorlar. Kaynak ekibinin arka-

sından o gelir, bir hata görüldüğü anda hemen tamiri yapılır. Ardından

borunun içine, üzerinde elektronik sensörler bulunan bir cihaz bırakı-

lır. O giderken size hat boyunca ne varsa gösterir. Mesela bir taş gelmiş-

tir veya bir yerde ovalleşmiştir boru. Bütün bunları size kilometre kilo-

metre gösterir. Bu noktalar tamir edildikten sonra hidrostatik test

yapılır. Eğer hiçbir problem yoksa boru hattı artık işletmeye alınabilir.

Fakat petrolü öyle doğrudan basamazsınız. Borunun içine önce skrey-

perler yerleştirilir ve petrol bunların arkasından basılır. Skreyperler gi-

derken öndeki havayı iter ve petrolle havanın karışmasını önler. Gaz

hatlarında da benzer bir durum vardır. İçeride hiç oksijen olmaması

lazım, çünkü reaksiyonla patlar. Onun için hatta önce nitrojen enjekte

edilir, ardından gaz basılır. Bu aşamadaki işler standart değildir. İşvere-

nin ve hattın özelliklerine göre farklılık gösterebilir.

Standart olarak kaç kilometrede bir kamp kurulur?

İdeali 70 kilometreye bir kamptır. Yani kamp, iki yönlü 35 kilometreye

hizmet edebilmelidir. Ama bu her zaman mümkün olmayabilir. Çünkü

elektrik ve su lazım. TANAP projesinde idare verdi kampları. Bir tane

Polatlı’da, bir tane de Yozgat’a yakın bir yerde. Buralar demiryolu istas-

yonlarına yakın. Borular trenle taşınacak. İki kamp arası yaklaşık 300

kilometre, yani çok uzak. Ama arada birçok yerleşim birimi var. Bu gibi

durumlarda otel tutmak veya boş bir iki apartmanı çevirmek kamp kur-

maktan çok daha hızlı ve pratik oluyor. Biz, daha çok böyle çözümlere

gideceğiz sanırım TANAP’ta. Ama gerekirse kamp da kurabiliriz.

Bir günde kaç kilometre boru hattı döşenebilir?

Tamamen programa bağlı. Otomatik kaynak kullanıyoruz biz daha çok.

İstasyon adetlerini artırarak günde yaklaşık 1.200 metreye çıkartabilir-

siniz. Ama sadece boruları kaynatmak yetmiyor. Aynı zamanda o mik-

tarda boruyu da her gün indirmeniz lazım. Tüm aktivitelerin bu hıza

ulaşması lazım. Olur mu? Olur, ama kolay iş değil. TANAP’taki gibi çap

56 inç olunca günlük iş miktarları ciddi boyutlara ulaşır.

Boru hattı işinin en zor kısmı nedir?

Dünyanın en büyük inşaat şirketi bile olsa, eğer daha önce boru hattı

yapmadıysa mutlaka bocalar. Nedeni ise lojistik zorluklardır. Bu, şirket

kültürü gerektiren bir iştir. Mesela TANAP... 509 km dendiği zaman, o

509 km’yi hayal edebilmeli insan. Arabayla gitmeye benzemez. Dağ tepe,

yol yok, iz yok. Bunun her noktasına her an ulaşabilmeniz lazım. Mesela

geçmişte bizi en çok zorlayan işlerden biri –ki küçük bir hattır–

Kazakistan’da yaptığımız Saztube-Aporni hattıdır. Oraya ulaşmak bile

başlı başına bir sorundu. Önce Aktau’ya gidiyorsun, oradan trene bini-

yorsun, 11 saat 15 dakika. Aporni’de sadece 2 dakika duruyor tren. Tele-

fon yok, internet yok, su yok. Hiçbir şey yok. Dişimizi bile gazlı suyla

fırçalıyorduk. Hava şartları son derece değişkendi. Kışın aynı ay içinde

-20’yi de görüyorsunuz, +4’ü de. Bir hafta hava çok soğuk gidiyor, sonra

bir yağmur bastırıyor, bir anda cam gibi buz kaplanıyor her yer. Yürümek

mümkün değil. Bazen de gece borunun üstü buz tutuyordu. Onu eritip

boruyu normal bir ısıya getirmeden hiçbir şey yapamazsınız. O zaman

bir çözüm bulduk, ikinci bir boru yaptık. Bizim boru onun içine giriyor.

İçine mazot basıp yakınca, iki dakikada bir kilometreyi ısıtıyorduk. Öte

yandan Arabistan’a ilk gittiğimizde ortalık yanıyordu; 56 derece! Bir yer

gösterdiler, kamp yeri diye. Tuvalet yok, su yok. Yaptığımız iş hep doğay-

la mücadeledir. Boru hatlarının en tipik zorluğu, iş yapılan yerin sürekli

değişmesidir. O nedenle de hep ortama ayak uydurmayı gerektirir. Yapı-

lan işi bir ordunun zırhlı harekâtına benzetirsek yanlış olmaz.

g