16
HABERLER
II. Dünya Savaşı, Türkiye’nin o güne kadar güttüğü dış politikayı zo-
runlu olarak etkiledi. Savaşla birlikte iki saf oluşmuştu. İtalya ve Nazi-
ler bir safta, Batı dünyası ve Sovyetler öbür saftaydı. İnönü, Nazilerin
ve özellikle faşistlerin Türkiye’ye karşı olası yayılımcı tutumları nede-
niyle, Türkiye’nin son kertede Batı ülkeleriyle birlikte olması gerektiği-
ni düşünüyordu. Nitekim 1939’da Ankara’da İngiltere ve Fransa ile bir-
likte, Akdeniz bölgesinde savaşa yol açacak bir saldırı ortaya çıkması
halinde devreye girecek bir üçlü ittifak oluşturulması, bu görüşün bir
neticesiydi.
İnönü’nün soğukkanlılıkla izlediği denge politikası sayesinde Türkiye,
II. Dünya Savaşı’nın yıkımından kurtuldu. 1945 Kasım’ının ilk günü,
TBMM’deki konuşmasında dünya barışının korunması için başlamış
olan çalışmaları heyecanla izlediklerini ve ıstıraplarla dolu savaş yılla-
rından sonra, Birleşmiş Milletler’ce ilan olunan esaslar üzerine kurula-
cak barışın umut verici olduğunu söyleyen İnönü, “Eğer insanlık hisleri
boş bir sözden ibaret değilse, Türkiye’nin yeni cihan barışı icin faydalı
bir unsur olduğunun teslim olunacağına inanıyoruz,” diyordu.
Büyük Millet Meclisi’nin karar verdiği amaçlar, 1923 Lozan
Antlaşması’nın imzalanmasında ve ondan sonraki iç ve dış politikada
esas olmuştur. Yeni Türk Devleti’ni milli sınırlar içinde kurmak düşün-
cesi, askeri başarıların en ateşli zamanlarında bile, ne kadar güç de
olsa soğukkanlılığın korunmasına sebep oldu.
Bu düşünce, barışın imzalanmasından sonra komşular ve diğer devlet-
lerle, sınır ve toprak sorunlarının ve siyasi anlaşmazlıkların çözümün-
de ve dış politikanın açık ve gizli her türlü saldırganlıktan uzak bulun-
masında, temel oluşturmuştur. Diğer taraftan, kendisiyle ilişkide
bulunanların asıl amaçlarıyla ilgili çok dikkatli ve hassas olmuştur. İç
ve dış bağımsızlık ülküsü, politikamızın barıştan sonraki idaresinde,
daimi bir esastır. Bu ülkünün uygulamaya yansıması, memleketin kuv-
vet ve emniyeti arttıkça, aşırı şekillerden sıyrılmış ve uygar bir millet
için gerekli olan bir çerçeve içinde kalmıştır. Egemenliğin mutlak ola-
rak millette toplanmasının devlet şeklini sürekli geliştirmesi doğaldır.
Halkçı ve laik Türk Cumhuriyeti, bu suretle meydana gelmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti bütün hırsını ve kuvvetini iç gelişimine adamış-
tır. Toplumsal, ekonomik ve kültürel alanlarda az zamanda çok ilerle-
me sağlama arzusu, yeni Türk Devleti’nin şimdiki asıl hedefidir. Bu
hedefi takip ederken, gerektikçe radikal önlemler almakta ve değişik-
likler yapmakta duraksamamıştır ve duraksamamak zorundadır.
Yeni Türk Devleti, iç ve dış barışın müptelasıdır. Herhangi bir savaş ve
saldırı ihtimali, onun kesinlikle istemediği ve kendi imkânlarınca dai-
ma engel olmağa çalışacağı bir yıkımdır. Kısaca açıkladığım prensiple-
rin on sene içinde Türk Devleti’ne sağladıklarıyla, iç ve dış durumu-
muzdan yalnızca memnun olabiliriz.
İsmet İnönü “Asri Türk Devleti”, 29 Ekim 1933
İsmet İnönü’nün kaleminden
Yeni Türkiye’nin barış anlayışı