

19
g
Ersan Metin (Proje şefi)
“Neredesin Turhan Abi?”
22 yıllık Tekfenli olan Ersan Metin, İstanbul merkezden gelen
proje tasarımları ve iş emirlerinin dağıtımlarını yapmak, iş bo-
yunca takiplerini gerçekleştirmek, merkezle ilişkileri sağlamak,
İzmit piyasasında yaptırılacak işlerin organizasyonunu gerçek-
leştirmek, piyasa şartlarını araştırmak, uygun taşeronları tespit
etmek ve imalat bittikten sonra sevkiyatla ilgili hazırlıkları yap-
mak gibi görevleri yerine getiriyor. Metin, Tekfen İmalat’ın yeni
tesislerinin inşa edildiği dönemde başından geçen bir olayı şöyle
anlatıyor:
Yaklaşık 1,5 sene önce şirketimiz, komşu arazileri satın aldı
ve buralarda yeni imalat sahaları inşa etmek için yeni yatırım-
lara girişti. Müteahhit firmanın yapacağı inşaat işlerinin takibi
için de, şirketimizin kuruluşundan itibaren bünyesinde yer al-
mış, emekli olduktan sonra da uzun seneler Tekfen’de çalışan
Turhan Meçkeli Ağabeyimiz görevlendirildi. İnşaat işleri büyük
bir hızla başladı. Turhan Bey proje ofisinde bizimle beraber otu-
ruyor, inşaat sahası ile ofis arasında gün boyu mekik dokuyor-
du.
Bir gün baretini aldı ve dışarı çıktı. Aradan 5 dakika geçmişti
ki cep telefonum çaldı. Arayan Turhan Ağabey’di. Telefonu aç-
tığımda bana, “Ersan, toplantı odasının camından bakar mısın?”
dedi. Aşağıya doğru baktım, fakat orada yoktu. “Neredesin Tur-
han Abi?” diye sordum. “İleri bak, ileri!” dedi. İnşaat sahasına
doğru dikkatlice baktığımda çok şaşırdım. Turhan Bey yaklaşık
2 metre derinlikteki bir çukurun dibinde, tek ayak üstünde, bir
elle yana tutunmuş, diğer elinde telefon öylece duruyordu. “Ne
oldu Turhan Abi?” dedim. “Sorma Ersan, buraya düştüm, ayağı-
mın üstüne basamıyorum,” dedi.
Hemen ofisteki arkadaşlarla inşaat sahasına gittik, çukurun
içine indik. Meğer çukurun yanında dar bir kısımdan geçerken
bastığı yerdeki toprak kaymış ve biçimsiz düşmemek için mec-
buren çukura atlamış, fakat tek ayağının üstüne düşmüş. Çık-
mak için inşaatçıların ahşap merdiveni var, ama ayağının üze-
rine basamıyor. Hemen sağlık görevlisi arkadaşı cepten arayıp
gelmesini istedik. Arkasından da inşaat şirketinin şantiye şefini
arayarak durumu anlattık. İki dakika içinde bir dozer geldi ve
Turhan Bey’i kepçesinin içine bindirerek çukurdan çıkardık. Sağ-
lıkçı arkadaşla hemen hastaneye gönderdik.
Yaklaşık bir saat sonra Turhan Bey bir ayağı neredeyse dizi-
ne kadar sarılı olarak fabrikaya geri döndü. Düşmenin şiddetiy-
le topuğu çatlamış. Yaklaşık bir ay kadar evinde istirahat etti.
Oyalansın diye bazı projeleri evine götürdük, orada çalıştı. Hatta
evde çok sıkıldığından, son 10-15 gün ayağında alçıyla gelip git-
ti. İyice iyileştikten sonra da işlerine kaldığı yerden devam etti.
Tüm inşaat işleri tamamlanıp tesisler imalata hazır duruma
gelince Turhan Bey görevini tamamlamış oldu ve “bir kez daha
emekli olarak” bize veda etti.
Ben bu olaydan iki farklı sonuç çıkardım kendime. Birincisi,
Tekfen kültürü ile yoğrulmuş çalışanların sorumluluk duygusu
ile her koşulda ve her yaşta işlerine dört elle sarılmalarıdır. İkin-
cisi ise Tekfen’in kendisine sadakat ile uzun süre hizmet etmiş
çalışanlarına gösterdiği vefadır.
g
Halit Çınar (Mekanik tezgÂh operatörü)
Burada tutunabilir miyim?
Tekfen İmalat’a ilk geldiğinde fabrikanın büyüklüğünden
çok etkilenen ve biraz da ürken Halit Çınar, bugün firmanın
16 yıllık çalışanı:
Benim işim tornacılık. İnce, hassas bir iş bizimki. Kanal
açma, frezeleme, delik açma gibi işler yapıyoruz. Ben 13 ya-
şında sanayide çalışmaya başladım. O zamanlar tabii Tekfen’i
bilmiyordum, sonradan buraya geldiğimde öğrendim. İlk
günümde içerideki devasa makineleri gördüğümde ürper-
miştim. “Burada tutunabilir miyim acaba?” diye sormuştum
kendi kendime. İşte 16 sene oldu çalışmaya başlayalı ve hâlâ
buradayım.