

3
Editörden
Derginin bugüne kalmasının geçerli bir sebebi var.
Geçtiğimiz Pazar günü Team Tekfen olarak, 18 kişilik bir ekiple katılmış olduğumuz Fanatik
Şirketlerarası Atletizm Yarışması’nın sonuçlarını sıcağı sıcağına sizinle paylaşmak istedik.
Yarışmanın ayrıntılarını, güzel resimler eşliğinde sayfalarımızdan okuyabilirsiniz. Ben kendi
adıma, o güne dair izlenim ve hislerimi izninizle burada kaleme alıyorum.
Bir kere takımı zar zor topladık. Topladık da, kimleri topladık? On iki mühendis, bir mimar,
bir avukat, bir ayti’ci, bir sekreter, bir teknik ressam, bir de bendeniz, yaşlarımız 25 ila 52
arasında değişen ve birbirini hasbelkader yemekhanede görmüş ya da görmemiş, bordrosu
Tekfen’de olmak dışında pek de ortak noktası bulunmayan bir avuç yabancı. Antrenmanlar
da kör topal ilerledi. Tek tek gidenler oldu ama, öyle “Hah!” dedirtecek gerçek bir takım ha-
vasında idman yapamadık. Ne de olsa İstanbul gibi canavar bir şehirde çalışan insanlarız.
Fakat yarışma günü yaklaştıkça, aramızdaki mesajlaşmalar yavaş yavaş bir takım ruhunun
tohumunun ekildiğini hissettirmeye başladı.
Tüm bu süreçte takıma kaptanlık eden İlkay Atamer’e (Tekfen İmalat) buradan teşekkür ve
selamlarımı gönderiyorum. Genelde organizasyonların sorumlusu olarak bir dolu detay ile
uğraşmaya alışmışken, yarışma ile ilgili tüm haberleşmenin takibini ve ekiple paylaşımını
üstlenen İlkay Kaptan’a bir ara yan gözle bakmadım desem yalan olur! Bana uğraşacak iş bı-
rakmayınca, hazır antrenmana gitmişken, gözümü gülleye diktim. “Nasıl olsa yıllarca sutopu
oynadım, az top sallamadım, eh gülle de sallarım,” dedim kendime ve birkaç deneme atışın-
dan sonra takıma ve yarışa yazıldım. Son güne yetişen ve abartısız bizden tam bir takım ya-
ratan güzel formalarımız da cezbetmedi değil hani! Yarış öncesi Perşembe günkü son idman-
da, 4x200 metre erkekler bayrak yarışı için beyler çok çalıştı, bayrak değişimini birkaç kez
prova edip tam mesafe koşunca sonuçlar iyi gelmez mi? Aynı şekilde Ertan Sarı, nam-ı diğer
Şimşek Ertan (Tekfen Mühendislik), 60 ve 200 metrede takımı beklentiye soktu. Sessiz güç
Ceren Hancıoğlu ise (Tekfen Emlak) uzun mesafede iddialıydı.
Yarış günü sabahı formalarımızı çektik ve Ataköy’deki Aslı Çakır Atletizm Pisti’nde buluştuk.
Buluşma noktamız, bedava fıstıklı baklava dağıtan bir stant! O standın önünden ne zaman
geçtiysem, birkaç Tekfenli mutlaka gördüm. “Tekfen’de önce karınlar doyar!” dedikleri bu
olsa gerek. Uzun bir gündü. Hepimiz sırayla yarıştık, elemeler, yarı final, final. O sıra yarış-
mayanlar ellerinde bayraklar, avazımız çıktığı kadar yarışan takım arkadaşımızı destekledik.
“Koş koooş, yürü be aslanım, haydi Tekfeeeeen!” misali. Duymayan kalmadı, zira günün so-
nunda “en neşeli takım” kupasını bize layık gördüler!
Uzattım, bitiriyorum. Diyeceğim o ki, o gün orada müthiş güzel vakit geçirdik, çocuklar gibi
birlikte hoplayan zıplayan gerçek bir takım olduk. Yarışlar bahane, dostluk şahane. Değil mi
arkadaşlar?
Bahar sayımıza kadar sağlıklı, mutlu kalın.
Sevgiyle,
Dori Kiss Kalafat
dori@tekfen.com.tr7. yayın yılımızın başında
hepinize merhaba!