TARIMDA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Tarım, gıda zincirinin başlangıç noktasıdır. Bir yanda tarımda verimliliği artırırken toprağı ve doğal tarım kaynaklarını korumak, çiftçinin yaşam kalitesini yükseltmek, ama en önemlisi hızla artan dünya nüfusunun ihtiyacı olan yeterli ve kaliteli gıda maddesini temin ederek gıda ve besin güvenliğini sağlamak, tarımda sürdürülebilirliğin temel kavramlarıdır.

Beslenme ve gıda güvenliği

Beslenme ve gıda güvenliği, insanlığın geleceği için anahtar konulardan biridir. Açlık, halen dünya çapında 1 milyar kişiyi, kötü beslenme ise 2 milyar kişiyi etkilemekte olup, bunların büyük bir çoğunluğunu çocuklar oluşturmaktadır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun tahminlerine göre sadece yetersiz beslenme, verimlilik kaybı ve sağlık giderlerinden ötürü, küresel ekonomiye her yıl yaklaşık 3,5 trilyon dolarlık (küresel GSYH’nin yaklaşık %5’i) yük bindirmektedir. Küresel nüfusun karşılaştığı sağlık problemleri incelendiğinde, bunların onda birinden fazlasının kötü beslenmeden kaynaklandığı görülmektedir.

Bu çerçevede gübre sektörü, sürdürülebilir gelişme hedefleri çerçevesinde, dünyayı besleyecek ve besin güvenliğine katkıda bulunacak stratejik bir öneme sahiptir. FAO tarafından 25 yıl süreyle, 40 ülkede yürütülen deneme çalışmaları, doğru ve dengeli gübreleme sonucunda buğday üretiminde ortalama %60 verim artışı sağlanabileceğini ortaya koymaktadır. “4R” (4 Rights - 4 Doğru) olarak adlandırılan “doğru bitki besleme maddesinin doğru oranda, doğru zamanda ve doğru yerde” kullanılmasının sağlayacağı verim artışı, küresel gıda güvenliğinin sağlanmasındaki temel güvencelerden biridir.

Diğer yandan bitki besin maddeleri, içerdiği mikroelementler sayesinde sadece bitki gelişimine değil, beslenmeye ve dolayısıyla insan üretkenliğine ve ekonomiye de olumlu etki yapmaktadır. Bitki besin maddelerinin, zaten formüllerinde mevcut olan nitrojen, fosfor ve potasyuma ek olarak, çinko ve iyot gibi mikroelementlerle zenginleştirilmesi sadece ürün verimini artırmaya yardımcı olmamakta, ayrıca insanlar tarafından tüketilen bu besinlerin biyoyararlanımını artırarak beslenmeye önemli katkı sağlamaktadır.

Toros Tarım’dan örnek bir uygulama: Çinkolu Gübre

Tüm canlılar yaşamak için çinkoya ihtiyaç duyar. Bir besin elementi olarak çinko, bitkilerin bünyesinde bulunduğu gibi, insan ve hayvanlarda da çok sayıda enzimin yapısında ve fonksiyonlarında görev alır. Bitkiler çinkoyu topraktan kılcal kökleri vasıtasıyla emerler. Toprakta çinkonun az olması, bitkilerin yeterince çinko alamamasına neden olur. Bu da bitkilerin büyümesi ve gelişmesinde gerileme meydana getirir; verim ve kalitede azalma görülür.

Çinko, insan sağlığı için de hayati öneme sahiptir. İnsanlar, günde 8-10 mg kadar çinko elementine ihtiyaç duyarlar. Özellikle büyüme çağındaki çocukların ve hamile kadınların yeterli miktarda çinko içeren gıdalarla beslenmesi, gelişimleri üzerinde olumlu etki yaratır. Fakat yapılan araştırmalarda, Türkiye’deki tarım topraklarının %87’sinde bitkiye yarayışlı çinko miktarının yetersiz olduğu saptanmıştır. Bu yetersizliğin giderilmesi amacıyla ilk kez Toros Tarım tarafından üretilen çinko katkılı kompoze gübreler hem bitkilerde verim ve kaliteyi artırmakta, hem de insanlar arasında yaygın olan çinko eksikliğinin giderilmesine önemli katkıda bulunmaktadır.

Günümüzde Türkiye’de 300 bin tonun üzerinde çinkoyla zenginleştirilmiş gübre kullanılmakta ve Tarım Bakanlığı’na göre bunun ekonomiye yaklaşık 100 milyon dolarlık bir katkısı bulunmaktadır. Bu yarar, çinkonun insan sağlığına sağladığı faydayla ikiye katlanmakta ve Toros’un öncülük ettiği bu uygulamayı, dünya çapında bir başarı öyküsü haline getirmektedir.

Yoksullukla mücadelede tarım sektörünün rolü

Dünyada tarımla hayatını sürdüren yaklaşık 1,5 milyar kişi bulunmaktadır. Bunların %70’i, bir veya iki hektarlık tarlalarda ekim yapan küçük çiftçilerdir. Bu kesim, dünyadaki gıda tedarikinin temel unsuru olmakla birlikte yaşamını güçlükle sürdürmekte ve zor koşullar altında çalışmaktadır. Bitki besin maddeleri, küçük çiftçileri daha üretken hale getirebilmek ve refah seviyelerini artırarak, bulundukları yerden ekonomiye daha fazla katkıda bulunmalarını sağlamak açısından elzemdir.

Dünya Bankası’nın yaptığı çalışmalar, tarım sektörünün yoksulluğun azaltılmasında önemli bir role sahip olduğunu göstermektedir. Tarıma yatırım yapmak, yoksulluğun ortadan kaldırılmasında en etkili araçlardan biridir. Çiftçilerin refah seviyesini artırmak yoluyla devletler, cinsiyet eşitliği, eğitim, sağlık ve ekonomik fırsatlarla ilgili hedeflerine daha kolay ulaşabilir.

Gıda ve tarım sektörü, çevresel sürdürülebilirliği olan gelişme konusunda dev bir potansiyele sahiptir. Tarım-gıda tedarik zincirinin tüm aktörleri, daha az kullanarak daha çok üretmek zorundadır. Ekilebilir alanlarımızı daha iyi değerlendirmek ve aynı alandan, besin değeri yüksek daha fazla ürün elde etmek zorundayız. Toros Tarım olarak, çiftçimize sunduğumuz kaliteli girdiler ve verimliliği artırmaya yönelik bilinçlendirme çalışmalarımızla, insan refahının ve sürdürülebilir gelişmenin en önemli unsuru olan gıda güvenliği konusuna odaklanmayı ve sosyal sorumluluk bilinci ile tarımda sürdürülebilirlik uygulamalarımızla çiftçimize en yüksek katkıyı vermeyi bundan sonra da sürdüreceğiz.

Tarımda Sürdürülebilirlik Uygulamalarımız için tıklayınız