IFA Nedir?

Dünyada gübre sektörünü temsil eden tek kuruluş olan IFA (International Fertilizer Industry Association), 1927’den beri faaliyetlerini sürdüren uluslararası nitelikte bir organizasyon.

IFA’ya üye kuruluşlar arasında her çeşit gübre, gübre hammaddesi ve ara mamul üretimi yapan ya da bunların dağıtım faaliyetleriyle ilgilenen şirketlerin yanı sıra bilimsel araştırma enstitüleri ve eğitim kurumları da yer alıyor. Merkezi Paris’te olan IFA’nın üyelerinin yarısı, gelişmekte olan ülkelerin temsilcilerinden oluşuyor.

Birliğin amacı, dünya gıda güvenliğinin sağlanması için çevreye duyarlı ve verimli bir gübre üretimi ve dağıtımı yapmanın yanı sıra, tüm dünyada dengeli ve yeterli bitki beslenmesini temin etmek için çalışmalar yapmak, politikalar üretmek ve bunları yaymak olarak özetleniyor. IFA’nın sorumlulukları arasında gübre sektöründe faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar ile onların ticari ortak ve aracıları için müzakere ortamı yaratmak ve yeni ürün geliştirilmesine yönelik çalışmaları desteklemek de yer alıyor. Bunun yanı sıra gübre sektörüne yönelik Sağlık-Emniyet-Çevre (SEÇ) standartlarının oluşturulması, tanıtım faaliyetleri ve gıda güvenliği gibi konular IFA’nın ilgi alanları içine giriyor.

85 ülkeden 540 kuruluşun üye olduğu derneğin başkanlığını, geçtiğimiz Mayıs ayından bu yana Tekfen Holding Tarımsal Sanayi Grubu Başkanı ve Toros Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Esin Mete yürütüyor. Derneğin ilk kadın başkanı olan Mete, bu görevini iki yıl boyunca sürdürecek.

Gübre sektörü, gıda sektörüyle içiçe

Küresel çapta gıda üretiminin sürdürülebilirliğine yardımcı olmayı hedefleyen uluslararası gübre sektörü kendisini esas olarak kimya sektörünün altında değil, gıda sektörünün altında konumlandırıyor. Bu kapsamda IFA, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile de yakın işbirliği içinde çalışmalar yürütüyor.

Tarım politikalarının merkezine insan refahının yeniden yerleştirilmesi; gıda güvenliğinin bütün ülkeler için sağlanması; mikrobesin eksikliklerinin ortadan kaldırılması; uzun, sağlıklı ve verimli bir hayat için temel olarak yeterli, dengeli beslenmeye odaklanılması; toprak bozulmasının durdurulması ve geri dönüştürülmesi; biyoenerji üretimi; çiftçiler, tüketiciler ve hükümetlerle bilim insanları arasında işbirliği ortamının teşvik edilmesi gibi konular, IFA’nın faaliyetlerinin temelini oluşturuyor.

Esin Mete tarafından başkanlık dönemi için belirlenen 2013-2014 faaliyet programında, “nutrient stewardship” olarak ifade edilen, “doğru ve dengeli bitki besleme” konusu IFA’nın odaklanacağı alanların başında geliyor. “4R” (4 Rights – 4 Doğru) başlığıyla yürütülen bilinçlendirme kampanyaları, “doğru bitki besleme maddesinin doğru oranda, doğru zamanda ve doğru yerde” kullanıldığı takdirde, çiftçilerin nasıl azami verim artışı sağlayabileceklerini gösteriyor.

Gübre Sanayisi

Bitkiler, yaşamak için güneş, su ve besin maddelerine ihtiyaç duyar. Besin maddeleri havada ya da toprakta bulunur. Toprakta yeterli besin maddesi bulunuyorsa, ürünler sağlıklı şekilde büyür. Ancak bitkinin ihtiyaç duyduğu besin maddelerinden sadece biri bile eksik olduğunda, bitki yeterince büyüyüp gelişmediği için verimlilik düşük olur. İşte gübre bu noktada devreye girerek, toprakta eksik bulunan besin maddelerini tamamlar.

Gıda ve Tarım Örgütü tarafından 25 yıl süreyle, 40 ülkede Gübre Programı çerçevesinde yürütülen deneme çalışmaları, doğru ve dengeli gübreleme sonucunda buğday üretiminde ortalama yüzde 60 verim artışı sağlanabileceğini ortaya koydu. Kaliteli ve verimli toprak seçimi, toprağa en uygun tohum, ekim için uygun zaman, uygun miktarda gübre kullanımı, zararlı böcekler ve hastalıkların yanı sıra toprak erozyonunun kontrolü, sulama ve drenajın sağlanması, IFA’nın da öncülüğünü yapmakta olduğu iyi tarım uygulamalarının olmazsa olmaz bileşenlerini oluşturuyor.

Küresel gübre sanayi, yılda 170 milyon ton bitki besin maddesi üreten bir endüstri. Bu maddeler sürdürülebilir tarımsal üretim ve gıda güvenliğinin sağlanması amacıyla dünyanın hemen yer yerinde kullanılıyor. Halihazırda küresel gübre endüstrisi, kapasitesinin yaklaşık yüzde 95’ini kullanıyor. Küresel gübre sektöründe üretim kapasitesinin yeni yatırımlar yoluyla artması beklenirken, buna yönelik başlatılmış ve planlanmakta olan yatırımların toplamı 80 milyar dolara ulaşıyor.

Gübreyi güçlendirerek gıdaları da güçlendirmek

Gübre, sadece bitki gelişimi için değil, insan sağlığı ve ekonomi için de önemli. Esin Mete, mikroelement katkılı gübreler hakkında yazdığı, Global Food Security adlı sitede yayımlanan makalesinde bu konunun altını çiziyor. Bitki besin maddelerinin sadece bitki gelişimine değil, beslenmeye ve dolayısıyla insan üretkenliğine ve ekonomiye etkisine de değinen Mete, “Niye her zaman gıdalarımıza besin maddeleri ekliyoruz? Neden bu besin maddelerini doğrudan toprağa vermiyoruz?” sorusunu soruyor.

Beslenme ve gıda güvenliğinin gelecek için anahtar konulardan biri olduğunu vurgulayan Esin Mete, dünya liderlerinin bir araya gelip yeni gelişim hedeflerini tartışırken, bu konuya da ağırlık vermeleri gerektiğine dikkat çekiyor. Dünya Bankası’nın yaptığı çalışmalara göre, tarım sektörünün yoksulluğun azalmasında önemli bir rolü var. Ayrıca bilinçli beslenme insanların hayat kalitesini yükseltmekle kalmıyor; onların verimliliklerini artırarak, sağlıklı bir ekonomi sürdürülmesinde de önemli rol oynuyor. FAO’nun tahminlerine göre sadece yetersiz beslenme, verimlilik kaybı ve sağlık giderlerinden ötürü, küresel ekonomiye her sene yaklaşık 3,5 trilyon dolarlık yük biniyor.

Esin Mete, gübre sektörünün açlık ve yetersiz beslenmedeki rolünün daha iyi anlaşılmasının önemine dikkat çekiyor. Gübrenin içinde zaten mevcut olan azot, fosfor ve potasyuma ek olarak, çinko ve iyot gibi mikroelementlerle zenginleştirilmesi daha iyi beslenme adına umut verici sonuçlar doğuruyor. Bu sadece gelişmekte olan ülkeler için değil, aynı zamanda gelişmiş ülkeler için de önemli. Çünkü, besin yönünden fakir toprakların mikroelementle güçlendirilmesi sadece ürün verimini artırmaya yardımcı olmuyor, ayrıca insanlar tarafından tüketilen bu besinlerin biyoyararlanımını artırarak beslenmeye önemli katkı sağlıyor.

Toprağa yapay ya da doğal gübre şeklinde eklenen üç makroelemente (azot, fosfor ve potasyuma) ek olarak, bitki gelişiminde ihtiyaç duyulan 13 farklı mikro ve makro element daha var. Her bölge kendine özgü toprak yapısına sahip olduğu için, bu elementlerin miktar ve cinsine olan ihtiyaç da değişiyor. Esin Mete, bu konuda bilinçli bir yaklaşımın sağladığı yarar için Hindistan’ın Karnataka eyaletini örnek gösteriyor. Yarı Kurak Tropikal Bölgeler için Uluslararası Bitki Araştırma Enstitüsü (ICRISAT) ile ortaklaşa yürütülen hükümet programında çinko, bor ve kükürt ile biyolojik olarak güçlendirilen gübreler, tarımsal üretimde büyük artışlar sağlamıştı: ayçiçeği %345, yerfıstığı %240, mısır %150 ve soya fasulyesi %116.

Benzer şekilde, Türkiye’de Orta Anadolu Bölgesi’nde buğday ekilen alanlarda uygulanan çinkolu gübre programında, ürün verimindeki artış %500’lere ulaşmıştı. Bu artış, çiftçinin ekonomik gelirlerinin de yılda ortalama 150 milyon dolar artması anlamına geliyor.

Toros Tarım’dan örnek bir uygulama: çinkolu gübre

Toros Tarım tarafından Türkiye’de ilk defa üretilen çinko katkılı kompoze gübreler bitkilerde verim ve kaliteyi artırmakla kalmayıp, yüksek çinko ihtiva eden tarım ürünleriyle beslenen insan ve hayvanların sağlıklı yaşamasını da sağlıyor. Çinkolu gübre uygulaması, insanlar arasında yaygın olan çinko eksikliğinin giderilmesine önemli katkıda bulunuyor. Bitkiler topraktan çinkoyu emebildikleri için, onları tüketen insanlar da çinkodan biyoyararlılık sağlayabiliyor.

Tüm canlılar yaşamak için çinkoya ihtiyaç duyar. Besin elementi olarak çinko, bitki bünyesinde olduğu gibi, insan ve hayvanlarda da çok sayıda enzimin yapısında ve fonksiyonlarında görev alıyor. Bitkiler çinkoyu gelişme ortamındaki topraktan kılcal kökleri vasıtası ile emerler. Toprakta çinkonun az olması veya topraktan çinkonun alınmasını engelleyen faktörlerin bulunması, bitkilerin çinko ile yetersiz beslenmesine neden olur. Bu da bitkilerin büyümesi ve gelişmesinde gerileme meydana getirir; verim ve kalitede azalma görülür.

Yapılan araştırmalarda, Türkiye’deki tarım topraklarının yüzde 87’sinde bitkiye yarayışlı çinko miktarının yetersiz miktarda olduğu saptanmıştır. Yani her on tarladan veya bahçeden dokuzu, çinko katkılı kompoze gübrelerle beslenmeye ihtiyaç duyuyor. Besin elementi olarak çinko ile iyi beslenmiş bitkilerin ürünlerini gıda olarak kullanan insan ve hayvanlar da sağlıklı beslenmiş oluyor. İnsanlar günde 8-10 mg kadar çinko elementine ihtiyaç duyuyor. İnsan sağlığı bakımından özellikle büyüme çağında olan çocukların, hamile kadınların yeterli miktarda çinko içeren gıdalarla beslenmesi büyük önem taşıyor. İnsanların beslenmesinde olduğu gibi hayvanların beslenmesinde kullanılan mısır, arpa, kepek, küspe, melas, silajlık mısır, yonca ve fiğ gibi yem ve yem maddelerinde de yüksek oranda çinko bulunması, et, süt ve yumurta verimi bakımından büyük önem taşıyor.