2015 Uluslararası Toprak Yılı

Birleşmiş Milletler, 2014 Aralık ayında aldığı kararla 2015’i “Uluslararası Toprak Yılı” ilan etti.

BM Genel Kurulu tarafından alınan bu kararın ardından Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Toprak Yılı ile ilgili çalışmaları, Küresel Toprak Ortaklığı çerçevesinde, üye devletler ve BM Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi işbirliğinde uygulamakla görevlendirildi. FAO Genel Direktörü José Graziano da Silva’ya göre sağlıklı topraklar sadece gıda, yakıt ve tıbbi ürünlerin kaynağı olmakla kalmayıp, ekosistemin devamı için de en kritik unsurlardan biri. Toprak, suyun filtrelenmesi, karbon döngüsü ve karbon depolanması gibi konularda önemli bir işleve sahip.

Günümüzde küresel toprak kaynaklarının %33’ü verimsiz durumda. Buna karşın dünyada, açlık ve yetersiz beslenmeyle karşı karşıya olan 805 milyondan fazla insan var. Nüfusun her yıl artmakta olduğuna ve bu artışın, gıda üretiminde yaklaşık %60’lık bir büyümeyi zorunlu kıldığına dikkat çeken da Silva’ya göre toprağın korunması, insan ve diğer tüm canlıların geleceği için hayati bir öneme sahip. Bu nedenle da Silva, herkes için ve hep birlikte yürütülen sürdürülebilir bir kalkınma hedefi doğrultusunda, 2015 yılı boyunca tüm insanları toprağın korunması için aktif rol almaya davet ediyor.

FAO, Uluslararası Toprak Yılı kapsamında farkındalık yaratmayı amaçlıyor

2015’in Uluslararası Toprak Yılı olarak ilan edilmesi, tüm dünyada konuyla ilgili farkındalık yaratmayı ve toprağın maruz kaldığı olumsuz etkenlerin azaltılmasını amaçlıyor. FAO’nun Uluslararası Toprak Yılı uygulamaları kapsamında ortaya koyduğu hedefler şunlar:

  • Sivil toplum ve karar alıcılar arasında farkındalığı artırmak,
  • Toplumu eğitmek,
  • Toprak kaynaklarının sürdürülebilir şekilde kullanımı için gerekli olan etkileri, politikaları ve eylemleri desteklemek,
  • Sürdürülebilir toprak yönetimi etkinliklerine yatırımı teşvik etmek,
  • Sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve 2015 sonrası kalkınma gündemi süreçleri ile bağlantılı girişimleri güçlendirmek,
  • Toprak enformasyonu toplanması ve her seviyede izlenmesikonularında hızlı bir şekilde kapasite artırımına gidilmesi.

Geri dönüşümü olmayan kaynak: Toprak!

Dünya yüzeyinin yaklaşık 13 milyar hektarı karalarla kaplı. Bu alanın ise %37’sine tekabül eden yaklaşık 5 milyar hektarını tarım arazileri oluşturuyor. FAO’nun “World Agriculture: Towards 2010” çalışmasında, yukarıda belirtilen arazilerin yanı sıra önümüzdeki süreçte tarım alanlarının artırılmasına imkân tanıyacak 1,8 milyar hektar potansiyel arazinin bulunduğu belirtiliyor. Diğer taraftan, dünya genelinde her yıl önemli miktarda tarım arazisi erozyon, tuzlanma ve yoğun kullanım gibi nedenlerle tarım alanı olma özelliğini kaybediyor.

Araştırmalar, bozulan tarım alanlarının %55,7’sinde su erozyonunun, %27,6’sında rüzgâr erezyonunun, %12,5’inde ise kimyasal değişimlerin etkili olduğunu gösteriyor. Bunların yanı sıra dünya nüfusundaki artış, iklim değişikliği, küresel ısınma gibi faktörler de göz önüne alındığında, toprak kullanımının geleceği ve sürdürülebilirliği ile ilgili ortaya çıkacak tehlike dikkat çekici boyutlara ulaşıyor. Gerçekten de tarım arazileri, yerleşim, yol, havaalanı, sanayi, vb. amaçlarla hızla işgal ediliyor. Kişi başına düşen tarım arazisinde son 10 yılda azalma, gelişmiş tarım ülkelerinde %15, gelişmekte olan ülkelerde ise %40 civarında. FAO’ya göre kişi başına düşen tarım arazisi 1960’larda 0,5 hektar iken, 2000’li yıllarda 0,23 hektara geriledi. Bu rakamın 2050 yılında 0,15 hektara düşeceği, yani yaklaşık 90 yılda 3,5 kat azalacağı öngörülüyor.

Özellikle gelişen teknoloji ve olanaklar birçok alanda alternatif seçenekler sunsa da, insanların ve diğer canlıların dünya üzerindeki yaşamlarını sürdürebilmeleri, doğrudan toprağın geleceğine bağlı. Çünkü toprak, geri dönüşümü olmayan en büyük kaynağımız.

Türkiye’de toprak kaybı ve bu konuda yapılan çalışmalar

Tarımda kullanılan arazilerin 27,9 milyon hektar civarında olduğu Türkiye’de de toprak, en önemli geçim kaynaklarından biri konumunda. Rakamlar, genellikle düşünüldüğünün aksine Türkiye’nin tarım toprağı açısından yoksul bir ülke olduğunu ortaya koyuyor. Tarım arazilerinin her yıl konut, sanayi ve turizm yapılaşmaları nedeniyle kullanılamaz hale gelmesi, tarım topraklarının hızla azalmasına ve toprağın sürdürülebilirliğinin olumsuz etkilenmesine yol açıyor. Ülkemizde toprak sürdürülebilirliğini olumsuz etkileyen faktörlerden biri de yanlış toprak uygulamaları, yanlış sulama ve bitki yönetimleri sonucunda toprağın hızla tuzlulaşması. Ayrıca erozyon ve iklim değişikliği gibi etkenler de ülkemiz topraklarını tehdit ediyor.

2015 Uluslararası Toprak Yılı uygulamaları kapsamında, FAO’ya üye ülkelerden biri olan Türkiye’de de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör kuruluşlarının destekleriyle çeşitli çalışmalar gerçekleştiriliyor. Toprak konusunda çalışmalar yürüten özel sektör temsilcileri arasında Toros Tarım, uygulamaları ve çalışmalarıyla dikkat çekiyor.

Toprağın doğru bir şekilde beslenmesinin dünyadaki açlıkla mücadelede en önemli araçlardan biri olduğunu savunan Toros Tarım, çiftçi eğitimleri ve Türkiye’de bu alanda yapılmış en büyük çalışma olan Deneme Tarlası Projesi gibi girişimler yoluyla toprağın daha verimli kullanılmasını sağlamak için çaba gösteriyor. Diğer taraftan, 2013-2015 yılları arasında Uluslararası Gübre Sanayi Birliği (IFA) Başkanlık görevini üstlenen Toros Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Esin Mete de, başkanlığı süresince uluslararası platformlarda gıda güvenliği, açlıkla mücadele, sürdürülebilir toprak ve tarım konularında farkındalık yaratıcı çalışmalara öncülük etti.

Esin Mete, başkanlık görevini devrettiği, 25-27 Mayıs 2015 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilen IFA Yıllık Konferansı’nda da Uluslararası Toprak Yılı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Mete, konferansta yaptığı konuşmasında, “Sağlıklı topraklar, gıda güvenliği ve ekonomik kalkınma için büyük önem taşıyor ve bu konu çoğu zaman gözden kaçırılıyor. IFA, bu nedenle sağlıksız toprakları rehabilite etmeyi, sağlıklı toprakları ise korumayı ve sürdürülebilir bir şekilde yönetmeyi kendileri için hedef olarak belirlemiştir,” ifadelerini kullandı. Mete, “Toprak Yılı”nın IFA için 2015 ile sınırlı olmadığını, IFA üyelerinin, dünyanın her tarafında sağlıklı toprakların önemini anlatmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi. İstanbul’daki buluşmaya, dünyanın en önemli toprak bilimi uzmanlarından biri olan Kolombiya Üniversitesi, Yer Bilimleri Enstitüsü, Tarım ve Gıda Güvenliği Merkezi Direktörü Dr. Pedro Sanchez de konuşmacı olarak katıldı.